Bayram sabahý eþimle birlikte namazý Mimar Sinan Camiinde kýlmak üzere yola çýktýk. Yolda olaðanüstü güvenlik tedbiri vardý. “Anlaþýlan Cumhurbaþkaný Erdoðan da namazý orada kýlacak” diye düþündük. Cami çevresine vardýðýmýzda yanýlmadýðýmýzý anladýk. Cemaat bir tek kapýdan girmeye yönlendiriliyordu. Üç yerde arandýktan sonra cami çevresine vardýk.
Henüz dýþardaydýk, içerden cemaate yönelik “Herkes otursun” çaðrýlarý yapýlýyor, sürekli tekbir getiriliyordu. Olaðanüstü bir durum olduðu anlaþýlýyordu.
Ýçeri girdik, caminin ortasýnda bulunan müezzin mahfilinin etrafýnda insanlar sýrtlarý mahfile, yüzleri cemaate dönük ayakta duruyordu. Bu arada Ýstanbul müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yýlmaz Hoca'nýn sesini duymaya baþladýk: “Sayýn Cumhurbaþkanýmýza Rabbimizin “Eþ-Þafi” ismi hürmetine þifalar dileyelim. Þifa ayetlerini okuyalým.” Tekbir sesleri devam ediyordu. Müezzin mahfeli etrafýnda sýralanan korumalarýn gözlerinin yaþardýðý görüldü.
Anlaþýlan sayýn Cumhurbaþkaný camiye bizden önce gelmiþti ve ortalýkta çok ciddi bir saðlýk sorunu vardý.
Ýþte o an, memleketin yüreðinin aðzýna geldiði andý.
Bayram günü, bayram namazý ve Türkiye'nin merkez insaný camide ciddi bir saðlýk sorunu yaþýyor.
Bu, sadece Türkiye için deðil, bölgemiz için, Ýslam dünyasý için ve bu coðrafyaya odaklý geliþmeler sebebiyle belki bütün dünya için önemli bir hadiseydi.
Türkiye, geçmiþte Cumhurbaþkaný Özal'ýn kalb krizi geçirip hastaneye kaldýrýlmasý haberi ile bir sarsýntý yaþamýþtý.
Türkiye, Tayyip Bey'in Ankara'da bir araç içinde hastalanýp aracýn kilitlenen camlarý balyozla kýrýldýðýnda böyle bir sarsýntý yaþamýþtý.
Ve þimdi bir bayram namazýnda...
Namaza durmadan önce Cumhurbaþkaný'nýn saðlýðýnýn iyi olduðu anonslarý yapýldý. Sonra Hasan Kamil Yýlmaz Hoca Bayram Namazýný kýldýrdý.
Namaz bitip cemaat camiden ayrýlmaya baþladýðýnda henüz bilgiler net deðildi. Dýþarda herkes sayýn Cumhurbaþkaný'nýn çýkmasýný bekledi.
Ben o an Hasan Kamil Yýlmaz Hoca'ya ulaþmaya çalýþtým, sekreteri çýktý “Sayýn Cumhurbaþkaný'nýn iyi olduðu”nu söyledi. Ferahladýk.
Sayýn Cumhurbaþkaný bir süre sonra kameralarýn karþýsýna çýktý, “Þekere baðlý bir tansiyon problemi yaþadýðý”ný söyledi. “Þimdi iyiyim elhamdülillah” dedi. Bu saðlýk konusu idi.
Ama söz konusu Tayyip Erdoðan olunca meselenin saðlýktan öteye, memleket meselelerine yönelmesi tabii idi. Hemen orada “Katar konusu”na dair deðerlendirmeler de yaptý. Yani en ciddi saðlýk sorunlarý ile uðraþýrken memleket meseleleri ihmal edilmezdi.
Üstelik sayýn Cumhurbaþkaný, “Partili Cumhurbaþkaný” sýfatýný kazandýktan sonra saat 15.00'te Haliç Kongre Merkezi'nde yapýlmasý planlanan Ak Parti teþkilatlarýyla bayramlaþma buluþmasýna da iþtirak edecekti.
Bunlar saðlýk probleminin tamamen aþýldýðýný gösterecek ve muhakkak ki gönülden sevenler için ilaç gibi gelecek olan jestlerdi.
Tayyip Bey'in mücadelesi... Büyük mücadele. Nerede ise kendini feda edercesine bir mücadele. Ona bakanlar “Bu enerjiyi nasýl buluyor?” sorusunu sormadan edemezler. Ailesi muhakkak “Biraz dinlensen” diyordur. Etraf, Tayyip bey'in enerjisi ile coþan etraf, hayran olur ama, belki “Biraz dinlensen” demek akla gelmez. Ýnsanoðlu makine deðildir, halbuki bizzat sayýn Cumhurbaþkaný'nýn kendisi “Metal yorgunluðu”ndan söz etti. Eminim ki yorgunluðu asla üzerine kondurmayacaktýr. Ama insanýn yorulmasa bile dinlenmeye ihtiyacý vardýr.
Hastalanýverdiðinizde dünyanýn kulaklarý dikilir. Sizin ile ilgili hesaplarý bulunanlar, Türkiye ile ilgili hesaplarý bulunanlar, olan biteni okumaya, planlar yapmaya baþlarlar. O kadar hayatidir sizin saðlýðýnýz.
Tuncay Opçin, Emre Uslu rezillikleri böyle zamanlarda cesaret bulur. Dýþardan, içerdekileri kahretmek pahasýna...
“Olmaya devlet cihanda bir nefes sýhhat gibi...” demiþ ya Koca Hünkar Kanuni Sultan Süleyman! Aynen öyle.
Saðlýk afiyet diliyorum. Bayramýnýz mübarek olsun sayýn Cumhurbaþkaným.