Zafer ‘bizim’ olacak!

Hegamonyacý güçlerin baskýsýyla karþý karþýyayýz ve bu güçlerin Ortadoðu halklarýnýn kendi kaderini tayin hakkýyla hiç alakalarý yok... 

Olsaydý, 1918’ten bu yana bölgede yaþanýlan tüm zorlamalarý ortadan kaldýrabilecek yollarý açar, demokrasi zemininde bölgenin yeniden yapýlanmasý sürecinin bir ucundan tutarlardý... Öyle yapmadýlar, aksine, Tunus’ta fakir bir gencin kendini yakmasýyla baþlayan ve bölgeye tarihinde ilk kez demokrasi, insan haklarý, liberal özgürlükler ve hukuk devleti kavramlarýný taþýyabilecek bir patlamanýn önünü kestiler...

Oysa, çok deðil, dört yýl önce, 21’inci yüzyýlýn küresel deðerlerinin nihayet Arap coðrafyasýna da geldiðini, sürecin sonunda bölgenin þeffaf sýnýrlarý, yükselen insani deðerleri, birey özgürlükleri ve güçlenen ekonomisiyle baþka ve arzu edilen bir ortama yükseleceðini ümit etmiþtik...

Araplar’ýn düþmaný çok, dýþtakilerden söz etmiyorum, onlar zaten vardý ama kendi içlerinden aðýr ihanete uðradýlar...

Normal olmayan tarih

Osmanlý Ýmparatorluðu daðýlýrken Fransa ile Ýngiltere arasýnda oluþturulan Sykes-Picot Anlaþmasý çerçevesinde bölgede çizilen sýnýrlar zorlama ve gerçek deðildi. Irak-Suriye-Lübnan-Ürdün topraklarýnda bir büyük Arap devletinin kurulmasý, bu devletin federal yapýda olmasý, adem-i merkeziyet zemininde yerinden yönetimlerin güçlü, siyasi birliðin ise kararlý bir þekilde oluþturulduðu rotada olmasý gerekiyordu.

Ýngiltere, ilerleyen yýllarda o coðrafyaya bir Ýsrail yerleþtirmeyi kafaya koymuþtu, bu nedenle, büyük bir Arap devletini orada istemedi. Bu dört ülke, iþte o zorlamayla kuruldu.

Sýnýrlar, 400 yýl aralarýnda hiçbir sýnýr olmadan yaþamýþ halklarýn ayrýlýðý anlamýna geldi. Türkler Araplar’dan koptu, Araplar, sömürgecilerin kendileri için çizdiði sýnýrlarý çok ciddiye aldýlar, Kürtler, çok ýstýrap çektiler...

Ýkinci normal olmayan geliþme, Soðuk Savaþ yýllarýydý... Bölgede Ýsrail ile kendini gösteren Amerikan-Ýngiliz ittifaký, Arap rejimlerini Sovyetler Birliði’ne savurdu, sýnýrlar bu kez ideolojik tercihlerle daha da güçlendi...

Körfez’deki Suudi Arabistan baþta zengin petrol emirlikleri Batý’nýn, Arap coðrafyasýnýn güçlü devletleri olarak ortaya çýkan Suriye-Irak Moskova’nýn yanýndaydýlar...

Ne, 1918 ne de 1948’ten sonra þekillenen Ortadoðu bölge halklarýnýn tercihlerini karþýlamýyordu, kanlý, baskýlarla geçen ve kuþaklarýný yok eden bir dönem yaþadýk...

Yeni zorlama

Anlaþýlan, emperyalizm ve bölgedeki iþbirlikçilerinin oyunlarý bitmiyor. Liberal ekonomi-özgürlükler-laik demokrasi-þeffaf sýnýrlar-kültürel birliktelik hedefinde þekillenebilecek bir bölgeyi yeni bir zorlama ile karþý karþýya býrakýyorlar...

Sünni Cephe-Þii Hilali, bölge halklarý için emperyalizmin büyük ve sonu kanla yazýlacak yeni oyunudur...

Bu oyundan, emperyalist güçlerle kol kola yaþamaya alýþmýþ Ýran (bakmayýn siz anti-emperyalist söylemlerine, þu anda Ortadoðu’da Ýsrail için en sistemli çalýþan ve bu devletin yaþam alanýný geniþletmesini saðlayan devlettir), Suudi Arabistan gibi devletlerin çýkarlarý olabilir ama “Türkiye modelinde” þekillenecek Ortadoðu için ölümü göze almýþ kitleler açýsýndan büyük bir kayýp dönemine girilmiþtir...

Kahire, Þam, Baðdat veya Trablus, Beyrut’ta daha iyi bir dünyada yaþamak için sokaða çýkmýþ kitlelerin varmak istedikleri nokta bu deðildi ki...

Onlar, dünyanýn onurlu vatandaþlarý olmak, baþlarýndaki despot rejimleri yok etmek için yola çýktýlar ama karþýlarýnda bir darbeye “darbe” diyemeyen, insanlarýna karþý kimyasal silah kullanan kanlý bir diktatöre gereðini yapmayan, hatta iþgal edip anayasasýyla üçe böldükleri bir ülkede yarattýklarý kaosu uzaktan seyreden bir dünya ile karþýlaþtýlar...

Bu aþý tutmaz

Emperyalizmin bölgedeki iþbirlikçileri ile geliþtirdiði bu strateji, 1918 veya 1948 stratejileri gibi çökmeye mahkumdur... Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan halklarýný IÞÝD veya Hizbullah’ta þekillenen deli gömleðine ikna edemezsiniz...

Zor kullanarak zaman kazanabilir, halklarýn özgürlükçü mücadelesinin önüne set çektiðinize inanabilirsiniz ama o halk, günü geldiðinde nasýl Baas’la bile hesaplaþmýþsa, onlarýn boþalttýðý alaný doldurmaya çalýþan yeni despotlarla da savaþacaktýr...

Türkiye güçlü ekonomi-güçlü demokrasi-güçlü ordu hattýnda durduðu sürece hiç ensenizi karartmayýn...

Tarih bizden yana, zafer bizim gibi düþünen insanlarýn olacaktýr...