CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu 16 gündür yollarda.
“Adalet”arýyor. Arayabilir. Bir siyasi partinin herhangi bir konuda, kanunlarýn belirlediði ölçüler içinde kitlesel bir faaliyette bulunmasýndan doðal bir þey olamaz.
CHP meþru bir hak kullanýyor. Türkiye bir hukuk devleti ve OHAL de, anayasal düzenin, kamu düzeninin korunmasý için anayasanýn tanýmladýðý bir uygulama.
OHAL’in durup dururken ilan edilmediði ve uzatýlmadýðý da Türkiye’de yaþayan, 15 Temmuz’dan, PKK FETÖ DHKPC teröründen caný yanan herkesin malumu. Vatandaþý deðil suçlularý zanlýlarý ilgilendiriyor OHAL.
Ama CHP daha baþýndan itiraz etti. “Sivil darbe” diyerek FETÖ’nün darbe giriþimini ve halkýn kahramanca direniþini perdeledi, lekeledi.
Yaþanan saldýrýnýn farkýnda deðilmiþ gibi “Ülkeye OHAL deðil daha çok özgürlük lazým” diyerek bir kez daha gerçek olanla ideal olaný ayýrt edemediðini gösterdi, vatandaþýn güvenliði ile teröristin özgürlüðünü bir tuttu.
Þu anda da CHP Genel Baþkaný “adalet arýyorum” diyerek, Enis Berberoðlu gibi suçu mahkemece sabit bulunmuþ suçlularý ve 15 Temmuz’da 249 insaný öldüren, 2 binden fazla insaný öldürme kastýyla yaralayan, soru çalan, hayat çalan ve Türkiye’yi içeriden iþgal etmek için örgütlenmiþ olan FETÖ mensuplarýný, zanlýlarýný temize çekmeye çalýþýyor. PKK-DHKPC ile baðý hukuken tespit edilmiþ ya da suç mahallinde yakalanýp yargýlanmakta olanlarý keza.
Kemal Bey’in yanlýþý burada...
Referandum öncesi de böyleydi. Hem terör örgütlerini hayýr kampanyasýna destek vermekten men etmedi, hem açýk desteði görmezden gelerek kabul etti, hem de “neden müsamaha gösteriyorsun” diyenlere hakaret etti.
Benzer bir hatayý yine yapýyor. Yanlýþ iliklenen ilk düðmenin devamý da düzelmiyor.
**
Yoksa elbette protesto yürüyüþü de, siyasetçilerin ve siyasetin öznesi-hedefi olanlarýn bu yürüyüþü protesto etmesi de demokratik bir haktýr. Ölçü, þiddetten uzak, ahlaki-siyasi nezakete sahip olmaktýr.
Bu minvalde, yürüyüþ yoluna gübre dökmek, kurþun býrakmak gibi çirkin ve kýþkýrtýcý giriþimlerin kabul edilebilir hiçbir yaný yok. Bilakis ülkede demokratik bir hakkýn kullanýlamadýðýný ispatlamaktan baþka iþe de yaramaz.
Ýçiþleri Bakanlýðý’nýnkortejin güvenliði için geniþ önlemler almasý ve güzergâhtaki vatandaþlarýn CHP’yi ve eylemini desteklemese de demokratik olgunlukla yaklaþmasý, zaten olmasý gereken þýk hareketler.
Öte yandan yürüyüþün geriye dönük pek de kýsa olmayan ön hazýrlýklarý da, çýkýþ ve varýþ noktasý da, sloganý-kurgusu, FETÖ ile paralellikleri de elbette ki denkleme dahil ve dikkatli bir takibi gerektiriyor.
Üzerindeincelikle çalýþýldýðý anlaþýlan bir siyasi proje bu, spontane deðil.
Partisiz, kimliksiz, farklý slogansýz, þarkýlý türkülü bir görüntüyle, algý çarpýtan söylemler ve heyetlerle suçlu ile suçsuzun, katil ile maktulün, zalim ile mazlumun, adalet ile zulmetin birbirine perde perde derç edildiði bir eylem.
Hal bu ki alacalý hale getirerek muðlaklaþtýrmak, baþkalaþtýrmak, þiþirip sulandýrarak anlamsýz hale getirmek bir FETÖ alameti.
Yazýk ki CHP epeydir benzer bir taktikle siyaset yapýyor.
Kendisi var etmek, kabul ettirmek, kavramsallaþtýrmak, paradigma deðiþtirmek yerine var olaný bozarak siyasi sonuç almayý seçiyor.
FETÖ ve PKK’nýn uzunca süredir meþru kavramlarý kendine kalkan edinmesi ve iðdiþ etmesi gibi bazý kavramlar artýk CHP için de el çabukluðu marifet. 15 Temmuz’a nasýl yaklaþtýðýna bakýn, örneðin.
Erdoðan’ýn uzun ve zorlu siyasi hayatýnýn þiarý olan ve onu halkla bütünleþtiren “Beraber yürüdük biz bu yollarda” þarkýsýnýn, “Asla yalnýz yürümeyeceksin” sloganýnýn altýný boþaltmayý deniyorlar þu anda.
Adalet ve Kalkýnma Partisi’nin çýkýþ noktasý ve temel kavramý olan “adalet”i bilhassa.
Peki, her tür saldýrýya, sivil görünümlü giriþimlere, siyasi manevralara hazýrlýklý olan ve “siyasi deha” diye anýlmasýna yol açan becerisiyle Erdoðan ne yapýyor?
Göreceðiz. Ama CHP finalinin Erdoðansýz olmayacaðý neredeyse kesin.