Sosyal medya sitesi Twitter’ýn ilginçliklerinden birisi, ünlülerin zaman zaman his ve düþüncelerini serbestçe yazmalarý... Artýk yazanýn hal ve durumuna ve ortamýna göre, bazen serbest stilde ve aþka gelip yapýlan yorumlar, umulmadýk noktalara varabiliyor. ABD’de hâlâ sözü dinlenen stratejik beyinlerden olan Zbignew Brzezinski bu kapsamda yaklaþýk 48 saat önce bir tweet yazdý. Diyor ki: Ortadoðu’ya tek çare, daha istikrarlý devletler, Türkiye, Ýran, Suudi Arabistan ve Mýsýr arasýnda defakto- fiili olarak denge kurulmasýdýr.
Böyle iddialý bir cümleden sonra yorumun devamýný da gözler arýyor... Ancak devamý gelmedi ve orada býraktý... Bu yoruma neyin kaynaklýk ettiði de belirsiz. Bir yazýnýn mý parçasý? Bir yerde konuþtu da oradan mý alýntý? Bu ayrýntýlar yok... Bu durumda, olan haliyle formül üzerinde konuþmak gerekiyor.
Brzezinski 1980’lerden beri Ortadoðu’da denge kurulmasýný öðütler, ama bu öðüdünü pek dinleyen olmadý. Ya da arazi þartlarý bu meseleyi imkansýz kýldý.
Þimdi de Brzezinski ayný denge olayýna girmiþ ve toptan bir çözüm arayýþýnda olduðu anlaþýlýyor. Yorumun unsurlarýna bakarsak: Ortadoðu- diyor. Tam neresi, diye düþünürsek, Brzezinski bölgeyi daha önceleri Afganistan’dan Fas’a geniþ tutmuþtu. Zaten dar anlamda bölgenin merkezini saðlam tutarsanýz, uçlarýnda da yansýma olur.
Brzezinski dört ülkeyi seçmiþ: Türkiye-Ýran-Suudi Arabistan-Mýsýr. Tekrar: Bu ülkeler Ortadoðu’nun merkezindeler ve birbirlerine yakýnlar. Merkez saðlam durduðunda istikrar genele yayýlýr. Zaten istikrar denen olay da geniþ coðrafyada varsa bir iþe yarar. Günümüzde Ortadoðu’da sýnýrlarýna sahip olup topraðýný koruyabilen, lafýyla pençesi ayný hizada duran ve rejimi tehlikede olmayan ülkelere -istikrarlý- deniyor.
Brzezinski bu ülkeler arasýnda ‘fiili bir denge’ kurulmasýný öneriyor... Ve ancak bu sayede bütün Ortadoðu’ya çare bulunacaðýný söylüyor. Bu yorumun da unsurlarý var: Ýlgili ülkelerde -diðerlerine göre- göreceli daha fazla istikrar görüyor.
Ortadoðu’ya çare- deyince, akla gelen artýk Filistin meselesi deðil... Mesele: Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Yemen gibi ülkelerin daðýlma noktasýnda olmasý. Daðýlan egemen devletler içinde derebeyler, çeteler, etnik gruplar, kabileler ve küresel terör hedefleyip radikalizmde sýnýr tanýmayan örgütlerin yeþermesi. Bir baþka sorun da, bu daðýlmanýn, dünyanýn en önemli enerji kaynaklarýnýn üzerinde yaþanmasý.
Brzezinski de herhalde görüyordur: Mevcut yapý daðýlmaya baþladýkça, bölgesel güç sahibi ülkeler, ön ya da arka bahçe saydýklarý bölgelerdeki kargaþaya kayýtsýz kalamýyor ve müdahil oluyorlar. Türkiye’nin Suriye ve Irak’a ilgisi, Ýran’ýn benzer ilgisi, Mýsýr’ýn Libya’ya müdahil olmasý ve Suudi Arabistan’ýn petrol nüfuzuyla bütün bu noktalara müdahil olma çabasý, hep ayný kaygýlarý yansýtýyor. Mevcut sýnýrlar daðýlmaya baþlayýnca herkes kendine komþudan bir tampon bölge düþünmeye baþladý. Ortadoðu’da halen bütün muktedir ülkelerin kafasýnda birer tampon bölge var. Resmi sýnýr hattýndan baþlayarak diðer ülkenin içine giren ve ihtiyaca, tarihi ve sosyal þartlara göre çizilen ve de açýkta konuþulmayan sýnýrlar...
Brzezinski bu ortamda Ortadoðu’ya çareyi 4 ülkeye baðlýyor. Bu ülkeler arasýnda -denge kurulmasý- yorumu, ek açýklama gerektiriyor. Dengeyi askeri, siyasi, ekonomik denge diye düþünebiliriz. Pragmatik açýdan bakarsak, inisiyatif dengesi veya daha düz Türkçe’yle -bölgede kendi baþýna iþ yapmama, diðerleri aleyhine hamle yapmama nezaketi- sayabiliriz. Bu dengenin kendiliðinden kurulmayacaðý açýk... Kim kuracak, diye düþünülürse, dengenin dýþarýdan zorlamayla ABD vs marifetiyle kurulamayacaðý da açýk. O zaman bu ülkelerin kendi çýkarlarý gereði bir araya gelip, birbirlerini çok sevmeseler de paylaþmacý bir anlayýþ birliðine varmalarý düþünülebilir. Herhalde fiili denge bu oluyor.
Ancak denge, yeni bir düzen kurulmasý, kurulan düzenden herkesin memnun olmasý ve kurulanýn ortaklaþa korunmasýyla mümkündür. Yeni düzen kurmak da, bölgedeki çýkar alanlarýnýn paylaþýmýný, kimin nereye abilik yapacaðý konusunda anlaþmayý gerektirir. Bütün bunlarý alt alta koyunca da varýlacak sonuç þudur: Ortadoðu’ya 140 vuruþla çare bulmak kolay, esas planý yapmak ve de uygulamak ise zordur.