Her yýl olduðu gibi bu yýl da ‘iddialý zayýflama ürünleri’ yazýlý ve görsel basýnda kampanyalarla tanýtýlýyor. Bunlarýn arasýnda ilk olarak dikkatimi çeken ‘glikomannan’ bileþenli olanlar. Glikomannan bazý bitkilerin hücre duvarýnýn bileþiminde bulunan ve suda þiþerek jelleþen bir polisakarit. Bu jelleþme özelliði nedeniyle besinlerde kývam verici, emülsiyon yapýcý (sývý içerisinde katý parçacýklarýn asýlmasýný saðlayan) olarak yararlanýlýyor. Gýda katkýlarý arasýnda E425 kodu ile bilinen bileþen. Piyasada pazarlanan ürünler Japonya, Çin, Güneydoðu Asya gibi Uzakdoðu ülkelerinde yüzyýllardýr besin ve saðlýk amaçlý kullanýlan Amorphaphallus konjac bitkisinin toprakaltý yumrularýndan elde ediliyor. Dünyada bilinen yaygýn adý ‘konjac, konjaku’ Uzakdoðu dillerindeki yerel isminden kaynaklanýyor. Bu bitkinin yumrularýndan elde edilen unu Japon ve Çin mutfaðýnýn zengin çeþitliliði içinde tanýdýðýmýz noddle, tofu gibi isimlerle yer alýyor. Ülkemizde ise glikomannan, bizim yakýndan bildiðimiz Salep yumrularýnýn temel bileþeni.
Geleneksel Çin tababetinde 2 bin yýldýr balgam söktürücü, tümör baskýlayýcý, detoksifikasyon (vücuttan toksinlerin atýlmasý) ve kan durgunluðunun iyileþtirilmesi (eski Çin týbbýnda çeþitli hastalýklara yol açan temel etkenlerden biri) gibi amaçlarla kullanýldýðý kayýtlýdýr. Uzakdoðu halklarý arasýnda ise astým, öksürük, fýtýk, meme aðrýsý, cilt hastalýklarý (yanýklar, kan oturmasý vb.) gibi hastalýklarýn tedavisinde kullanýldýðý bildirilmektedir.
Son 25 yýlda yürütülen çalýþmalar yüksek kolesterol, þeker metabolizmasý, kabýzlýk gibi sorunlarýn tedavisinde ve baðýrsak saðlýðýnýn korunmasýnda etkili olabileceðini ortaya koymaktadýr. Ancak Amerikan Gýda ve Ýlaç Dairesi (FDA) tarafýndan yukarýdaki sorunlarýn tedavisi amacýyla kullanýmlarý onaylanmamýþtýr.
Kronik kabýzlýk tedavisinde þiþme özelliðine sahip diðer bitki bileþenleri (karnýyarýk tohumu, Guar gum, hindiba kökü) gibi þiþerek ve su tutarak sorunun çözülmesinde yardýmcý olmaktadýr. Baðýrsaklarda þiþerek kitle oluþturduðundan lipitler gibi kan þekerinin dengelenmesinde, insülin direncinin azaltýlmasýnda da yararlý olabiliyor.
Þiþman bireylerde kolesterol seviyesinin düzenlenmesinde yararlý olabilmektedir. Dört hafta süreyle saðlýk bireylere günde 3.9 gram uygulandýðýnda total kolesterol, düþük yoðunluklu lipoprotein (LDL-kolesterol), trigliseritler ve sistolik kan basýncýnda düþme saðladýðý bildiriliyor. Özellikle trigliseritlerde yüzde 23 azalma saðlamýþ. Kýz çocuklarda daha etkili olduðu gözlemlenmiþ. Bir baþka polisakarit olan ‘çitosan’ (çok sayýda glikozamin ve asetil glikozamin baðlanmasýyla meydana gelen yapý) ile birlikte uygulandýðýnda muhtemelen dýþký ile steroit atýlýmýný artýrmasýna baðlý olarak glikomannanýn etkisinin daha arttýðý görülmüþ.
KÝLO VERDÝRÝR MÝ?
Glikomannan ilk olarak 20-25 yýl önce ülkemizde Konjak olarak yine pazarlanmýþ ve beklenen baþarý saðlanamadýðý için piyasadan kaybolmuþtu. O günden bu yana yürütülen klinik çalýþmalarýn sonuçlarý da farklý; kiminde etkili, kiminde ise etkisiz olduðu gözlemlenmiþ. Yeni yayýmlanan bir çalýþmada istatiksel olarak anlamlý bir kilo kaybý saðlayamadýðý sonucuna varýlmýþ. Diðer taraftan, baðýrsaklarda þiþerek doluluk hissi yaratmasý, sorunu sýk sýk acýkmak olan kiþiler için bir çözüm saðlayabileceðini düþünüyorum. Ancak bazý risklere dikkat edilmelidir.
RÝSKLERÝ NEDÝR?
Polisakarit yapýsýnda olduðundan tablet, kapsül ya da toz þeklinde yutulduðunda insan saðlýðý üzerinde doðrudan bir olumsuz etkisi olmasý beklenmez. Ancak kullanýmýnda bazý hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.;
1.Yeterli suyla alýnmamasý durumunda boðaz, özefagus ve baðýrsak týkanmasý vakalarý bildirilmektedir. Bu nedenle en az 2 su bardaðý su ile alýnmasý gerekir.
2.Yatmadan önce alýnmasý önerilmemektedir.
3.Glikomannan ile yakýn zaman dilimi içerisinde içilen ilaçlarýn emilimini de etkileyeceði dikkate alýnmalýdýr. Bu nedenle, aðýz yoluyla yaþamsal öneme sahip ilaçlarý kullanan kiþiler; kalp ilaçlarý, kanser ilaçlarý vd. mutlaka eczacý ve hekime danýþmalýdýr.
4.Glikomannanlarýn kolesterol, yað, þeker gibi kilo aldýrýcý besin bileþenleri gibi besinlerdeki yararlý bileþenlerin (vitaminler, mineraller, polifenoller, proteinler vd.) emilimini de etkileyebileceði göz ardý edilmemelidir.