YPG’ye mühimmat desteği, Rakka için mi?

- Trump’ın güvenli bölge beyanı

- Rusya’nın Suriye için anayasa taslağı

- Rakka bahanesi ile YPG’ye, ABD’nin verdiği mühimmat desteği

Üçü bir arada büyük oyunun detayları olabilir mi acaba?

ABD’nin Afganistan işgalinden itibaren hedeflediği esas meselesinin Büyük İsrail olduğunu her geçen gün atılan adımlarla teyit etmekteler.

Trump’ın göreve başlaması seçim sloganları arkasındaki desteğin aşırı dini gruplar ve Siyonist merkezlerin olduğunu giderek daha net görmekteyiz.

ABD’de kimin göreve gelmesinden ziyade Siyonist güçlerin nerelere hâkim olduğuna bakmamız gerekmektedir. O zaman başkan olan kişilerin tarz ve yöntemlerini daha net okumamız mümkündür.

Afganistan’sız; Orta Doğu’nun kontrolünü sabit tutamayacağını hesaba katarak, oradaki askeri gücünü zinde tutan Amerika için, Ortadoğu’daki yeni şekillenmede PKK-YPG kozunu kullandığı artık gayet açıktır. Acaba DEAŞ kurgusu, PKK-YPG’yi meşrulaştırmak için düşünülmüş olabilir mi?

Anlaşılan o ki; bu coğrafyada Irak, Lübnan, Suriye’yi hedef alan operasyonların esas niyeti, yeni devlet kurulmasına hizmet etmek ve Kürt kozu ile İsrail’in hayali olan “vaat edilmiş” topraklarda “Büyük İsrail” devletine can vermekmiş.

Rusya’nın anayasa teklifindeki detaylarda gizli cümleler ve maddeler de, bu tespitin altını doldurmaktadır.

Rusya’nın anayasa teklifinde, özerkliği andıran madde ile üniter yapıyı ortadan kaldıran taslak, Trump’ın güvenli bölge teklifinin, yasal olarak altını doldurmaya hizmet etmekte.

Rakka bahanesiyle, ABD’den YPG’ye gelen mühimmat ise bu güvenli bölge hayalini kurdukları İsrail Devleti’nin gerçekleştirilmesinde, ileride engel oluşturacak “Türkiye’ye karşı tutum için öngörülmektedir” ihtimali giderek pekişmekte.

Bu üç olayla birlikte, Suriye’ye yönelik planın daha sonrasını okuyabilmekteyiz.

Büyük İsrail için, Fırat ve Dicle havzası hayatidir. İşte adım adım plan ve kurgu bu hedefe doğru eğilmektedir. Türkiye’nin; El Bab operasyonunun başarı ile sonlanması, bu bağlamda da hayatidir.

İran’la ilişkiler, giderek daha da bir anlam taşımaktadır. İran bu büyük oyunu okuyamazsa, ileride “büyük bölünme” tehlikesini ensesinde hissedeceği aşikârdır.

Esad’ın bir kukla olduğu aşikârdır. Hatta “Esad felç oldu” haberleri ve “Rus askerini Şam’da sokakları kontrol altına aldı” bilgileri, planlı oyun olarak okunmaktadır.

Acaba Esad; anayasa teklifine ve üniter yapı konusunda ne dedi?

Rusların aylar önce “Esad’ı gözden çıkaracağını yazmıştım lakin o zamanki gerekçe ve konjonktür ile bugünkü arasında pozisyon farkı aşikârdır.

Evet, Ruslar için Esad hayati değil rejim önemlidir. Lakin şimdi görülen o ki Rusya için uslu rejim temsilcisi önem arz etmektedir. Bu söylentilerin; hakikati yansıtıp yansıtmaması değil önemli olan, ilginç olan bu haberlerin çıkma yöntemidir!

İran; halen kendince taktik oyunlarla alanda boy göstermekte! Oysa akıllı bir devlet refleksiyle olaya baktığında, bu alevin azar azar kendine yaklaşacağını okuması lazım. Halen Türkiye aleyhinde çalışmalar yapmaktansa, ortak sorunun çözülmesinde elini taşın altına koyması, kendi perspektifinden hayatidir. Bu durumda Türkiye; İran, Suriye ve Irak da dâhil bölgenin kalıcı devletlerinin ortak akıl üretmesi şarttır.

Türkiye’nin bu plan içerisinde, hedef haline geldiği aşikârdır.

Türkiye topraklarında ve Suriye’de kurgulanan delice oyunu dizayn edenler; Gezi olayları, 17-25 Aralık, MİT tırları operasyonu ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar uzanan, devasa stratejinin mimarı olduklarını görmemek elde değildir.

Türk ordusuna yönelik içini boşaltma hamlesinin, FETÖ’nün bunca sinsi operasyonla Siyonizm’e ve onun büyük hayaline hizmet ettiğini gayet net anlıyoruz.

Şimdi evet ABD, Rusya ile kapışmakta, lakin Rusya içerisindeki güç merkezlerini gözden kaçırmamız yanlış analiz yapmamıza hizmet eder. ABD’deki önemli merkezleri yönetenlerle, Rusya’daki güçler arasındaki ittifakı da göz önünde bulundurursak, devasa tablo önümüze çıkmaktadır.

Esas mesele; “bu ortamda, taşları nasıl kullanacağız” sorusudur.

Almanya ve Fransa’yı farklı, ABD ve İngiltere’yi farklı okumamız lazım. Ve muhakkak, bu devletlerdeki güç merkezlerinin kontrolünün kimin elinde olduğunu, iyi idrak etmemiz şarttır.

Devletleri, devlet yapan şeyin “devlet aklı” olduğunu ve reflekslerin buna göre dizayn edilmesi gerektiğini, teyit edilmezse “matruşka kurgusu” gibi olay içinden olay çıkması temaşa edilir.

Türkiye Devleti; güçlü ve akıllı bir devlet... Ciddi ve zor bir süreç geçmekte! Tehlike kokan bu sürecin içinden, devletin bekasını düşünerek geçmesi için en önemli silahın, “Milli Birlik” ve “Devlet Aklı” olduğunu görmemiz şarttır.