Zaman birlik olma zamanýdýr

TÜRK siyasetinin tecrübeli isimlerinden Deniz Baykal, ülke çýkarlarý olduðunda partiler arasýndaki rekabetin saf dýþý kalmasý gerektiðine güzel bir örnek verdi geçtiðimiz hafta. Ülke etrafýnda yaþanan sorunlarý, bir oy kazanma aracý olarak görerek, bu durumdan “ekmek çýkarmak” isteyenlere ders niteliðinde sözler söyledi.

Her fýrsatta hükümeti eleþtirmeyi meziyet kabul etmiþ ana muhalefet partisinin, eski lideri, bu davranýþý nedeniyle bir kaç gündür gündemden düþmüyor. CHP’ye uzun süre liderlik yapan Baykal, bir televizyon programýnda “partim

ne der?” kaygýsý taþýmadan düþüncülerini açýkça dile getirdi. Tabi ki söylediði sözleri ilk eleþtirenler yine kendi partisinden, “dava arkadaþlarý” oldu. Baykal, CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun hükümete yönelttiði tüm dýþ politika eleþtirilerinin aksi istikametinde sözler sarf etti. “Azez-Halep hattýný açýk tutmak için Türkiye’nin bombalama hakký vardýr. Bombalamalarýn etkili olduðu anlaþýlýyor þu anda. Tarihi kimliði deðiþtirecek süreç yaþanýrken ‘karýþmayýn, seyredin’ yaklaþýmý çok anlamlý gelmiyor bana” dedi. Suriye politikasýnda hükümete destek içeren bu sözlerle, parti çýkarlarý, iktidar hesaplarý ile ülke menfaatlerinin çok farklý olduðunu, önceliðin ülke menfaatlerine verilmesi gerektiðini vurguladý.

Bu sözlerini CHP’nin genel baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’na yönelik sözleriyle adeta taçlandýrdý. Oy kapma uðruna hükümeti dýþ politikada yalnýz býrakan CHP için “Ben Cumhuriyet Halk Partisi’ni görmek istediðim yerde göremiyorum. Bizi iktidara zýplatacak kolay çözümler arandý. CHP sorgulanmaya baþlandý. Bunlarýn aþýlmasý gerektiði düþünüyorum. Elbette yeni þeyler söylemek lazým. Ama bizim klasikleþmiþ ilkelerimizi atmaya çalýþmak þaþkýnlýk olur. Partinin bir toparlanmaya ihtiyacý var.

HDP ile Ak Parti arasýnda bir sarkaç olmak bizim iþimiz deðil. Partide þikayet konularý deðiþmedi hatta artar halde. Seçime kadar bir süre var. Hýzla deðerlendirmek gerekiyor. Köklü bir deðiþme ihtiyaç olduðu açýk. Sayýn Kýlýçdaroðlu’nun da bunun farkýnda olduðunu biliyorum” diye konuþtu. Dýþ politika hükümetler üstü bir konudur. Hükümetlerin süreleri vardýr, gelir giderler. Ama ülkelerin tutarlý, kendi çýkarlarýný koruyan ve geliþtiren sürekliliðe sahip dýþ politikalara ihtiyacý vardýr. Onun için dýþ politika meselesini siyasi rekabete taþýmak bu ülke için yapýlabilecek en ciddi yanlýþlardan olur. Maalesef Sayýn Kýlýçdaroðlu, yürüttüðü politikayla adeta Rusya’nýn, Suriye’nin, Türkiye’ye cephe almýþ terör örgütlerinin ekmeðine yað sürüyor. Ülkeler, sorunlarýný birlik ruhuyla aþabilir. Nedense CHP, iç politikalardaki eleþtiri alýþkanlýðýný dýþ politikada da sürdürmeyi tercih ediyor ve ana muhalefet partisi olarak iktidarý dýþarýda yalnýz býrakýyor. Görmezden geldikleri þey çok açýk aslýnda, bu ülke kaybederse sadece iktidar kaybetmez. Muhalefeti de kaybeder. AK Parti deðil, CHP, MHP de kaybeder.

Kýlýçdaroðlu’nun bulunduðu koltuða nasýl geldiðini biliyoruz. Girdiði seçimlerdeki performansý da ortada. Daha geçen hafta bu köþeden bir belediye baþkanýna bile söz geçiremediðini detaylý olarak paylaþtým. Tüm bunlar ýþýðýnda, elbette CHP üst yönetiminin, delegelerin, parti tabanýnýn lider tercihine saygýmýz var. Ancak, Türkiye’yi yedi düvelle mücadelesinde yalnýz býrakacak bir siyaset bu ülkede siyaset yapan hiç bir siyasi partiye ve siyasetçiye yakýþmaz. Azez’in Suriye rejiminin eline geçmesi kimin çýkarýna? Ortada Türkiye’yi zora sokmayacak bir durum yoksa PKK’nýn Suriye uzantýsý PYD neden Azez’deki sivillere saldýrýyor? Dýþ politika hata kabul etmez. Hatalarýn bedeli aðýr olur. O yüzden, zaman birlik olma zamanýdýr.

Bu ülkenin yanlýþ dýþ politikalara tahammülü yok. Rusya’nýn, Suriye’nin, Ýran’ýn bize bakýþý belli. Sýnýrlarýmýz içinde bizi zayýflatmaya çalýþan terör örgütlerinin faaliyetleri ortada. Bu ülkenin çýkarýný düþünen herkes þapkasýný önüne koymalý, Türkiye’nin çýkarý ne gerektiriyorsa o doðrultuda rakipleriyle bile kenetlenmeli.