Hafta içinde 6'lý Masa'nýn önce anayasa deðiþikliði teklifi geldi gündeme, ardýndan CHP'nin yeni ihraç ettiði danýþmanlarýyla açýklanan siyaset belgesiydi gündem... Anayasa deðiþikliði hakkýnda birkaç þey söylemeden evvel, cumhuriyetin kurucu partisi olmakla övünen CHP adýna, yurt dýþýndan ve yabancý danýþmanlarla ekonomi yönetimine talip olma paradoksu çok çarpýcýydý demeliyim... Taþýma su ile deðirmen döndüreceklerini mi zannediyorlar, nasýl bir yabancýlaþmadýr bu kendi halkýna... Allah aþkýna muhalefet etmek için bile, ihraç danýþmanlara mý muhtaç kaldýnýz diye soruyor insan ister istemez, kaldý ki bir de yönetime talipsiniz, vah vah...
Anayasa teklifi deðil, Anayasa deðiþikliði teklifine gelince, siyasete güvensizliðe dayalý, toplum kontrolcülüðünü esas alan bir deðiþiklik teklifi bu...
6'lý masanýn Anayasa deðiþikliði önerisi, özünde toplumsal iradeye ve bunun temsilî yansýmasý olan siyasete güvensizliðe dayalý ne yazýk ki. Her þeyden evvel bunca tantanadan sonra, yeni bir anayasa teklifi deðil, anayasa deðiþikliði teklifidir ve metinde, doðal olarak çoðulculuk ve uzlaþma ilkelerine vurgu yapýlmaktadýr. Lakin metni yazanlarýn unuttuklarý bir þey var; hâlihazýrdaki Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi'ne geçiþle ilgili halk desteði de, çoðunluða ve toplumsal uzlaþýya dayalýdýr zaten... Mevcut sistemin, sanki hiç halkoyuna sunulmamýþ gibi, hiç halk çoðunluðunu almamýþ gibi takdimi, bir illüzyondur, hem doðruyu yansýtmamakta, hem de mevcudu çarpýtma amacýný taþýmaktadýr, gayet açýk.
6'lý masanýn Anayasa deðiþikliði teklifinde, vurgu yapýlan "biz" düþüncesi de öyle... Burada ciddi bir ikilem var, mevcut sistemin dayandýðý çoðunluk "biz'i kapsamýyor mu diyorlar, anlaþýlmýyor? 6'lý masa, "bize karþý biz' ikilemini nasýl açýklayacak? Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi zaten halkoyuna sunulmuþ, referandum onayýyla geçerlilik kazanmýþ ve "biz' kavramý, zaten taalluk etmiþtir. "Biz bu bizi beðenmiyoruz, baþka bir biz bulacaðýz' mý denmektedir yoksa? 6'lý masanýn "biz' konusundaki huzursuzluðunu tatmin etmenin yolu, her seçimden sonra, yeni bir anayasa deðiþikliði teklifi mi olacaktýr?
Anayasa deðiþikliði teklifini okuyunca, insan acý acý gülümsemeden edemiyor. Çünkü Cumhurbaþkanlýðý makamýna karþý adeta hýnç diyebileceðimiz bir yetkisizleþtirme teklifiyle karþý karþýyayýz. Seçimlerde bir türlü yenilemeyen Recep Tayyip Erdoðan, anlaþýlan o kadar düþmanlaþtýrýlmýþ ki kendi zihinlerinde, cumhurbaþkanlýðý makamýndan adeta öç alýrcasýna hazýrlanmýþ bu teklif... Teklifte, halkýn seçeceði yetkisiz bir cumhurbaþkaný ve yürütmeyi icra edecek, tüm yetkileri üstlenmiþ bir Bakanlar Kurulu hayali var. Her bir Bakanlýðýn icrasýný, birbiriyle koordine edecek, aralarýnda imtizaç saðlayacak bir mekanizma önerisi yoktur. Darmadaðýnýk ve her kafadan ayrý sesin çýktýðý bir kakofoni önerisidir bu. Teklif, aman ne olursa olsun da, þu cumhurbaþkanýný devreden çýkartalým el çabukluðuyla hazýrlanmýþtýr.
Teklife, Eski Türkiye'ye has vesayet makamlarýný, yeniden gündeme çaðýran arýzalý bir dil hakim... Sözgelimi, savunma-avukatlýk makamýnýn güçlendirilmesi baþlýðý altýnda, Türkiye Barolar Birliði'nin özerk bir kuruluþ olarak güçlendirilmesinden söz edilmektedir. Oysa bu söylem, mesleði deðil -savunmayý hiç deðil- meslek odasýný güçlendirecek bir söylemdir. Meslek teþkilatý çatýsý olan kurumlarýn, birer vesayet kurumuna dönüþmesiyle ilgili demokrasi adýna çok ciddi olumsuzluklara da kapý açacak bir söylemdir bu. Savunmayý güçlendirmeyeceði gibi, savunmanýn üzerinde, politik baský kurma handikapýna da yol açacak mahiyettedir...
Anayasa Mahkemesi'nden bahseden paragraflar da dehþet vericidir. Hak arama haritasýnýn her evresinde bu yüksek mahkemeye baþvurmak, mahkemeyi ayrýca siyasal denetim mekanizmasý haline getirmek, hukuk tekniði açýsýndan tam anlamýyla bir keþmekeþtir. Anayasa mahkemesinin iþ gücünü arttýracaðý gibi, Yüksek Mahkeme'ye yasama, yürütme ve yargý organlarýnýn birbirlerinin alanýna müdahale eden iþlemlerine bakma görevi de verilerek, en yüksek kontrol makamý olarak, Meclisin de, siyasetin de, yargýnýn da üstünde, neredeyse uhrevi bir güç bahþedilmiþtir.
Anayasa Mahkemesini sistem kontrolörü olarak takdim eden bu vesayetçi anlayýþ, yargýçlar diktatoryasýný kurmayý hedeflediðini farkýnda mý acaba? 6'lý masa, Anayasa Mahkemesini, kiþileri ve kurumlarý adým adým takip eden bir "Big Brother' mý yapmak istiyor yoksa?