‘Muhalefet’ yaptýðýný iddia eden cephenin, seçim sonrasýnda, ucuz bir çadýr tiyatrosu bile olamayacaðýný bir kez daha gördük. Gerçekten Türkiye’nin en büyük sorunlarýndan birisi aklýný, dolayýsýyla insanlýðý yitirmiþ bu faþist cephedir. Bu, kesinlikle meþru siyasi bir muhalefet falan deðildir artýk.
Bu cephede hiç kimse AK Parti hatta tek baþýna Erdoðan nasýl yüzde 45 oy alýr diye kafa yormuyor. Ýnsanýn isyan etmemesi ve bu aptallýklara yeter artýk dememesi elden deðil.
Tam bir hafta önce bu seçimin en az yüzde 45 olacaðýný, mahallelerdeki biraz zeki kargalar bile biliyordu. Türkiye’ye sermaye giriþi arttý, borsa yükseldi, JP Morgan bile-hani þu Halkbank meselesinde, Irak petrol paralarý, Halkbank yerine bize yatacak diye binbir kumpas çeviren banka- yatýrýmcýsýna ‘ Türkiye’de AK Parti’nin oy oraný yüzde 45 bunu dikkate alýn’ diye not hazýrladý. Tabii en önemlisi de aþaðý yukarý bütün araþtýrma kuruluþlarý, belki ilk defa bu kadar isabetli seçim tahmini yaptý. Ýþte bütün bunlara raðmen, 17 Aralýk darbe giriþiminin baþ aktörü yapýyla birlikte, kendi ülkesine gözlerini kapamýþ bu cephenin unsurlarý, kibirlerinde boðulmuþ vaziyette ‘kandýrýldýklarýný’ , seçimlerde hile yapýldýðýný düþünüyorlar.
Özellikle Baþbakan Erdoðan’ý dolayýsýyla bu dönemde karþýlarýnda duracak bir Türkiye’yi istemeyen ve bunun için her türlü dezenformasyonu uzun süredir yapan bazý dýþ basýnda bile þu yüzde 45 oy oranýnýn bilimsel sayýlabilecek tahlilleri çýkmaya baþladý. Yine Anadolu’da 30 yaþ üzerindeki kadýn nüfusun büyük bir bölümünün AK Partiye’ye oy verdiðini de bu basýn yazmak zorunda kaldý.
Sizin Anadolu ile alakanýz yok!
Þimdi kim olduðunu, kendisini hangi siyasi kimlikle tanýmladýðýný sorduðunuz zaman size yukarýdan ‘ tabii ki solcuyum, soldayým’ diyecek olan bir kitle var ve bu kitlenin kesinlikle Türkiye ile alakasý yok. Örneðin Anadolu’da, özellikle bu seçimde Doðu illerinde orta yaþ üzerindeki kadýn nüfusun Erdoðan’a býrakýn oy vermeyi, kar, çamur demeden ocaklarýndaki yemeði býrakýp mitinglerine neden koþturduklarýný oturup bir deðerlendirin bakalým. Ama bu, onlar için öyle kesin ve acýmasýz bir gerçek ki, hiç bir zaman bu gerçekle yüzleþemezler. Dolayýsýyla bunlarýn Türkiye halkýyla, iþçi sýnýfýyla falan da alakalarý yoktur.
Anadolu’da kadýnlar neden Erdoðan diyor?
Bu seçimde Anadolu’da, aileyi ekonomik olarak da çekip çeviren orta yaþ seviyesindeki kadýn nüfusun AK Parti’ye yönelmesi hem ekonomik hem de sosyolojik olarak üzerinde durulmasý gereken bir olgudur. Çünkü ocaðý yakan, evi düzenleyen, çocuklarý yetiþtiren, kýrdaysa hayvanlarýn, baðýn bahçenin ekonomisini yapan Anadolu’da kadýndýr. Bu kadýn eðer ki, evindeki ocaðý býrakýp, eline bayrak alýp bir siyasi liderin, gün ortasýnda mitingine koþuyorsa ve siz bunu görmezden geliyorsanýz; geçmiþ olsun, istediðiniz kadar oy saydýrýn hatta bir iki bin oy yanlýþlýk olmuþ olsun ve baþkanlýk size geçsin; hiç bir þey deðiþmez ve siz bu ülkenin hiçleri olmaya devam ederseniz.
Anadolu’da kadýn nüfus neden AK Parti’nin devam etmesini istiyor? Tabii ki tek bir cevabý var; ana olduðu için... Hatta ben bir þey söyleyeyim mi; AK Parti bile umurunda deðil, umurunda olan Erdoðan... Çünkü Erdoðan’ýn gitmesi halinde çoçuðunu gönlü rahat askere yollayamayacaðýný, baþýna bir þey geleceðini biliyor. Anadolu’da anneler çözüm sürecinin bitmesinden çok korkuyorlar ve ben þundan da eminim; Güneydoðu’da bir çok kadýn oðlundan, eþinden gizli AK Parti’ye oy verdi. Ýkincisi GAP Eylem Planý ile, 2008 yýlýnda baþlayan sürecin, yalnýz Erdoðan’ýn siyasi ýsrarý ve öngörüsüyle baþladýðýný ve devam ettiðini biliyorlar. Bu süreç, Doðu illerinde kalkýnma ve sosyal destek projelerini beraberinde getirdi. Üniversiteler, üniversite hastaneleri kuruldu, yollar yapýldý genç kýzlara yönelik meslek edindirme faaliyetleri baþladý.
Saðlýk: Küresel sigorta tekellerine raðmen
Öte yandan saðlýkta yapýlanlarý bu seçmen daha en az bir kaç seçim AK Parti lehine ödüllendirecektir. Þimdi bu saðlýk meselesine en çok daha önce buradan ‘özel saðlýk sigortasý’ ile milyarlarca dolar götüren küresel sigorta tekelleri bozuluyor ve þundan emin olun, Türkiye gibi bir ülkede, bu iþi bu tekellere raðmen Erdoðan’dan baþka hiç kimse yapamazdý.
Þimdi siz bu basit gerçeði, Anadolu’daki kadýnlarýn görmediðini falan sanýyorsunuz; hatta þu saðlýkta iþçi sýnýfýnýnýn, yoksul insanlarýn baþýna konan talih kuþundan haberiniz bile yok; çünkü çalýþtýðýnýz holdingin ortak olduðu sigorta þirketinden saðlýk sigortanýz var... Tabii bu gideri de þirket sizin ücretiniz sayýyor ve reel maaþýnýzý düþük verip, sizi biraz daha fazla sömürüyor ama olsun...
Büyüme, istihdam...
Þimdi bakýn Türkiye’de yerel seçimlerin AK Parti’nin kesin galibiyeti ile sonuçlandýðý gün, 2013 yýlý büyüme verisi de geldi. 2013 yýlýnda Türkiye bir önceki yýla göre, yüzde 4 büyüdü. Bu gerçekten önemsenecek ve bizim yukarýda anlattýðýmýz gerçeði teyit edecek bir rakamdýr. Çünkü 2013 yýlýnýn ikinci çeyreðinden itibaren, Kürt Barýþý sürecini sabote etmek isteyen paramiliter siyasi yapýlar ve faþizan güçler ülkeyi siyasi istikrarsýzlýk ortamýna sürüklemeye çalýþtýlar.
2013’ün son çeyreðinde sanayi üretimi, Türkiye’de yatýrým iþtahýnýn çok yukarýda olduðunu bize gösteriyor.
Böyle olunca, Ocak 2014’te sanayi üretiminde, yüzde 7.3’lük artýþ saðlanmýþtýr. Bu son 27 ayýn en yüksek artýþýdýr. Bunun iki önemli nedeni var; birincisi Türkiye’nin, 2012 yýlýndan farklý olarak 2013 yýlýnda, büyümeyi suni bir þekilde düþürmeye çalýþmamasýdýr; ikincisi ise kurlar, gerçek deðerini bulmuþtur. Sanayi üretiminin artmasý, gerçekçi kurlar ve bunun ihracata yansýmasý, Þubat-2014’te dýþ ticaret açýðýnda da çok önemli daralmaya yol açmýþtýr. Þubat da 5.1 milyar dolarlýk açýk, Türkiye’nin büyüme saðlarken, ayný zamanda, dýþ açýðý kapatacaðýný göstermiþtir.
Erken Genel Seçim ve Cumhurbaþkanlýðý...Esasýnda AK-Parti’nin seçim baþarýsýný da bu ekonomik geliþmede bulabiliriz.
Türkiye’de yaklaþýk altý yýldýr -2008 yýlýndan beri- AK Parti iktidarlarý, iþsizliði aþaðýya çekecek, bölgesel geliþmiþlik farkýný azaltacak yeni bir ekonomi politikasýný uygulamaya baþladý. Bu politikalar, ayný zamanda, Anadolu’da yeni ihracatçý KOBÝ’leri ortaya çýkarmýþ ve bu iþletmeler çeperlerinde yeni bir orta sýnýfýn oluþmasýna öncülük etmiþtir. Þimdi bu gerçekleri Türkiye’de görecek bir muhalefet yok; ben olsam Erdoðan’ýn yerine, Aðustos’a kadar barýþý derinleþtirecek yeni demokrasi paketleri ve ekonomide de, demokrasi ve barýþ sürecini destekleyecek teþvik ve alt yapý reformlarýna adým atýp, yeni bir kalkýnma programý ile, hem Cumhurbaþkanlýðý hem de Genel Seçimleri birlikte yaparým. Böylece Fed’in faiz artýrmasýna baðlý küçük krizi de atlatmýþ olur. Eðer bunu yaparsa yüzde 50 garanti...