Önce Rýza Zarrab gitti Amerika'ya, yakalandý, tutuklandý.
Problem biliniyordu, Amerika'da tutuklanma riski vardý, öyleyse niye gitti, iþin sýrrý anlaþýlmadý.
Konu Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn gündemindeydi. Erdoðan, Zarrab davasý ile ilgilendi.
Ýlgisinin gerekçesini Hürriyet'ten Fikret Bila ve Abdülkadir Selvi'ye þöyle açýkladý:
“- Neticede bizim vatandaþýmýz olduðu için, hukukunu aramak zorundayýz. Bu Rýza Sarraf deðil de bir baþka vatandaþ da olabilirdi. ABD, Türkiye’de bir vatandaþýnýn tutuklanmasýna nasýl duyarsýz kalamýyorsa, biz de herhangi bir vatandaþýmýzýn bir baþka ülkede tutuklanmasýna duyarsýz kalamayýz. Kaldý ki gerek Adalet gerek Ekonomi Bakanlýðýmýz'ýn yaptýklarý çalýþmalara göre, bu kiþinin bir suçu da bulunmuyor. Ýran da ayný þeyi söylüyor. Ancak buna raðmen bu kiþi 6 aydýr ABD’de tutuklu durumda.”
Görüþtüðü Amerikalý yetkililere (mesela Joe Biden'e) konuyu sordu. Tepkisini de ortaya koydu:
“- Biden ile görüþmemizde yargý konusu açýldýðýnda Rýza Sarraf konusunu da gündeme getirdim. ABD Adalet Bakanlýðý’nýn bu davayý havale ettiði mahkeme de ilginç. Savcý Bharara da hâkim Richard Berman da Türkiye’de daha önce FETÖ tarafýndan aðýrlanmýþ isimler. Yani Adalet Bakanlýðý Sarraf’ý tutup orada FETÖ’nün yedirip içirdiði isimlere teslim ediyor. Biden’a bunlarý anlattým. ‘Ben bu kadarýný bilmiyordum’ dedi. Hukukla deðil, iliþkiler aðýyla baþka iþler çevirme peþindeler. Enteresandýr, mesela tutup iddianameye eþimin TOGEM’in kurucusu olduðu, benim o dernekle iliþkim olduðu falan yazýlýyor. Ama o derneðin kurucularý arasýnda ne eþim var ne de ben. Böyle bir þey olmamasýna raðmen, bunun söz konusu edilmesi adamlarýn art niyetlerinin ne istikamette olduðunu gösteriyor. Halbuki Dýþiþleri Müsteþarým'ýn da gayet güzel ifade ettiði üzere, ABD hukuk sisteminde ‘egemen baðýþýklýk’ diye bir madde var. Buna göre devlet baþkanlarýnýn herhangi bir mahkemeye konu yapýlabilmesi mümkün deðil. Buna raðmen iddianamede adýmýzýn geçirilmeye çalýþýlmasý, iþin içinde art niyet olduðunu ortaya koyuyor.”
Anlaþýldýðý kadarýyla Cumhurbaþkaný, bu davadan yola çýkýp, Emine Erdoðan üzerinden kendisine gelinmek istendiði gibi bir kuþku taþýyordu. Sayýn Cumhurbaþkaný'nýn Zarrab olayýnda gördüðü “Art niyet” bu olmalýydý.
Dönemin Adalet Bakaný Bekir Bozdað da, Zarrab davasý ile ilgilendi.
Sonra bu dava ile baðlantýlý ilginç bir geliþme daha oldu. Bu defa Halkbank’ýn Uluslararasý Bankacýlýktan Sorumlu Genel Müdür Yardýmcýsý Mehmet Hakan Atilla, Ýran’a yönelik ABD yaptýrýmlarýný delmek ve bankacýlýk sahtekârlýðý gerekçesiyle New York’ta FBI’ýn talebiyle tutuklandý. Problem bilindiði halde Hakan Atilla neden gitmiþti Amerika'ya, o da sisli kaldý.
Ve þimdi. Zarrab'la baðlantýlý olarak bu defa dönemin hükümetinin bir üyesi için, Zafer Çaðlayan ve dönemin Halk Bankasý genel müdürü Süleyman Aslan için tutuklama kararý çýkýyor ABD'de. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn bu olay için deðerlendirmesi “Pis kokular geliyor, hukuki deðil, siyasi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adým” þeklinde.
Sayýn Cumhurbaþkaný þöyle diyor:
“Neymiþ? Ýran'la ilgili yaptýrýmlarý delmiþ. Biz, Türkiye olarak Ýran'a bir yaptýrým uygulama kararý almadýk ki. Bizim Ýran'la ikili iliþkilerimiz, hassas iliþkilerimiz var. Bu ekonomik iliþkileri yürüten bakanýmýz kim, Ekonomi Bakaný. Ekonomi Bakaný hükümetin attýðý bu adýmý ne yapacaktýr. Uygulayanlardan bir tanesi olacaktýr. Bu iþlerin arkasýndan çok pis kokular geliyor. Sarraf olayý da öyledir. Halkbankýmýz'ýn Genel Müdür muavini Hakan Bey'le ilgili konu da öyledir.”
Pis koku... Art niyet. ABD. Hangi ABD?
Her þey karmakarýþýk. Bir ümük sýkma projesi mi? Zarrab dosyasýnda ne buldu Amerika?
Buradan gerçekten Sayýn Cumhurbaþkaný'ný hedefleyen bir malzeme bulduklarýný mý düþünüyorlar?
FETÖ elemanlarý Almanya'ya ne taþýdý, Amerika'ya ne taþýdý?
Zarrab dosyasýnda henüz vakýf olunamayan sürprizlerle karþýlaþma riski var mý?
“Büyük hesaplaþma”nýn farklý merhaleleri... Sýkýntýlý iþler vesselam.