z8_GND_5296

Erkekler Mars’tan, kadýnlar Venüs’ten geldi” lafýný hayat boyunca mutlaka en az bir kere duymuþsunuzdur. Geçen hafta BBC’yi seyrederken Emin Çölaþan ve Canan Arýtman’ýn, geldikleri deðil ama kaldýklarý yere dair kafamda soru iþaretleri belirdi...

***

Önce baþlýktaki harf-rakam dizinin ne anlama geldiðini söyleyeyim. Bu dizin, gökbilimcilerin son keþfi, dünyaya en uzak galaksiye verilen isim. Aradaki mesafe o kadar uzak ki, ýþýk hýzýna raðmen, bu galaksiyi 13.1 milyar yýl önceki haliyle görüyoruz. Acaba Emin Çölaþan ya da eski CHP milletvekili Canan Arýtman Türkiye’yi hangi yýldan izliyorlar? Küçük ama önemli bir hatýrlatmada bulunayým. NTV’nin Cavit Çaðlar’a ait olduðu yýllarda Fatih Çekirge, Yavuz Donat, Sedat Ergin ve Emin Çölaþan haftanýn bir gecesi NTV’de program yapar siyaset konuþurlardý. 

O programlardan birinde Çölaþan birkaç milletvekili için “kelle” ifadesini kullanmýþ Sedat Ergin de itiraz etmiþti. 14 yýl sonra, Emin Çölaþan baþörtülü AK Partili milletvekilleri için “4 sýkmabaþ kelle” ifadesini kullandý. Çölaþan en iyi ihtimalle 28 Þubat’ýn hemen ardýndaki o yýllarda kalmýþ...

***

Bir de baþörtüsüyle çocuk tecavüzleri arasýnda baðlantý kuran eski CHP milletvekili Canan Arýtman var. Bilimsel araþtýrmaya dayanmadan vaka-sonuç iliþkisi kurmak Hitler’in propaganda bakaný Goebbels’in sýklýkla kullandýðý bir taktikti. Ayný fikirde olmadýðý insanlarý þuna veya buna benzetenlerden hoþlanmam ama yöntem maalesef ayný. Canan Arýtman’ýn bile o dönemde kalmasýna üzülüyor insan....

***

Türkiye’de son 10 yýlda sadece görünen deðil hissedilen deðiþiklikler de oldu. Mesela bir ambulans olay yerine 10 dakikadan daha uzun bir sürede gidiyorsa geç kaldý sayýlýyor artýk. Þu son 10 yýlda öðrendiðimiz bir baþka þey,

insanýn kendisinden farklý düþünenlere de saygý duymasý gerektiði oldu.

Hem temsilde adalet isteyip hem de “baþörtülü insanlar Meclis’e gelemez” demek,  Hem yasalar önünde herkes eþit deyip sonra baþörtülü insanlara “üniversitede okuyamazsýn, kamuda çalýþamazsýn” demek bu çaða ve demokrasiye uymuyordu. O yüzden de bu ülkenin mutlak ve makul çoðunluðu, geride kalanlara prim vermiyor