Yurt dýþýna çýkýþ yasaðý konulsun!

Son bir jest daha yapmýþ, basýn mensuplarýna açtýðý ceza ve tazminat davalarýný geri çektiðini söylemiþ. 

Sahici bir helalleþme… 

Daha doðrusu, helalleþmeyi lafta býrakmayan, yol açabileceði maðduriyetleri gideren ve hakký olandan (“hakkým” diye düþündüklerinden) feragat eden bir çýkýþ. 

Ýyi de, bunlar Aydýn Doðan’ý kurtaracak mý? 

Kurtarmalý mý? 

Hemen yeri gelmiþken söyleyeyim; Aydýn Bey’le aramda herhangi bir husumet bulunmuyor, hakkýmda açtýðý bir davanýn muhatabý deðilim; yani affettikleri arasýna girmiyorum, dolayýsýyla rahat konuþabilirim... 

Bugüne kadar Doðan Medya Grubu canibinden 6 davaya muhatap oldum. 

Ýlkini Oktay Ekþi açmýþtý... Rahmetli Nezih Demirkent’in bazý sözlerini “alýntýladýðým” gerekçesiyle Oktay Bey mahkemeye koþtu, dönemin rayiciyle 10 milyar liralýk tazminat davasý açtý. Bugünün 10 bin lirasý... 

Neden Nezih Bey’e deðil de, bana yönelme gereði duymuþtu? 

Sözler Nezih Bey’e ait olsa da, vaki “alýntýlama” hukuken beni sorumsuz kýlmýyordu. Oktay Bey muhtemelen daha kolay lokma gördüðü için, Demirkent’i atlayarak bana yürüdü... Ve kaybetti. 

Ýkinci dava Ertuðrul Özkök’ten geldi: 50 milyar lira istiyordu. 

Sonra ne oldu, bilmiyorum. 

Özkök sessiz sedasýz davasýný çekti. 

Daha sonra birkaç kez temas ettik; birlikte yemek yedik, kahve içtik, edebiyattan þuradan buradan konuþtuk... Ne ben bu konuda bir soru sordum, ne o herhangi bir açýklama yaptý. Muhtemelen, “geçmiþ, geçmiþtir” deyip üzerinde durmamýþýzdýr... Ama hâlâ bir muammadýr benim için: Niçin o davayý açtý, neyi düþünerek ya da gözeterek geri çekti? 

Doðan Medya Grubu’ndan yediðim üçüncü ve dördüncü davalarýn sahibi “bacak güzeli” Mehmet Yakup Yýlmaz’dýr... Hani, bir gurup arkadaþýyla birlikte Ýskoçya’ya gitmiþ, geleneksel “Ýskoç eteði”yle resim çektirmiþti ya... O Mehmet Yakup Yýlmaz iþte... Meraklýsý internetten o resimlere ulaþabilir. Eteði en iyi bizim Yakup taþýyordu... 

Benim suçum, kimselerin okumadýðý, varlýðýyla yokluðu belli olmayan Mehmet Yakup Yýlmaz’ý okuma gafletinde bulunmak ve hakkýnda bazý yazýlar yazmak... O da Oktay Ekþi’nin “yöntemini” izledi, Nihat Genç’in bir benzetmesini sütunuma taþýdýðým gerekçesiyle iki adet dava açtý. Kazandý. 

Parayý normal yollardan tahsil edebilirdi. Etmedi... Tazminata muhatap yayýn kuruluþuna da gitmedi... O sýrada gazete deðiþtirmiþtim, bir baþka mecrada çalýþýyordum. Gerçek borçluyu atlayarak (çünkü sözleþme gereði tazminat yükümlülüðü yayýn organýna aitti) yeni adresime ulaþtý ve haciz memurlarýný gönderdi. Böylece, “meslektaþýnýn maaþýna haciz koyduran ilk ve tek gazeteci” olarak tarihe geçti. 

Beþinci ve altýnca davalarý Ahmet Hakan Coþkun açtý. 

Tabansýz ve yüreksiz bir gazeteci olduðu için, köþesinde halledemediði meseleyi mahkemeye taþýdý. 

Sonuç mu? 

Morardýðýyla ve rezil olduðuyla kaldý. 

Doðan Medya Grubu’yla yargý maceramýn özeti böyle! 

Muhterem Aydýn Bey’e gelince... 

Helalleþerek ve davalarýndan feragat ederek “þýk” bir çekilmeye imza attý ama bazý “hesaplar” orta yerde durup duruyor. 

Dýþbank’ýn hesabý sorulmayacak mý? “Ýlk dört yýlý ödemesiz sýfýr faizli” devlet kredisine bakýlmayacak mý? Devlet görevlisi Nebil Ýlseven’in Doðan Grubu adýna ne tür fedakârlýklarda bulunduðu ve hangi baþarýsýnýn karþýlýðý olarak “Ceo”luða getirildiði sorgulanmayacak mý? 

Ýþbu Nebil Ýlseven, Doðan Grubu’ndaki baþarýlý hizmetlerinden sonra, bir de “CHP Ýl baþkanlýðýyla” ödüllendirilmiþti. 

Elektrik daðýlým ihalesi ne karþýlýðýnda Aydýn Doðan’a verildi? 

28 Þubat kimin eseriydi? 

E-muhtýralar, andýç rezaletleri, terörü meþru gösterme çabalarý, kaos mühendisliði... 

Bütün bu “kirli” ve “kriminal” iþlere bakýlmayacak mý? 

Helalleþti, iyi etti de... 

Bence yurtdýþýna çýkýþ yasaðý konulsun... 

Daha doðrusu, “el altýnda” bulundurulsun... 

Ýzzet Yasar’ýn da dediði gibi, sonra getirmesi zor oluyor!