Tahran’daki üçlü zirveden önce Rusya ve Rejim güçleri Ýdlib’in çeperlerini bombalýyordu zaten. Zirvede Astana ruhunun korunduðu deklare edildi ama Türkiye’nin ýsrarla istediði ateþkes kararý da çýkmadý. O günden beri Rusya, Þii milislerle Esed’in askerlerinin karadan çevirdiði Ýdlib’e havadan bomba indiriyor. Elimine edilmelerine kimsenin itiraz etmediði HTÞ noktalarýyla birlikte okullarý, hastaneleri ve arama kurtarma ekibi beyaz baretlileri vuruyorlar. Kurtuluþunuz yok diyorlar yani, “Ýdlib’te bir geleceðiniz olamaz”.
On günde ölen sivillerin sayýsý 30’u aþtý, çocuklar var haliyle aralarýnda.
Asýl korkulan bu ölçekteki bombardýmanlar da deðil üstelik. Çoluk çocuk demeden 3 buçuk milyon insana karþý topyekûn bir süpürme, katletme harekatý. Esed’in kendi halkýný bir kez daha kimyasal silahlarla öldürme niyeti.
Türkiye bütün imkanlarýný seferber etmiþ durumda. Hem sivilleri haksýz saldýrýlardan, hem sýnýrlarýný yeni göç dalgasýndan korumak için.
***
Öte yandan, Türkiye’nin ve bütün dünyanýn dikkati Ýdlib’e çevriliyken ve orada zemberek gerildikçe gerilirken, Filistin’de adým adým bir þey olmakta.
Son olarak Ýsrail’in Filistin topraklarýný çalmasýna ve Filistinlilere tarihin en uzun süren, en sistematik iþkencelerini yapmasýna destek çýkan ABD, Washington’daki Filistin temsilciliðini kapatma kararý aldý. Temsilcilik Filistin Kurtuluþ Örgütü’ne ait ama Filistin büyükelçiliði gibi iþlev gördüðü için kapatýlma kararý da bu fiili durumu sona erdiriyor.
Haberi veren Wall Street Journal’e göre Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danýþmaný John Bolton bir açýklama yapacak ve ABD’nin Ýsrail’le dayanýþma kararlýlýðýný vurgulayýp Filistinliler ABD tarafýndan kendilerine dayatýlan anlaþmayý kabul etmiyorken Trump yönetiminin de ofisi açýk tutmayacaðýný duyuracak. Diðer tehdit-yaptýrým ise Beyaz Saray’ýn ABD ve Ýsrail’e karþý soruþturma baþlatmasý halinde Uluslararasý Ceza Mahkemesine (ICC) yönelik yaptýrým kararý alacaðý yönünde.
Konu yeni deðil, 2017 Kasým’ýnda da gündemdeydi. Filistin lideri Mahmut Abbas, BM Genel Kurulu’nda Ýsrail yerleþkeleri konusunu Uluslararasý Ceza Mahkemesi’ne taþýyabileceklerini söyleyince ABD yönetimi önce FKÖ ofisini kapatma kararý almýþ, sonra vazgeçmiþti.
***
ABD yönetimi geçen hafta da BM’ye baðlý Filistinli Mültecilere Yardým Kuruluþuna (UNRWA) yaptýðý mali yardýmlarý durdurma kararý aldý. Koþulan þart ayný. Bizzat Trump açýklamasýyla: “Filistin yönetimi Ýsrail ile yapýlmasý öngörülen barýþ görüþmelerine katýlmayý kabul edinceye dek…”.
Trump’ýn “Yüzyýlýn Anlaþmasý” dediði plan için Mahmud Abbas “yüzyýlýn tokadý” diyor ve Amerikalýlarla görüþmeyi reddediyor. Çünkü Filistinlileri teslim almaya yönelik þantajcý bir anlayýþý býrakýn müzakere edilebilir bulmayý, muhatap dahi kabul etmiyor.
Peki, hangi Ýsrail ile barýþmaya zorlanýyor Filistinliler?
18-19 Temmuz’da parlamentosunda kabul ettiði “Ulusal Yasa” ile Ýsrail’i Yahudi halkýnýn anavataný olarak tarif eden ve bu “vatan” üzerinde kendi geleceðini tayin hakkýný haiz tek halký Yahudi halký olarak niteleyen Ýsrail ile. Ayný yasa Kudüs’ü Ýsrail’in bölünmez baþkenti olarak ilân ediyor. Ve Yahudi yerleþimlerini geniþletmenin (yani Filistinlileri evlerinden vatanlarýndan atmanýn) milli deðer olarak görüldüðünü ve teþvik edileceðini de.
Bu ýrkçý ve ayýplý yasa Trump’ýn barýþ planý için açýkça altlýk görevi görüyor. Filistinlilere desteði kesmek de, Washington temsilciliðini kapatmak da, 14 Mayýs 2018'de dünyadan yükselen tepkilere raðmen 48’den beri Tel Aviv’de olan ABD Büyükelçiliðini Kudüs’e taþýmak da ayný planýn mesafe kat edilen adýmlarý olarak birer birer gerçek oluyor.
Artýk açýk: Filistin ve üç din için de kutsal olan Kudüs þehri, Yahudi ve Hýristiyan Siyonistlerin iþbirliðiyle gözümüzün önünde gasp ediliyor.