‘Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaþkanýna idam’

Hürriyet Gazetesi, Mýsýr’da Sisi askeri yönetiminin, ilk kez meþru þekilde seçilen Cumhurbaþkaný Muhammed Mursi’ye idam cezasý vermesini “Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaþkanýna idam” manþetiyle duyurdu. Kendileri açýsýndan, geçen yüzyýldan beri bir milim yol alamadýklarýnýn bir baþka ifadesi olan bu manþet, ayný zamanda Türkiye’deki deðiþim sancýlarýný anlamak için iyi bir örnek.

Doðan Grubu, Türk siyasi hayatýnýn en tartýþmalý araçlarýndan birisi. Oysa demokrasilerde medyanýn belli ölçülerde paydaþ bir unsur olmasýnda garipsenecek bir durum olamaz. Lakin ‘araç olmak ile unsur olmak’ arasýnda ciddi bir siyasal fark olduðu gibi, kullaným deðeri farký da bulunmaktadýr. Bu baðlamda, en son Doðan Grubu’nda varlýðýný sürdüren Hürriyet gazetesi, Türk siyasi hayatýnda ülkenin yaþadýðý deðiþimlere en canlý ve zinde güç olarak direnmeyi baþarmýþ ender bir araç.

Bu durumun arkasýnda yatan sebepler çok sayýda olabilir. En dikkat çekici olaný, mezkûr medya grubunun deðiþime direnen aktörlerle kurduðu araçsal iliþkidir. Zaten ancak böylesine araçsallaþmýþ bir iliþki zemininde ve ülkenin ve bölgenin atmosferi ne olursa olsun, sýrtýnýza yüklediðiniz ve üretim yeri her döneme göre deðiþen hava tüplerinden nefes alýp vermeye devam edebilirsiniz. 

Bizlerle ayný ülkede yaþayýp da ayný havadan solumamak adýna böylesine bir çileye razý olmalarý için keskin inançlý olmalarý gerekiyor. Yýllardýr bu keskin inançlý kült cemaatin farklý dönemlerde deðiþmeyen tavýrlarýna þahitlik ediyoruz. Mýsýr’daki idam kararý üzerinden Erdoðan’ý ve milleti tehdit etmelerinde de þaþýlacak bir durum bulunmuyor. Þaþýlacak þey; elit dönüþümü yaþanýrken, sermaye iliþkileri baþkalaþýrken, bu ve benzeri medya gruplarýnýn normalleþme sancýsý yaþamamasýný beklemektir.

Bütün Ortadoðu’yu olabilecek en pespaye oryantalist ve cahilce bir yaklaþýmla ele alan, ancak Ýngilizce tercüme marifetiyle sýnýrlarýmýzýn hemen yanýndaki geliþmeleri takip ede(bile)n bir aklýn, öncelikle olan bitene dair ciddiye alabileceðimiz bir perspektifinin oluþmasý fiilen imkânsýz bir durumdur. Baþka bir deyiþle, bu güruhun keskin inançlarýndan baþka bir vasfý da bulunmamaktadýr.

Ýþin daha hazin yaný, Hürriyet’in ellerine su dökemeyeceði refiklerinin de Mýsýr’da olmasýdýr. Mýsýr medyasýnýn tefessüh etmiþ en önde gelen aktörlerine Türkiye’de gazete çýkartma imkâný verseniz, Hürriyet’ten baþka bir gazete çýkartamazlar. Benzer durum da tersten Hürriyet için geçerli.

Hâl bu olunca, Hürriyet’in manþetten tehdidi kendi boyunu aþan bir durum ortaya çýkarýyor. Medyanýn gücünden ziyade ‘bir gücün medyasý’ konumuna oturuyorlar. Hürriyet, Türkiye içinden ve dýþýndan, Erdoðan ve AK Parti’ye dair dillendirilen arzunun basit bir iletiþim aracýna, tercüme bürosuna dönüþüyor.

Daha trajik olan ise Hürriyet’te kiracý olarak bulunan cari aktörlerin tamamýnýn, Mýsýr’daki refiklerine dair berbat Oryantalist algýlarý. Týpký Batý baþkentlerinde kendilerine dair algý ve muamelenin bir benzeri olan bu çakma ‘beyaz adam sendromu’ içerisinden AK Parti ile 13 yýldýr muhatap oluyorlar. Ýstisnasýz bütün baþlýklarda ve krizlerde olabilecek en sorunlu pozisyonu tercih edip kaybetmelerine raðmen; dar cemaat yapýsý içinde yaþamalarýndan dolayý, her seferinde yeni bir nefesle keskin inançlarýný tazelemeyi baþarýyorlar.

Hâsýlý kelam, Türkiye’de yaþayýp 2002 Devrimi’ni ýskalamayý baþarmýþ bu aklýn ikna edilmesi neredeyse imkânsýz bir misyona dönüþmüþ durumda. Ýkna turlarýný siyaset zannedenler açýsýndan bunun kötü haber olduðunun farkýndayýz. Lakin Türkiye’de darbe bulamayýnca, Sisi’den ateþ çalmaya düþecek kadar kontrolü kaybedenleri, yaptýklarý tercihle baþ baþa býrakmak en doðrusu olacaktýr.