Her yýlýn sonlarýna doðru uluslararasý yayýn kuruluþlarý geçmiþ 365 güne damgasýný vurmuþ en önemli kiþiyi ‘yýlýn adamý’ olarak seçer; þimdi öyle bir mevsim ve hemen her kuruluþ ‘yýlýn adamý’ arayýþýnda... Þu ana kadar adý en fazla geçen kiþi Edward Snowden...
Çalýþtýðý ‘yüksek güvenlikli’ kurumda kendisine emanet edilmiþ ‘çok gizli’ bilgileri medyayla paylaþan genç adam...
Zaten, o da, önceki gün ‘’Ben þimdiden kazandým’’ açýklamasýný yaptý...
Edward Snowden’in yaptýðý, hukuk literatürüne göre ‘vatan hainliði’ sayýlýyor; çünkü yayýnlanmasýna aracýlýk ettiði belgeler ABD’nin ‘ulusal güvenlik’ saydýðý bir alana giriyor. Belki ortalýða dökülenlerin bir bölümünü biliyorduk, hiç deðilse tahminde zorlanmýyorduk; ancak ‘belgeler’ birbiri ardýna yayýmlanmaya baþladýðýnda nasýl bir dünyada yaþadýðýmýzý daha iyi görebildik...
Bence de 2013 yýlýnýn adamý hiç kuþkusuz Snowden’dir...
Dünya siyasetini de etkileyen bir iþ baþardý genç Snowden; siyaset için tarihi bir dönemi de baþlattý... Siyaset için artýk ‘Snowden’den Önce’ ve ‘Snowden’den Sonra’ olmak üzere iki dönem var...
Öncesinde farklý anlayýþlar, deðiþik yaklaþýmlar söz konusu olabilirdi; insanlarýn siyaset adamlarýndan beklentileri daha az ve basitti. Sonrasýnda beklentiler büyüdü ve karmaþýklaþtý...
Daha önemlisi de þu: Siyaset þimdi herkesin önünde, açýk açýk yapýlan bir uðraþ alanýna döndü; saklanacak özellikleri olan, yanlýþ iþler yapan, halis niyetten uzak insanlarýn aklýndan bile geçirmemesi gereken bir uðraþ alanýna...
Gizlilik diye bir þey kalmadý...
Eskiden bir olay ancak gazeteciler peþine düþerse kamuoyunun bilgisine girerdi; bugün herkesin cebinde fotoðraf çekmeye de yarayan telefonlar ve iþittiði ile bildiðini herkesle paylaþtýran sosyal medya var...
Kütüphaneler dolusu belgeyi küçücük bir aygýta sýðdýrmak ve hemeninden dolaþýma sokmak mümkün bugün...
Politika içerisinde yer alanlar böyle bir dünyada yaþadýklarýný idrak edemezlerse, baþlarýna her türlü derdin açýlmasý kaçýnýlmaz oluyor.
Açýlýyor da...
Bizdeki son geliþmelere atýfta bulunuyor deðilim burada; bizde þimdilerde ortalýða saçýlan bilgi ve belgelerden çok daha fazlasý, bizden daha önce, dünyanýn dört bir tarafýnda, çeþitli ülkelerde aylardan beri yaþanýyor...
Ders alma konusunda fazla becerikli deðil politikacýlar... Oysa her politikacýnýn siyasi tarih bilgisi ve bilincine sahip olmasý, bu sayede karþýsýna çýkan yeni olaylarý o terazide tartarak deðerlendirmesi beklenir.
‘Yeni Türkiye’ bizler için böyle bir fýrsat aralýðýdýr...
Ne zaman ‘Yeni Türkiye’ denilse birilerinin hop oturup hop kalktýðý görülüyor... Oysa ‘Yeni Türkiye’ tek bir partiye, iktidara mal edilmeyecek kadar herkese þâmil kapsayýcýlýkta bir deyim... Türkiye için ‘yeni’ olmak, baþka ülkelerde ancak þimdilerde ve Snowden gibi yürekli insanlarýn gayretleriyle meydana gelen geliþmeler deðil; zamanýn ruhunu yakalamak demek...
Kim zamanýn ruhunu yakalýyorsa, o ‘yeni’ Türkiye’yi hak ediyor demektir...
Bu yýlýn adamý Edward Snowdenherkesin gözünü açmalý...