Dünyanýn iki büyük ülkesi, ya da þöyle söyleyelim, Suriye sahasýnda kendi çýkarýný maksimize etmek adýna baþýndan beri varlýk gösteren ve vekilleri üzerinden Türkiye'yi zayýflatmak için de epey çaba sarf eden iki asýl aktör olarak ABD ve Rusya, Türkiye'nin askeri ve diplomatik baþarýsý karþýsýnda yola gelmiþ durumda. Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý Harekatlarý ile Azez, Cerablus hattý ve Afrin'i DEAÞ ve PYD'den temizleyen, Astana süreci ile Ýdlib'de belli noktaya kadar çatýþmasýzlýðýn korunmasýný saðlayan Türkiye, þimdi de Barýþ Pýnarý Harekatýyla ayný anda ABD ve Rusya'yý PYD'nin çekilmesinin garantörü konumuna getirmiþtir.
***
Bu, 7 Haziran seçimlerinde "Son metroda durduruldu" zannedilen Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn liderliði sayesinde olmuþtur. Ana muhalefetin "tiyatro" dediði 15 Temmuz hain darbe giriþiminin milletçe bastýrýlmasýyla Türkiye bugünleri görebilmiþtir. CHP'lilerin "Asýl darbe 22 Temmuz" dediði OHAL ilaný sayesinde devletin güvenlik kurumlarý içinden FETÖ'cülerin temizlenmesiyle bugün bu operasyonlar yapýlabilmiþtir. Yine CHP liderinin "Hendek kazan arkadaþlar" diyerek, bunlar sanki PKK'lý deðilmiþ, yaptýklarý eylem ülkenin belli bir bölgesini iþgal giriþimi deðilmiþçesine önemsizleþtirdiði hendek terörünün alt edilmesi, yine Kýran ve Pençe operasyonlarý ile þehir ve kýrsaldaki PKK'nýn kökünü kazýmaya and içen bir kararlýlýkla terörle mücadele yürütülmesi sayesinde bugünkü askeri ve diplomatik baþarýya muvaffak olabildi Türkiye.
***
ABD'den sonra Rusya tarafý da YPG unsurlarýný ikna yoluyla çekmeye çalýþacak. 150 saat sonunda bunun gerçekleþmemesi halinde Türkiye askeri operasyon hakkýný saklý tutuyor. Güç kullanýmý yoluyla PKK unsurlarýnýn çekilmesi saðlanacak. Kremlin Sözcüsü Peskov'un kelimeleriyle söyleyelim; YPG çekilmezse Türk ordusu ezip geçecek.
DEAÞ ve YPG'nin görüþ mesafesinde bayrak salladýðý, mütemadiyen sýnýrýmýzý taciz ettiði ve daha önemlisi hemen dibimizde PKK ve DEAÞ'ýn güvenlikten eðitime hemen her alanda devlet gibi yapýlandýðý bir vasat vardý. DEAÞ'tan sonra bugün itibariyle PYD'nin siyasi egemenlik ve devletleþme hayali de suya düþtü. Þu dakikadan itibaren kaç km derinlik, kaç km geniþlik meselesi tali bir meseledir.
Üstelik Türkiye, 30 km derinlikte PKK'nýn varlýðýna tahammül etmeyeceðini açýk þekilde ifade etmeye devam ediyor. Resulayn ve Telabyad dýþýndaki hat boyunca 10 km derinlikte askeri harekat hali devam edebilecek. Bunu Rusya ile devriye atarak gerçekleþtirecek Türkiye. PYD'nin zaten 30 Km aþaðý indikten sonra demografik ve sosyolojik olarak buralarda tutunmasý imkansýz. Çünkü buralar Arap yoðun bölgeler. Kürt yoðun bölgelerde bile varlýk göstermesi ancak kendilerine muhalif Kürtleri sürmek ya da zorla silah altýna almak suretiyle mümkün olmuþtu. Tabii ABD'nin binlerce týr silah ve teçhizat yardýmýný unutmayalým. PYD artýk tüm bunlardan yoksun kalmýþ durumda.
***
Pürüz çýkmamasý ve çekilmenin tamamlanmasý halinde Cenevre için ortam olgunlaþmýþ olacak. Türkiye bundan sonra sahadaki varlýðýnýn aðýrlýðýný masada da hissettirmek durumunda. Özellikle de yeni anayasanýn yazýlmasý ve bu sürece hangi aktörlerin dahil olacaðý bahsi bundan sonra en çok konuþacaðýmýz konular olacak. Þu uyarýyý yapmakta fayda var, ABD askeri olarak tek etmiþ olsa da anayasa yazýmý aþamasýnda PYD'yi masaya oturtmak isteyecektir. Hiçbir þey yapamazsa eþeði boyayýp bu yeni diye yutturmaya çalýþacaktýr.
