Zencilerin ‘kuvva’ ruhu

Seçmenin neresinden baksanýz, en azýndan yüzde 50’sinin gözünün içine bakarak yalan söylediler. 1- Yaþanýlan yerel seçimin, genel siyaseti etkileyeceðini ve hükümetin düþeceðini ileri sürdüler. 2- Seçmenin yaþanýlan ortamda büyük bir deðiþim yaþayacaðýný ve “Beyaz Türkler”in istediði bir deðiþimin iradesini göstereceðini savundular.

Söylediklerinin tamamý, siyasi analizlerin dayanmasý gereken matematik gerçeklerin dýþýndaydý, insanlarda olmadýk beklentiler yarattýlar, hatta seçime doðru beklenti çýtasýný sürekli yükselttiler...

Türkiye’nin, 1950’den bugüne, yüzde 65 sað, yüzde 35 sol oy denkleminde þekillenmiþ ana siyaset damarýna sahip olduðunu sakladýlar. Bu tür bir denklemden, iktidardaki merkez-sað partinin büyük oy kayýplarýyla çýkacaðýný, bu oylarýn da, merkez-soldaki (veya en azýndan öyle olduðunu söyleyen) partiye kayacaðýna iliþkin görüþleriyle kalem oynattýlar...

Eðer bunu gerçekten inanarak söyledilerse, bugün itibariyle siyasi analiz yapma alýþkanlýðýný býrakmalarý gerekir...

Eðer bunu, inanmadan, yalnýz, memlekette bir siyasi fýrtýna yaratma gayretiyle söyledilerse o zaman CHP baþta, muhalefeti destekleyen insanlardan özür dilemeliler...

Çünkü, yanýlttýlar... Beklenti çýtasýný sürekli yükselterek insanlarý kandýrdýlar...

Hiç kuþkum yok, þimdi, bu memleketin cahil insanlarýnýn önlerini göremediðini, göbeðini kaþýyan adamlarýn falan memleketin geleceðini elinden aldýðýný söyleyeceklerdir...

Ya, “artýk bu ülkeden ümidimi kestim, ben gidiyorum” atarlanmalarý gösterecekler, ya da, meþru sonuçlarý tartýþmaya açarak, sivil itaatsizlik çaðrýlarý yapacaklardýr...

Yüz vermeyin... Memleketinize her zaman olduðu gibi sahip çýkýn, bütün öngörülerinde yanýlmýþ bu insanlarý da artýk kendi kaderlerine býrakýn...

Neden yanýldýlar?

Siyasete, “nefret” penceresinden baktýlar, gözlerinin önündeki gerçekleri görmediler veya görmezlikten gelinmesine çalýþtýlar...

Kendilerini, kurucu babamýz, büyük devlet adamý Gazi Mustafa Kemal’in mirasçýsý olarak görüyorlardý, onun meþruiyetinin bu ülkeye býraktýðý en büyük mirasý ýskaladýlar. Onlar unuttu, cahil gördükleri halk, memlekete dýþarýdan bir tehdidin ipuçlarýný yakaladý, “kuvva ruhu” ile direniþini sandýða taþýdý...

Gazi’nin, “özgürlük karakterimdir” sözünü hatýrlayan, ne yazýk ki, kurucusu olduðu partinin bugünkü yönetici kadrolarý deðil, o, cahil gördükleri, “zenci” olarak niteledikleri halk oldu...

Onlar, kökü dýþarýda bir komplonun, sonu, Youtube’a yüklenmiþ bir ihanet tapesine kadar uzandýðý dönemde, iþgal Ýstanbul’unun bugün hayýrla anýlmayan reflekslerini gösterirken, halk, “kuvvacý dedelerinin” refleksi ile gidiþe “dur” dedi...

Bir millet, durup dururken, Ýstiklal Harbi’nin Birinci Meclisi’ni yaratamaz... Eðer yaratmýþsa, biliniz ki, o gelenek, o “istiklal ruhu”, o anti-emperyalist birikim varlýðýný korur, vatan zor durumda kaldýðý anda da kendini gösterir...

Kendini -nedense- “Beyaz” gören Türkler’in anlamasý güç bir meseleden söz ediyorum, ama, 30 Mart’ta karþýlaþtýklarý sonuç budur...

Siyasal meþruiyeti, kökü dýþarýda bir çetenin yasadýþý çalýþmalarýyla çözmeye kalktýnýz, millet de size gereken cevabý verdi...

Hepsi bu...

Verilen talimat belliydi

“Çözüm süreci”nin en önemli aktörünü ortadan kaldýrma talimatýnýn kimden geldiðini de bu millet elbet ortaya çýkaracak... Yaþanýlacak siyasi kaosla doðacak ekonomik yýkýmlarýn zemin yaratacaðý kanlý hesaplaþmalarýn hangi baþkentlerde yazýldýðýný da...

Youtube’e yüklenen ihanet tapesi, bir yönüyle bir çaresizliðin ve tükenmiþliðin ifadesi, diðer yönüyle karþýlaþýlan saldýrýnýn sembolüydü...

Buna, ne Gazi’nin kurduðu partinin yöneticileri, ne, nefret söylemlerinin kalemþörleri uyandýlar, ama, millet uyandý...

Þimdi, tabii ki, emperyalistle iþbirliði yapmýþ bir çetenin bu saldýrýsýna nasýl ortak olduklarýný iyi niyetinden, vatanseverliðinden ve Gazi’nin mirasýna sahip çýkmasýndan asla þüphe etmediðim kendi tabanlarýna verecekler...

Biraz zor bir hesap bu...

Millet... Büyük olduðunu bir kez daha gösterdi...

Hayýrlý olsun!..