10 Kasým bu yýl daha öncekilerden daha farklý bir katýlýmla anýldý.
Mustafa Kemal'in vefatýnýn 79. yýldönümü, ayný zamanda Türkiye'nin yakýn coðrafyasýnda açýk açýk, ülke içinde de þimdilik örtülü bir þekilde yüzyýl önceki hesaplarýn açýlmaya baþladýðý bir momentuma tekabül ediyor. Ve Atatürkçü olduðunu iddia eden ancak kalkýþ noktalarýný "Kemalizm" bile deðil, "Kemalistçilik" olarak tanýmlamanýn yeterli olacaðý bir güruh, 100 yýl öncesinin hesaplarýný görmek isteyenlerin kuklasý olmuþ durumda. Bu nokta, tartýþýlmayacak bir þekilde ortada duruyor. 15 Temmuz darbe/iþgal giriþiminin belgesi olan "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisi de esasýnda en az Türk milleti ve lideri Recep Tayyip Erdoðan'a olduðu kadar, kurucu Atatürk'e de ihanetin, düþmanlýðýn belgesidir.
Bu noktada, 15 Temmuz darbe giriþiminin yargýlandýðý davalar ayný zamanda Atatürk'ü rehin almaya cüret eden bir iþgalci mantýkla da mücadeledir.
Atatürk döneminin eleþtirilecek pek çok noktasý bulunmaktadýr kuþkusuz. En çok da, kendisinden sonra gelen ve mirasçýsý olduðunu iddia eden bir siyasi anlayýþ eliyle tarih ve kültür alanýnda yapýlan tahribatýn vebali bu dönemindir.
Ülkeye, millete, tüm deðerlere yapýlacak saldýrýlara karþý sessizlik, tepkisizlik dahasý hak verme noktasýnda bir idrak, þuur kaybýna neden olmuþtur bu anlayýþ.
"Üç tarafý denizlerle, dört tarafý düþmanlarla" söylemi pek çoklarýna abartýlý gelecektir elbette ama þu anda içinden geçmekte olduðumuz süreç, tam da yakýn coðrafyamýzda bizi de kapsamaya cüret edilen deðiþikliklerin hesaplarýnýn yapýldýðý bir dönem.
Suriye'nin ve Irak'ýn kuzeyinde, bir sonraki karesinde ülkemizin bir parçasýnýn bulunduðu resimler hayata geçirilmeye çalýþýlýrken, küresel sistemde daha büyük oyunlarýn planlandýðý bir kesit sözkonusu... Tamam, daha somut örnekler vereyim.
Irak ve Suriye'de terör formatlý bir Kürt entitesi kurma çalýþmalarýnýn "þimdilik" Batý tarafýndan kýsa süreliðine rölantiye alýnmasýnýn tek sebebi, Ýran'ý hedefe alan daha büyük bir operasyonun öncelenmiþ olmasýdýr. Suudi Arabistan'daki prens kýrýmýnýn þu an için Batý cephesinden onay almýþ olmasýnýn gerekçesi, Ýran ile görülmek istenen hesabýn Suudi cephesine fatura edilmesidir.
Önümüzdeki günler, geniþ bir coðrafyada beklenmedik hamlelerle oynanan ve ülkemizin de hedeflerin içinde olduðu kirli bir oyunla ilgili bir sürece denk gelmektedir. Her zamankinden daha fazla þuurlu ve hazýrlýklý olmamýz gereken bir dönem. Atatürkçülük adýna ülkeye kastedecek oyunlara müdahil olanlarýn teþhir edilmesi de bu dönemin olmazsa olmazýdýr.