Yunan sinemasýndan yeni eðilimler

Yunan sinemasý 100. yýlýnda yenilenme, tazelenme, gençleþme hamlesi içinde. Selanik’te bir buçuk gün içinde izlediðim beþ yeni Yunan filmine bakýlýrsa Athina Rachel Tsangari, Yorgos Lanthimos, Yannis Economides, Alexander Avranas gibi yönetmenlerin saðladýðý týrmanýþ sürüyor... Farklý türlere yayýlma ve biçem oluþturma hevesi her daim vardý ama artýk elle tutulur hale geldiði gözlemleniyor... Tabii Yunanlý film eleþtirmeni meslektaþlarým biraz daha acýmasýz bakýyor sinemalarýna!

Henüz Angelopoulos misali kendi kanonunu oluþturabilmiþ bir auteur ufukta görünmüyorsa da yukarýda adýný saydýðým yönetmenler benzer estetik ve politik eðilimleriyle bir kuþak sayýlabilir. Ekol ya da akým demek için de erken...

Yunan sinemasýnýn neredeyse bütün yönetmenlerinin o kadim edebiyat ve tiyatro geleneðinden tümüyle baðýmsýzlaþmasý, mitolojiyi ve trajedileri bilinçaltlarýndan silip yeni öyküler anlatmaya baþlamasý henüz mümkün görünmüyor. Drama, sinemanýn her daim önünde... Baðýmsýzlaþmadan kastým bir katman zenginliði ya da esinlemeden ziyade doðrudan bir trajediyi uyarlamadan ya da bir mitin güncel karþýlýðýný yaratmadan film yapabilme özgürlüðü!

Daha ilk çaðda o kadar güçlü öyküler ve karakterler yaratýldýktan sonra bugünün sanatýnda yapýlabilecek tek þeyin formda birtakým esnetmelerden, denemelerden öteye geçmesi mümkün deðilmiþ gibi gelebilir eðitimli ve yetenekli bir genç sinemacýya!

Edebiyat ve tiyatro, görsel açýdan en özenli, en ayrýksý filmde dahi aðýrlýðýný hissettiriyor Yunan sinemasýnda. Eðer kendi kaynaklarýndan yararlanmýyorlarsa, Selanik’te izlediðim iki filmle de örnek verebileceðim gibi, Borges’ten Bram Stoker’a dek Batý uygarlýðýna yön veren Yunan kültüründen esinlenmiþ yazarlar giriyor devreye... “Polk” Borges’in sözlerine doyamýyordu, “Norway” bir vampir hikayesiydi... Öte yandan her ikisi de birer ilginç biçem deneyiydi. Günümüzde geçen “Queen Antigone” ise özgün trajedi metnini kullanýyordu...

Manos Karystinos’un “Dark Illusions” (Karanlýk Ýllüzyonlar), Hristos Voupouras’ýn “7 Kinds of Wrath” (7 Cins Gazap), Telemachos Alexiou’nun “Queen Antigone” (Kraliçe Antigone), Vladimiros Nikolouzos ve Nikos Nikolopoulos’un “Polk”, Yannis Veslemes’in “Norway” (Norveç) filmleri, Berlin Film Festivali’nde izlediðim Yiannis Economides imzalý “Stratos” ile birlikte toplu bir deðerlendirme yapmak için yeterli deðil, elbette. Ama insan yýllardýr bir ülkenin sinemasýný, ulusal alandan dýþarý bile çýkamayan örnekleri dahil yakýndan takip edip edince konuya hakim olabiliyor.. Diðer filmleri de izledikten sonra 2014 itibariyle Yunan sinemasý hakkýnda daha saðlýklý bir deðerlendirme yapmayý umuyorum.

Birçok yönetmenin uzun aralýklarla film yapmasý, bu filmlerin Yunanistan dýþýnda fazla gösterilmemesi ciddi bir “takip” sorunu getiriyor beraberinde. Yunanistan’da da Türkiye’deki gibi her yýl birçok yeni isim ortaya çýkýyor ama kariyerlerini yönetmen olarak devam ettiremediklerinde izlerini kaybediyoruz. Pek çok kiþi tek bir uzun metrajlý yapýmla kalakalýyor filmografilerinde. Kýsa film ve belgesellerde ise baþarý düzeylerinin çok daha yüksek olduðunu gözlemliyoruz.

Þimdilik Christos Voupouras’ýn “7 Kinds of Wrath”ý misali kara mizah içeren, marjinal bir çevrede geçen atipik öyküsüyle Yunan toplumunun göçlerle deðiþen yeni demografik faktörünü ele alan filmler beklentisi içindeyiz... Ki o da gelenekten sapmadý ama antik metin ve kahramanlarýný gayet iyi gömmüþ altmetne, filmin arkeolog kahramaný gibi izleyicinin kazýp çýkarma zevkini tatmasýný saðlýyor.