Yönetici terörü

Futbolumuzun iki güzide kulübü “ezeli rakip, ebedi dost” Fenerbahçe ve Galatasaray Süper kupada kıyasıya mücadele etti. Bu kez Fenerbahçe kazandı. Derbi oynandı, bitti. Ama son yıllarda hızını iyice artırarak tavan yapan ‘yönetici demeç terörü’ bitmedi. Yeni sezonda kulüplere maddi destek de getirecek olan passolig uygulaması, futbol terörünü tamamen ortadan kaldırmayı da hedefliyor. Gelin görün ki yöneticilerin agresif ve sorumsuz tavrı bu konuda bizleri umutsuzluğa itiyor. Son gelişmelere bakın; neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Galatasaray başkanı; daha düne kadar ezeli rakibi Fenerbahçe yöneticileri hakkında yaptığı kırıcı, suçlayıcı, haddi aşan açıklamalarını unutup derbi öncesi dostluk çağrısında bulunuyor. Fenerbahçe Genel Sekreteri ve basın sözcüsü Mahmut Uslu da cevabı yapıştırıyor. “4 gün evvel başka söyleyip, 3 gün sonra başka şey söyleyince dost olmuyor... Dostluk kötü günlerde belli olur” Uslu haklı; siz ezeli rakibinizin saha dışında yaşadığı sıkıntılarda durmadan kuyusunu kazacaksınız sonra da dost olalım diyeceksiniz. Kim inanır sizin samimiyetinize! Ünal Aysal hepten pusulayı şaşırmış vaziyette. Aysal bazı söylediklerini unutabilir ama kimse basketbol finaline çıkmadığını unutmaz!

Gelelim maç içindeki Volkan terörüne. Volkan’ı iyi bir kaleci, efendi bir futbolcu olarak biliriz. 3 temmuz sürecinden sonra ona da bir haller oldu. Emre’nin maç içindeki agresif hallerine alışmaya çalışırken bir de başımıza Volkan çıktı. Üstelik Kaptan. Penaltılar sırasında kendince bir taktik geliştirmiş! Olabilir. Sonrasında Melo’nun üstüne koşması, sırtına çıkması, bir takım tahrik edici hareketlerde bulunması ve en önemlisi maç sonrası yaptığı “Belediye gereksiz sokak köpeklerini zehirlesin, yoksa bu iş bana kalacak” açıklamasının savunması olmaz! Fenerbahçe kaptanına ne bu hareketler ne bu açıklamalar hiç ama hiç yakışmadı. Futbolumuza yakışmayan o kadar şey var ki. Derbi bitti biz futboldan hala konuşamıyoruz. Derbi olur da olay biter mi. G.Saray Basın Sözcüsü Şükrü Ergun “Türkçemizde imam ve cemaat etkileşimini...” diyerek Mahmut Uslu’yu sorumlu tutuyor. Yani İmam Uslu! Galatasaray başkanı Ünal Aysal’da boş durur mu kendine vazife çıkarmış yine. Başkanlığının yanı sıra, birden PFDK, hatta Tahkim Kurulu başkanı oluvermiş. Bakın ne diyor; “bizim de kafamızda üç aşağı beş yukarı beklediğimiz bir ceza var. Bu durum yerine gelmezse...” diye tehdini savurmuş. Merak ediyorum Aysal, Galatasaray basketbol takımını final maçında salona çıkartmamıştı. Futbol takımıyla ilgili de böyle bir tasarrufta bulunmayı neden düşünmedi acaba?

İki ezeli rakip yöneticileri birbirleri üzerinde acımasızca terör estirirken, Trabzonspor Başkan Yardımcısı da kaleci Volkan’a nasıl cezalar verilmesi konusunda konuya balıklama dalmış. Aslında herkes kendi işini yapsa bunların hiç birine gerek kalmayacak. Yöneticilerin bu tür demeç terörüne başvurmalarının bir tek açıklaması olabilir; Takımları üzerindeki acizliklerini örtmek, yönetsel hataları gizlemek, birkaç gazetede boy göstermek ve de taraftara şirin görünmek. Gayrısı Şam’da kayısı! Haydi hayırlısı!