Yönetmen Atýl Ýnanç: Dizi denilen þeyi hiçbir zaman anlamadým

Daire filminin yönetmeni Atýl Ýnanç ve baþrol oyuncusu Nazan Kesal ile baðýmsýz sinemadan TV dizilerine uzanan keyifli bir söyleþi...

- Filmin senaryosu nasýl ortaya çýktý?

Atýl Ýnanç: Kiþisel gözlem... Her hikayeciye ilham veren büyük edebiyat eserlerinin neredeyse tamamýnda o dönemin toplumsal anatomisini okuyabilirsiniz. Detaylý bir siyasi-iktisat okumasýna da ýþýk tutarlar. O coðrafyada, o esnada kimler çýkýyor kimler iniyor, varsýllýk nasýl paylaþýlmýþ, vs... ‘Deðiþen Türkiye’ diye tanýmlanan realite sadece belli bir siyasal görüþe ya da geçmiþe sahip zümreyle hesaplaþmakla yetinmedi, bunun ötesinde kültürel olarak burjuvalaþmaya yakýn sayan bireyleri, baþlarýnýn çaresine bakmasý için ormana býrakýlan sokak köpekleri gibi bir baþlarýna býraktý, yok saydý. Ben kendi adýma ilgilenmek istemiyorum artýk bu kliþelerle. Oyuncuya ‘Parayý beklerken ellerini ovuþtur’ demek kadar sahte... Daire’de ‘O þýmarýk burjuvalar da neler neler yaptýlar. Oh olsun!’ diye yüreðimize su serpemeyeceðimiz bireylerden bahsediyorum.         

- Filmde olduðu gibi kapalý olan bir havalimanýnýn hala iþletiliyorken tiyatronun kapatýlmasý size ne hissettiriyor?

N.K: Derdi olan bir film Daire. Son derece absürd bir durum havaalanýna uçak inmemesi. Hantal bir bürokrasinin hayattaki karþýlýklarýný da görüyoruz. Komik ama bir o kadar da trajik.

KARAKTERLERÝN ÇELÝÞKÝLERÝ

- Canlandýrdýðýnýz Betül karakteri bir tiyatrocuyken ölü yýkayarak hayatýný devam ettirmek zorunda kalýyor. Fatih Al’ýn canlandýrdýðý ise içine kapanýk bir karakterken devletle uðraþmak zorunda... Bu tezatlar -bir yönetmen olarak- sinemaya bakýþýnýzýn yansýmasý mý?

A.Ý: Sadece gözümüze, beynimize ilginç geldiði için deðil, içinde hayata karþýlýk gelen hakikatler ihtiva ettiði için takýlýp kalýrýz paradokslara. Hayatta en sevdiði insanýn, en belalý düþmaný olduðunu keþfeden bir kahraman ya da kendisinin katili olan bir kurban gibi. Daire’de karakterlerin bir seçimi olarak kullandým bu çeliþkileri. Karakterlerin bile isteye yöneldikleri tutarsýzlýklarý yazdým.

- Filminiz baðýmsýz bir yapým. Hem salon bulmak hem de izleyici endiþesi bu tür film yapanlarý nasýl etkiliyor?

A.Ý: Yaptýðým iþlere destek verenler kadar köstek olanlara, zorluk çýkartanlara da büyük bir teþekkür borçluyum. Bir yerinizin kýrýlmasýndan korkuyorsanýz, daðcýlýk yapmazsýnýz. Belki de içten içe o efsane düþüþü beklersiniz bütün týrmanýþlarda. Yergi ya da kayýtsýzlýktan çekinen de bu böyle bir üretim biçimini seçmez, seçmemeli.  Belki biraz Daire’deki karakterlerin ruhumdaki yansýmasý gibi olacak ama bu yaman çeliþki iyidir, yapýcýdýr.

- Baðýmsýz filmlerin önündeki engellerden TV dizileri sayesinde kurtulmaya çalýþtýðýnýz söylenebilir mi? Sinemanýn olanaksýzlýklarý yüzünden dizilere yönelmiþ olabilir misiniz?

A.Ý: Dizi denilen þeyi hiçbir zaman anlamadým. Ayný karakterler çok uzunca bir süre incir çekirdeðini doldurmayacak kadar önemsiz amaçlarýna ulaþmak için gayet sýradan, günlük, ilginç olmayan mücadelelere giriyorlar. Milyonlarca insan haftada bir kez o karakterlerin karþýsýna geçip fena halde tahmin edilebilir küçük kurnazlýklarýný izliyor. Kibirle söylemiyorum bunu... Ýlgimi çekse bayýla bayýla izlerim. Bir Ýngiliz sözü vardýr, ‘Sosis ve kanunlarýn nasýl yapýldýðýný görseniz, bir daha ikisine de elinizi süremezsiniz’ diye. Biraz da öyle... Üretim süreci zorlu olsa da þikayet etmem ama aðýr sýklet boksörle yedi yaþýnda bir çocuðun dövüþünü izlemek gibi. Ýnsanlýk dýþý bir tarafý var. Ýki yýldýr çekmiyorum.

HERKES OYUNCU OLMAK ÝSTÝYOR

- Baðýmsýz sinemanýn dertleri ortada. Buna raðmen sizin kaliteli ve derdi olan filmlerde oynamakta ýsrar ettiðiniz görünüyor. Bu ‘daire’den çýkýþ yolu olarak ne görüyorsunuz?

N.K: Þu ana kadar oynadýðým baðýmsýz filmlerden hiç piþmanlýk duymadým.

Sinema benim için sanat, bu yüzden iþin eðlence tarafý seçimlerimin dýþýnda kaldý. Ýyi sinemanýn peþinden koþmaya devam edeceðim.

- Günümüzde tiyatrodan çok dizilerden oyuncu çýkýyor. Dezavantajlarý var mý sizce?

A.Ý: Twitter üzerinden ‘en iyi senaryo’ yarýþmasý gördüm geçenlerde. 140 harfe sýðdýrýlmýþ ‘senaryo’larý yarýþtýrýyorlar. Bilgisayarýn yaptýðý müziði kendisinin bestelediðine inanan müzisyenler çaðýndayýz. En son Grammy’yi izlediðimde 80’li yýllardan kaset yayýný sandým! Ýki robot kýyafetli adam çýktý, bütün ödülleri aldý (Daft Punk’tan söz ediyor)! Böyle bir ortamda dizilerden oyuncu çýkmýþ, çok mu! Yakýnda cep telefonu aplikasyonundan doktor çýkacak! Þimdi herkes oyuncu olma tutkusuyla yanýp tutuþuyor. Mesele baþkalarý tarafýndan sevilmek, hayran olunmak açlýðý. Rönesans döneminde kendi portrelerini yaptýrmak için paralar döken yeni zenginler gibi oyuncu olmak için üste para ödeyen insanlar var artýk. Amaç sýkýntýlý.