Yüzde 50 + 1 geliyor

TRABZON

Tahminimi fazla iyimser ya da abartılı mı buldunuz? Bir kaç gün daha sabredin. Çünkü ben epeyce bir zamandır bu oranın böyle çıkacağına inanmakta ve meydanları gözleyerek, insanlarla konuşup kamuoyu araştırmalarıyla karşılaştırarak sağlamasını da yapmaktayım.

Şu son bir kaç gün içinde torbadan, degil “turpun büyüğü”, tavşan da çıksa sonuç değişmeyecek bence. Yolsuzluk iddialarıyla, tapelerle kurulan tezgâhın işe yaramadığı, başkasının kasetiyle iktidara gelinemeyeceği bir kez daha anlaşılacak. 30 Mart malumun ilanını tescil edecek. Türkiye kılık değiştirmiş vesayeti değil sivil siyaseti seçecek.

Bunu görmeyen ne Türkiye siyasetini biliyor, ne toplumu tanıyor. Toplum mühendisliğinde hezimetlerden kariyer yapanlar için 30 Mart bir kez daha “pis bir gerçek, güzelim teoriyi mahvetti” günü olacak o yüzden.

Gerisi acayip bir yanılsama, delice bir kandırmacadan ibaret.

Bile bile vesayet

Öyle ki AK Parti’nin Türkiye’nin dört bir tarafında düzenlediği mitinglerin tarihi kalabalığını görüyor ve kabullenmek yerine “montaj” diyebiliyorlar.

Başbakan Trabzon’a gittiğinde de, Diyarbakır’a, İzmir’e, Edirne’ye, Konya’ya, Erzurum’a gittiğinde de aynı teveccühle karşılanıyor ama onlar Türkiye’nin tamamını birleştiren tek siyasi aktörün önemini kavramak yerine “makarna bulgura”, “hüloğğğ”a sığınabiliyorlar.

İzmir’i, İzmirlileri utanmadan mülkleri ilan ediyor, Gündoğdu meydanında toplanan devasa kalabalığın otobüslerle taşındığını iddia edebiliyorlar. Bir otobüsün 60-70 yolcu aldığını, yaklaşık 200 bin kişiyi taşımak için binlerce otobüs gerektiğini hesaplamak için illa Devlet Bahçeli olmak gerekmediğini akledemiyorlar.

İstanbul mitingine ne kulp taktılar bilmiyorum. Onların kuru kusurlu yorumlarını takip etmek yerine Anadolu şehirlerini dolaşarak halkın nabzını tutmayı tercih ettim çünkü. Tam bir koyver kuyruğunu gitsin durumu.

Netice de Diyarbakır’a varıp “Nevruz meydanının tek gündem maddesi twitter yasağı” diyebilenlerin gazetecilik iddiası sadece kendilerini ve buna inanmak için çaba sarf edenleri bağlar. O meydanın, adını özgürlük kelimesiyle birlikte andığı tek isim vardı/var sonuçta. O da malum. Meydandaki iki milyon insana galebe çalmaktan başka ne ola ki şimdi bu. İnsanların çözüm sürecine verdiği güçlü desteği, savaşı ağızlarına almaksızın ille de barış demelerini, Başbakanın bu konudaki çabasını açıktan takdir etmelerini, Gezi’nin ve 17 Aralık’ın Kürtlerin ve Türklerin kanına kast ettiği düşüncesinin bölgedeki yaygınlığını görmeden yahut aktarmadan, kendi gündemlerini iki milyonluk meydanın ve gerçeğin üstüne yamamaya çalışanlar kuytuda neler yapmaz! Yapmaktalar da nitekim. En son mesela, yerçekimsiz pop-sosyolog bir internet sitesine cinsel fantezileri eşliğinde siyasal islamın iflası hakkındaki pek derin, pek kıymetli fikirlerini şey etmekteydi. Eh elbette, bırakınız kendi sanal gerçekliklerinde oyalansınlar. Biz vakıaya bakalım.

Vesayetçiler neden kazanamıyor?

- En akıllı geçinenleri bile bu halde olduğu için.

- Üstünlük kompleksleri aşağılık kompleksine evrildi. Ezik ve öfkeliler. Yani, fiili duruma duygusal ve akli açıdan intibak edemedikleri için.

- Bu ülkeyi ve değişen toplumu tanımadıkları gibi anlamaya da çalışmadıkları için.

- Başbakan Erdoğan’ın Anadolu’nun asırlık varoluş hikâyesinin sembolü ve güm güm atan nabzı olduğunu, milli iradenin onun şahsında toplanmasını, orada kristalize olmasını sağlayan şeyin bizzat bu tür saldırılar olduğunu göremedikleri için.

- Bu toplumun aklını, sezgisini, siyasi bilincini ve ferasetini azımsadıkları için.

- Halkın kendi içinden çıkardığı siyasetçileri koruma refleksini hesaplayamadıkları için.

- “Diktatörsün işte diktatör” diye tutturdukları Başbakan “E seçimlerde yık o zaman” dediğinde acziyet içinde Pensilvanya’dan medet umdukları için.

- Baykal’ı indirenin Varan1 değil yayınlanmasını göze alamadığı Varan2 ve devamı olduğunu unutup ayni senaryo işler sandıkları ama “hadi getir elinde ne varsa” diye meydan okunduğunda mühimmatları ellerinde patladığı için.

Duruma gözünü kapatanları -insanlık namına uyarıyorum: Kravatınızı gevşetin, dil altı hapınızı alın. Size bir şey olmasın.