Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

‘Zamâne Firavunu’na vurulan bir ‘global’ şamar

Hele de siyaset, insan karakterinde ihtiras sahibi, hırslı olma özelliklerini de geliştiren, başkalarına hükmetme hakkının kendisine ait vazgeçilmez ve saygı duyulması, kabullenilmesi gereken bir özellik olduğu yanılgısını daha bir pekiştiren bir meşguliyet alanı..

Bu açıdan bakıldığında, Amerikan Başkanı Trump, sahasında ilginç bir prototip oluşturmakta.. Zorba, tahakküm etmek ve güce tapmak ve kendi gücüne teslim olunmasını ve hattâ tapılmasını davranışlarıyla, sözleriyle sergileyen Trump’ın davranışlarında bu durum, anormal boyutlarda.. Herhalde, son yüzyıl içinde hiçbir Amerikan Başkanı onun seviyesinde, bu kadar açıkça kendi gücüne tapılmasını isteyen bir zorba görümünde değildi. Ve o halkın geçmişinde, Amerikan Başkanı iken 22 Kasım-1963’de bir suikast sonunda öldürülen J. F. Kennedy’nin, 1860’lardaki Amerikan İç Savaşı yıllarını anlattığı ‘Fazilet Mücadelesi’ isimli eserinde, birbirleriyle düşman olsalar bile hakk ve haklılık durumunu görünce, karşıtlarına saygı gösteren dev siyasetçiler resm-i geçidi de vardı.

***

Yale Üni’den 27 psikiyatri uzmanı doktor, Trump’ın sergilediği bu ‘normal dışı’lığın tehlikesine işaret eden bir açıklama yaptılar, 20 Aralık günü..

Psikiyatri uzmanı Mss. Dr. Bandy Lee, arkadaşları adına yaptığı açıklamada, Trump’ın ‘tehlikeli bir akıl hastası olduğu ve Amerika’yı yönetmeye uygun olmadığı konusunu dile getiriliyordu..

Lee,şu görüşleri dile getiriyor: ‘Bir çok belirtisi var.. Örnek vermek gerekirse, pek çok.. Meselâ, saldırganlık.. Dürtüsellik, pervasızlık ve paranoya, gerçeklikten kopmak.. Gerçek sonuçları önemli görmemek.. Empati yoksunluğu.. Sürekli olarak gücü hissettirme isteği.. Şiddete ve güçlü silahlara duyduğu ilgi.. Başka ülkelere, ‘daha önce görülmemiş şekilde ateş ve öfkeyle karşılaşacaklar’gibi tehditler savurması..  Bütün bunlar, içindeki değersizlik hissiyle savaşmak için, savaş çıkartabilecek özellikler.. Böylelerinin ağır silahlara ulaşmasının engellenmesi gerekmektedir. Biz insanlığın güvenliği ve bekası için endişeleniyor ve âcil bir değerlendirme çağrısında bulunuyoruz.’

Tabâbet diliyle söylemek gerekirse, bu kişinin aslında karantina altına alınması ve müşahede altında tutulması gerekir demek istiyorlar o psikiyatri uzmanı doktorlar.. Ve onlara aynen katılıyorum.. Çünkü, bu kişi ne diplomatik dil ve nezaket biliyor, ne insanlık.. Bir ‘azgın boğa’ gibi, her yere toslamaya çalışıyor. Kendi halkının itibarını da düşürüp hakk mefhumundan habersiz, kendisine benzetmeyi hedefleyen bir güçperest.. ‘Sizin tanrınız benim..’ diyen bir ‘çağdaş firavun..’

Roma İmparatorluğu’nun iki bin yıl öncelerde, ‘Teslim olun, barış olsun..’ diye formüle ettiği ‘Pax Romana /Roma Usûlü Barış’ın modern versiyonu olan ‘Pax Americana..’yı sunuyor dünyaya..

Yani, ‘Teslim olun, barış olsun!.’ 

Trump’ın ‘Yardımları keserim, bu saygısızlığınızı unutmayacağız..’ gibi küstah tehditlerine rağmen, dünya halklarının büyük çoğunluğu korkmayıp, bir ‘megalomani hecmesi içindeki bu kişinin, Kudüs’le ilgili zorbalığına ‘Hayır!’ dedi. Her ne kadar yaptırım gücü olmasa bile, diplomatik ve sosyo-psikolojik bakımdan, işbu ‘zamâne firavunu’nun suratına indirilen bir şamar mesâbesindedir bu sonuçlar..

BM Genel Kurulu’ndaki bu tablonun asıl mimarı ise, Tayyib Erdoğan’dır. Eğer, sonuç Trump’ın istediği gibi çıksaydı, o zaman sadece içte değil, dışta da bütün saldırı oklarının Tayyib Bey üzerine nasıl topyekûn çevrildiği görülürdü.

NOT:BM’deki oylamada Bosna-Hersek’in ‘çekimser’ oy kullanmasını yadırgayan bazılarının sanal âlemde, ‘Size o kadar yardım etmiştik..’ şeklindeki yazışmaları onları da Trump zihniyetinin safına itmektedir. Bilinmeli ki, Bosna, bağımsız olmayıp, USA dayatması Deiton Andlaşması’na göre Sırp, Hırvat ve Müslüman üç kişilik bir Başkanlık Heyeti’ndeki ve 8 ayda bir değişen Başkan’ca yönetilen bir ülkedir. Orada ‘çekimser’ oy kullandıran halihazırdaki başkan da, ‘Müslüman’ değildir.