Anayasa mahkemesi dahil tüm kararlarýn eleþtirilmesi mümkün. Bir hukukçunun AYM'yi eleþtirmesi de Yargýtay'a öfkelenmesi de normal. Kaldý ki Atalay kararý sadece bir hukuk metni deðil bu nedenle siyasetin de bir numaralý gündemi. Eleþtirenler de sahip çýkanlar da haklý diyelim bir an için. Çözümün konuþulmamasý size de tuhaf gelmiyor mu? Çok öncesinden "geliyorum" diyen bu durumun içinden nasýl çýkacaðýz?
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "hakem olabilirim" dedi. Zaten Anayasa'da tanýmlý en net görevlerinden biri bu: "Cumhurbaþkaný... Anayasanýn uygulanmasýný, Devlet organlarýnýn düzenli ve uyumlu çalýþmasýný temin eder" (m. 104) Muhalefet ise "sorunun büyüklüðünden, krizin bir darbe olduðundan" dem vurmaktan öteye geçmedi henüz.
AYM-Yargýtay diyaloðu
Gergerlioðlu kararý ve önceki kararlarýndan bu yana gündeme gelen bir sorunun, son perdesini yaþýyoruz. Ýki üst yargý kurumu arasýnda adeta þu diyalog geçiyor:
-AYM: Atalay'ýn milletvekili seçilmesi ve bu haklardan faydalanmasý konusundaki düzenleme Anayasa maddesi olduðu için bunun yorum tekeli bende. (Any. m. 83 ve 14).
-Yargýtay: Temel haklarýn kýsýtlanacaðý kapsamý aslýnda çok net. Atalay'ýn aldýðý ceza, iþlediði suç bu kapsamda. Unutuyorsun ama Atalay Gezi Parký eylemleriyle ilgili TCK m. 312 tanýmlý cebir ve þiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldýrmaya veya görevlerini yapmasýný kýsmen veya tamamen engellemeye teþebbüs suçundan 18 yýl hapis cezasý aldý.
-AYM: Biliyorum. Aldýðý cezayý da iþlediði suçu da ama Anayasanýn 14. maddesi müphem, diðer maddelerdeki atýflar gibi deðil, Atalay'ýn iþlediði suç bu kapsamda olmayabilir, bu belirsizlik nedeniyle Atalay serbest kalmalý.
-Yargýtay: TCK ve Terörle Mücadele Kanunundaki hususlar Anayasanýn 14. maddesi kapsamýna girmiyorsa, peki hangi davranýþlar giriyor bu kapsama söyler misin? Görevine dikkat et lütfen!
Sorunun kaynaðý!
Sorunun neþet ettiði nokta bireysel baþvuru sisteminde. Hatta bu kapsamda yakýn zamanda Anayasa Mahkemesinden "rest" gelmiþti. Hatýrlayacaðýnýz üzere "makul süre konusundaki hak ihlallerine iliþkin baþvurularýn çokluðu nedeniyle ben bu baþvurular ile ilgili artýk karar vermeyeceðim" demiþ ve tazminat komisyonunu adres olarak göstermiþti.
"Bireysel baþvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapýlamaz" (m.148) düzenlemesi olmasýna karþýn AYM'nin geniþletici yorumu ve sürpriz kararlarý hep gündeme oturdu. Pek tabi Anayasa Mahkemesi kararlarý uygulanmak zorunda. Katýlsak da, beðenmesek de, hukuka aykýrý olduðunu düþünsek de mevcut durum bu. Ancak sorunun çözümünü de düþünmek gerekiyor, yoksa gidiþat yeni sorunlara gebe...
Üç husus
Bireysel baþvuruyu inceleyen AYM üyelerinin birçoðu hâkim sýnýfýndan gelmiyor. Alanlarýnda uzman olabilirler. Bir gerçek var ki hukuki sorunla yakýndan temas eden, "kürsü" görmüþ kimseler deðiller. Burasý dikkat edilmesi gereken birinci husus...
Bireysel baþvuru sisteminde þu ana kadar AYM kararlarý ile meselelere bakýþ açýsý yüksek oranda yerleþti. Artýk hemen her meselenin bir pilot kararý var diyebiliriz. Bunun için öncelikli ve ivedilikle tazminat komisyonu, bireysel baþvuru inceleme kurulu -veya adýna ne dersek diyelim- bir yapýnýn faaliyete girmesi veya kurulmasý lazým. Bu da ikinci nokta!
Yeni bir yapý düþünülüyor ise uyuþmazlýk mahkemesinin oluþumu örnek alýnabilir. Böylece yüksek yargý organlarýnýn olaylara bakýþýnýn kararlara girmesi kolaylaþacaktýr. Þayet bir içtihat deðiþikliði olacaksa da bunun kurumlarca "sindirilerek" hayata geçmesi mümkün olacaktýr. Bu da üçüncü husus.
Sorun önemli ama çözüm daha önemli! Çözüm için makro düzeyde yeni anayasa, mikro düzeyde ise yeni bireysel baþvuru inceleme yaklaþýmý þart. Böylece Anayasa Mahkemesi asli görevlerine daha çok ve etkin zaman ayýrmýþ olacak!