Yönetimde birlik, demokrasi ve özgürlüğün teminatıdır

Seçim dönemlerinde olduğu gibi halk oylaması sürecinde de asılsız ve düzeysiz suçlamalar baş gösterdi.

Yürütmeyi tekleştirmek istememiz; her alanda tekçi olduğumuz, yani faşizan olduğumuz biçimine dönüştürülerek anlatılıyor.

Dillerine pelesenk ettikleri şey, çoğulculuk…

Sanki biz hayatın olması gereken alanlardaki çoğulculuğu ortadan kaldırmak istiyormuşuz, hayatın her alanını tekleştirmek istiyormuşuz gibi bir algı oluşturmaya çalışanlar, gerçekte böyle düşünmediğimizi bildikleri halde çarpıtma yoluna gidenlerdir.

Çoğulculuk ile tekçilik öyle kategorik genellemelerle izah edilebilecek bir konu değildir.

Hayatın kendisi ne çoğulculuktan ibarettir, ne de tekçilikten…

Çoğulculuk kadar tekçilik de gerekli bir realitedir.

Tekçi olunması gereken yerde çoğulculuğu savunursanız, gülünç duruma düşersiniz…

Çoğulculuğu korumanız gereken yerde tekçiliği dayatırsanız, hayatın gerçekliğine ters davrandığınız için ters yüz olursunuz.

O yüzden neyi nerede savunmanız veya neyi nerede muhafaza etmeniz gerektiğini bilerek konuşmak gerekir.

***

AK Parti hayatın her alanını tekleştirmek isteyen tekçi ve faşizan bir anlayışı mı savunuyor?

Böyle bir iddia düpedüz bir yalan ve çarpıtmadır.

Tek tek bakalım isterseniz…

- “Tek devlet” diyoruz.

Devletin tekliği, vatandaşların çokluğu ve çoğulculuğunu içeriyor.

AK Parti’nin dediği açıktır: Tek devlet ama farklı dinlerimiz, ırklarımız, mezheplerimiz ve dillerimizle çoğulcu bir toplum.

Herkes kendini farklılığıyla özgürce yaşayabilmelidir.

Bu çerçevede tek devlet, gerçekte çoğulculuğun ve özgürlüğün teminatıdır.

- “Tek millet” diyoruz…

AK Parti’nin millet anlayışı da birlik içinde çokluğu, çokluk içinde birliği ifade etmektedir.

Millet, farklı kavimlerden ve ırklardan müteşekkil siyasi ve kültürel bir birliğin adıdır.

Tek millet, ama farklı kavimlerden/ırklardan oluşan çoğulcu bir toplumsal/siyasi mimari.

Her akıl sahibinin rahatlıkla anlayabileceği gibi AK Parti’nin millet anlayışı; ırkçılık/etnisite eksenine oturan, dahası ve en fenası farklılığı/çoğulculuğu inkâr eden bir anlayışı zinhar içermiyor.

- “Tek vatan” diyoruz…

Farklılıklardan/çoğulculuktan ibaret sosyal, siyasal ve kültürel bütünlüğün adı olan tek millete ait bir toprak parçası.

Hepimize ait bir coğrafya...

Topraktan öte anlamı olan ve hepimizi kaynaştıran bir değerler manzumesi...

- “Tek bayrak” diyoruz...

Hepimizi ortaklaştıran ve hepimizin değerlerini üzerinde taşıyan bir remiz…

Ortak vatanımız ve ortak geleceğimiz için beraberce döktüğümüz kanlarımızı resmeden bir değer…

Bayrak; herhangi bir ırkın veya tek bir topluluğun değil, ortak vatanda yaşayan herkesin/hepimizin ortak değeri.

Tek bayrak aynı zamanda çoğulculuğumuzu anlamlı bir birliğe dönüştüren bir sembol…

Bizim bayrağımızın tekliği, ulus-devlet veya etnisite temelinde anlaşılacak bir değer değildir.

***

Görüldüğü üzere AK Parti’nin tekleri arasında “tek dil” bulunmuyor.

Buna rağmen “tek dil”i savunduğumuzu iddia edenler ne teklikten, ne de çokluktan/çoğulculuktan anlamayanlardır.

Veya anladıkları halde bilerek çarpıtma yoluna gidenlerdir.

Herkesin dini, herkesin ırkı, herkesin dili kendinedir.

Ve AK Parti herkesi bu anlamda kendinden bilen bir partidir.

AK Parti’nin “Biz birlikte Türkiye’yiz” sloganını işte bu AK Parti’nin birlik içinde çokluğu, çokluk içinde birliği savunan anlayışını ifade eden çarpıcı bir slogandır.

***

Halkoyuna sunulan “Tek Meclis”, “Tek Yürütme” ve “Tek Yargı” önerisine dayalı sisteme dair malum koronun dediklerinin iler tutar yanı yok.

Siyasal çoğulculuk, zaten tek Meclis’in çatısı altında mündemiç…

Ülke yönetimi için intihardan farksız olan yürütmedeki ikilikte ısrarın demokrasiyle alakası yok.

Yürütmenin tek başlı olması; siyasal istikrar, doğru ve güçlü yönetim için olmazsa olmaz öneme sahiptir.

Sivil-askeri yargı ikiliğinin ortadan kaldırılması ise demokratik hukuk düzeni adına alkışlanması gereken bir husus değil de nedir?