Seçilmiþ Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Erdoðan’ýn attýðý adýmlar ve Türkiye’yi coðrafyasýyla birlikte ayaða kaldýrma hamleleri YERLEÞÝK KÜRSEL-YEREL ODAKLARI ve onlarýn uzantýsý BASIN unsurlarýný neden rahatsýz etti hiç düþündünüz mü?
Sevgili dostlarým, baþka sorular da soralým ve devam edelim; 2003 ve özellikle 2008 sonrasý kendisi ve bulunduðu coðrafyanýn kaderini deðiþtiren Türkiye ve bu amaç uðrunda her anlamda yolumuzu açan lider olan Erdoðan, neden hedef? Dünya genelinde “küresel sermaye ile iyi geçinip kendine yer edinmeye çalýþanlar Davos ve benzeri sembol yerlerde yapýlan toplantýlara koþarken, LÝDER “dünya 5’ten büyüktür” diyerek nasýl bir yol açtý ve açmaya devam ediyor?
Sorularý maddeler halinde uzatabilirim ama yapmayacaðým...
Aslýnda “nedenler” kýsaca her þey çok açýk deðil mi; 300 yýl sonra PARÇALAR, ANA GÖVDEYLE KAVUÞUYOR! Ve bunu saðlayan MERKEZ Türkiye, BUNU SAÐLAYAN LÝDER ERDOÐAN, hedef tahtasýna konuyor içeriden-dýþarýdan ÇOK AÐIR BÝR SALDIRI altýnda kalýyor !
Sevgili dostlar, bugün “neyin neden” olduðunu soranlar acaba GEÇMÝÞÝMÝZÝ ve detaylarý iyi bilip analiz edebiliyorlar mý?
Bilmiyorlarsa “ciddi bir çýkarým” elde etmek mümkün deðil...
Unutmayalým; geçmiþin süzgeci, geleceðin tanelerini verir...
Bu baðlamda özellikle geçmiþi detaylandýrarak geleceðe birlikte bakmayý deneyelim...
1850’lerden itibaren Ruslarla savaþ hazýrlýklarýna baþlayan daha doðrusu baþlatýlan Osmanlý, Ortadoðu-Afrika coðrafyasýnda zorlanmaya baþlýyor. Bu zorlanma “tarihsel doðal etkilerle” deðil, o bölgeleri yeniden þekillendirmek isteyen güçlerin ilk adýmlarý ile ortaya çýkýyor...
1854-1876 arasýnda “o güçlerden” borçlandýrýlan Osmanlý, 1876 sonrasý “MERKEZÝ” o dönemin IMF’sine kaptýrýrken, 1876-1915 arasýnda bugünün Ýsrail devletinin yerleþtiði yer dahil, planlanan bütün topraklarýný kaybediyor. Hatta ele geçirme o kadar ileri gidiyor ki; 1915 sonrasýnda “iþgal” bugün yaþadýðýmýz topraklara kadar uzanýyor...
Sevgili dostlar, Türkiye’nin “kurtuluþ-kuruluþ” detaylarýný arýndýrýr ve “o bölgelere” tarihsel olarak bakarak bugünü anlamlandýrmaya çalýþýrsak, bir detayý çok net görüyoruz: 1900’lerden itibaren Osmanlý’dan ele geçirilerek zorlama ile kurulan “Ýngiliz-Fransýz-Ýtalyan” imzasýný taþýyan “her yer” çöküyor...
Çýkarým 1: Osmanlý devlet yapýsýnýn, ruhunun, varlýðýnýn zorla el çektirilerek, üzerinde “zorlama devletlerin” kurulduðu her bölgede sorun var! Konuya sadece Ýsrail ve çevresi, Mýsýr, Libya, Irak, Suriye ve diðerleri olarak bakmayýn ve son 10 yýlý düþünerek Balkanlar’ý da unutmayýn! Son halka Yunanistan... Osmanlý’nýn “500 sene baktýðý” doðal olarak “yalnýz bir ekonomi olmasý” mümkün olmayan Yunanistan, “ekonomik anlamda” ilk çöken yer! Yugoslavya ve Yunanistan’ýn Ortadoðu-Afrika çizgisinden farklý algýlanmasýnýn tek bir sebebi var: “Bulunduðu coðrafya”!
Çýkarým 2: Merkez dediðimiz yani “RUHUN bakiyesinin” kaldýðý ve üzerine genç bir devlet kurulan Türkiye, 1938-2003 arasý yýllarca dalgalandý! Kendini bulamadý, Osmanlý’yý yýkanlarýn “oyunlarý” altýnda darbeler-devalüasyonlar arasýnda geldi-gitti...Bütünün beyniydi-ruhuydu ama “parçalara” sahip çýkmamasý için “1850’lerde baþlatan manipülasyon” 150 seneden fazla devam etti...
Çýkarým 3: Bir “bütün” parçalara ayrýlýr, belli bir dönem bu “parçalar” deðiþim geçirerek yoluna devam edebilir. Ana soru “parçalar tek tek yeniden daðýldýðýnda” ÝLK HALÝN-ÝLK BÜTÜNÜN yeniden ortaya çýkýp çýkmayacaðý veya daha net ifadesiyle “zorla parça haline getirilen yapýlarýn, zorlamanýn etkisi kalkýnca BÜTÜN’e dönüp dönmeyecekleridir”! Peki bundan sonra neler olabilir? Türkiye’nin “MERKEZ” olma haline gelmesi ile ne deðiþebilir? Bu yolu açan LÝDER ve doktrini içeriden-dýþarýdan baþlayan SALDIRIYA karþý ne adýmlar atabilir?
Sonuç: Yazabildiðim kadarýný yazdým... Lafý tam belinden söylemekte yarar var; bundan sonrasý A,B,C,D tabelalarý olanlar arasýnda seçim yapmaktan ibaret deðildir...Bundan sonrasý YA MÝLLÝ olanla beraber olmak ya da diðerleriyle olmayý seçmektir. MÝLLÝ OLANI hayata geçiren Türkiye’yi ayaða kaldýran LÝDER’in izinde, peþinde, yanýnda, arkasýnda olmak bizim için esastýr...
Son söz: Bütüne dair parçalarýn özgür kaldýðý, “MERKEZÝN” deðiþtiði, birbirlerini “akýl, mantýk, duygu, kültür, etnisite ve DÝN” dinamikleri ile bulduklarý bu DEVÝNÝM, “Ana parça” yani MERKEZ TÜRKÝYE’nin “bütünlüðü saðlayacaðý” TEZ ile devam edecek...LÝDER BU TEZÝ’i attýðý her adýmla yazýyor...Büyük TÜRKÝYE çok ama çok yakýn... Ýçeriden-dýþarýdan hatta “en dipten-en derinden” saldýrý nereden gelirse gelsin bu yola çýkmýþ LÝDER ve bu yola baþ koyanlar asla dönmeden yolumuza devam edeceðiz...ÝNANARAK SABDERENLER ULAÞACAKLARDANDIR! Anlatmaya, açýk etmeye devam edeceðiz...Hazýr olun!