Yolsuzluk her yerde var; bunu bilelim de...

Baþbakan Tayyip Erdoðan uzun bir aradan sonra AB ile iliþkileri canlandýrmak için Brüksel’e gidecek... Hükümet geziye bir önem veriyorsa, Avrupa için gezi en az iki misli önem taþýyor.

Hafta boyu yapýlan ‘büyükelçiler toplantýsý’na katýlan diplomatlara, Tayyip Bey, “Görev yerinize gittiðinizde muhataplarýnýza 17 Aralýk’ýn demokrasiye darbe amaçlý bir giriþim olduðunu anlatýn” tavsiyesinde bulundu.

Dün göz gezdirdiðim gazetelerde, “Büyükelçiler kutuyu soranlara ne anlatacak?” alaycý tavrýný köþelerine taþýyanlar olduðunu gördüm. Okuyucularý arasýndan “Doðru” diyerek kafasýný sallayanlar çýkmýþtýr herhalde...

Pekin büyükelçisi ne desin? Riyad büyükelçimiz durumu nasýl anlatsýn? Atina büyükelçisi ülkede olanlarý savunurken ne yapsýn? Arjantin, Brezilya gibi ülkelerde görevli diplomatlar seslerini nasýl yükseltsin? Ya Roma, Madrid büyükelçilerimiz?

Hükümetle artýk iliþkileri kesilmiþ bazý bakanlarýn ellerini kendilerine ait olmayan ceplere uzattýklarý henüz bir iddia. Ýddianýn üzerine mutlaka gidilecektir, gidilmelidir de... Adlarýnýn önüne ‘rüþvetçi’ sýfatýnýn yapýþmasýný istemeyen siyasiler bunu kendileri isteyeceklerdir. Hükümetini devirme amaçlý olduðunu düþündüðü 17 Aralýk giriþiminden fazla sýyrýk almadan kurtulabilsin, Baþbakan Erdoðan’ýn ilk yapacaðý iþin ‘yolsuzluk’ iddialarýnýn dosyasýný açmak olacaðýný sanýyorum...

O açmayý ihmal ederse, bizler hatýrlatýrýz...

Yabancý ülkelerde görevli diplomatlarýmýz da bunu söyler; muhataplarý mutlaka anlayacaktýr... Çünkü bugünün dünyasýnda, demokratik veya demokrasi-dýþý yönetimlere sahip ülkelerin en büyük derdidir yolsuzluklar...

Haritaya gözleriniz kapalý yaklaþýp parmaðýnýzý herhangi bir ülke üzerine basýn, o ülkede de, bizde þimdi iþittiklerimize benzer —hatta daha þiddetli— iddialarýn gündemde olduðunu göreceksiniz...

Size ben bir özet çýkarayým...

Meksika ve Kolombiya uyuþturucu mücadelesinde baþarý kaydetmeye baþladý; o ülkeleri mekân tutmuþ karteller kendilerine rahat hareket edebilecekleri yeni mekânlar peþinde. Orta Amerika ülkelerinde bu yüzden ciddi siyasi sýkýntýlar yaþanýyor. Gün geçmiyor ki, bir ülkede, uyuþturucu tâcirlerinden para alma iddiasýna muhatap siyasetçiler çýkmasýn...

Suudi Arabistan’da iki yýl önce yolsuzlukla mücadele komisyonu oluþturulmuþ. Nazaha adlý komisyonun baþkaný Muhammed Þerif’in ‘Arab News’ gazetesine verdiði mülakat bana çok ilginç geldi. Ülkede bakanlar dahil bütün devlet görevlilerinden ilk gün mal beyaný alýnýyor ve yeni bir mal beyaný doldurana kadar istifalarý kabul edilmiyor, ikramiyeleri verilmiyormuþ... Yine de günde tam 100 yolsuzluk bildirimi ulaþýyormuþ komisyona...

Ekonomik krizlerle boðuþan komþumuz Yunanistan’da çýkan Kathimerini gazetesinin 14 Ocak tarihli Ýngilizce özet nüshasýnda, tam üç ayrý ‘yolsuzluk’ haberi yer alýyordu. Bir Alman firmasýndan denizaltý anlaþmasý karþýlýðý rüþvet almýþ iki ulaþtýrma bakanlýðý bürokratý; adamlar tutuklanmýþ... Eski maliye bakaný Giorgos Papaconstantinou üç akrabasýnýn ismini Ýsviçre bankalarýnda hesabý olanlar listesinden sildiði için Yüce Divan’da yargýlanacakmýþ... Michalis Liapis adlý eski bir bakan, AB’den alýnan fonlarla yazlýk evini elden geçirdiði için yargýlanýyormuþ... Liapis emlâk vergisini düþük ödemek için evini küçük gösterdiði yetmezmiþ gibi, yol vergisinden yýrtmak için arabasýna sahte plaka da takmýþ...

Ya Çin? En iyisi bir yýl sonu deðerlendirme haberinden durumu okuyun: “Geçen yýlýn (2013) ilk 11 ayýnda 37 bin memurla ilgili yolsuzluk iddiasý soruþturuldu. 36.907 kiþi ceza aldý.” 

Ýtalya’da eski baþbakan Berlusconi rakip parti hükümetini devirmek için gerekli oyu saðlayan bir senatöre yüklü miktarda para (‘rüþvet’) verdiði için yargýlanýyor.

Ýspanya’da aralarýnda iki belediye baþkanýnýn da bulunduðu 53 kiþi 11 yýla kadar hapis ve yüzmilyonlarca euro para cezasýna çarptýrýldý.

Devam edebilirim, ama ne demek istediðim herhalde açýk: Yolsuzluk bütün dünyayý kemiren bir hastalýk; bundan kurtulmuþ pek ülke yok... Önemli olan, yolsuzluðun yapýlabilmesi deðil, yolsuzluða müsamaha edilmemesi...