Zenginler kulübüne ‘alýn teri’ uyarýsý

G20 protestocularýnýn bir kýsmý Belek’in caddelerinde “Hakça bölüþüm, adalet” diye baðýrýyor. Zirvede Cumhurbaþkaný Erdoðan, patronlara sesleniyor, “Ýþverenlere tavsiye ediyorum. Biraz az kazanýn ve kazandýðýnýzý dar gelirli olanlarla paylaþýn. Fakiri tahrik etmeyelim ve paylaþýmcý anlayýþý hayatýmýza egemen kýlalým.”

Erdoðan, terör ile baþ etmenin yollarýndan biri olarak da adil paylaþýmdan söz ediyor.

Uluslararasý Sendikalar Konfederasyonu Baþkaný Burrow, Erdoðan’ýn konuþmasýndan çok etkilenmiþ olacak ki, Türkiye’nin mültecilere yönelik politikalarýný övdükten sonra, “Ancak ekonomik ve sosyal kapsayýcýlýk olursa insanlar müreffeh içinde mutlu bir þekilde yaþayabilir. Sizin gibi bir lidere ihtiyacýmýz var. Dünyanýn umuda ihtiyacý var Sayýn Cumhurbaþkaným” diye konuþuyor.

Burrow’un bir iþçi temsilcisi olduðuna özellikle dikkat çekmek isterim.

Dünyanýn geliþmiþ 20 ülkesinin temsilcilerinin bir araya geldiði zirvede ev sahibi olan Türkiye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, “daha çok para kazanmak” deðil, “hakça bölüþmek”ten “fakiri tahrik etmemek”ten, “alýn terinin önemi”nden söz ediyor.

Bütün dünyanýn gözünü çevirdiði Antalya’dan geliþmiþ ülkelere sesleniyor...

“Fakirleri de düþünün” çaðrýsý yapýyor.

Zirvenin gündemi DAEÞ terörü ve Suriye

G20 zirvesinde gündem terörle mücadele ve Suriye olarak þekillendi. Paris saldýrýlarýnýn hemen ardýndan toplandýðý için terör baþlý baþýna zirvenin birinci maddesi oldu.

Artýk uluslararasý krize dönüþen Suriye meselesi ise zirvenin ardýndan artýk bambaþka bir mecraya girdi.

Faiz artýrýmý, sermaye dolaþýmý, küresel ekonomik krizler gündemin ana konusu olmadý.

Sonuç bildirisinde bile çok baskýn yer almadý.

Bana göre Türkiye ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ev sahipliðinde gerçekleþen G20 zirvesi uzun yýllar konuþmayý, tartýþmayý hak etti.

Zira G20 zirvesi, zenginler kulübünün “daha çok nasýl kazanýrým” ya da “krizden nasýl çýkarým” sentetikliðinden uzak, çok daha somut sorunlarýn... Dahasý sermaye çevrelerinden çok, dar gelirlilerin, sosyal sýnýflarýn sorunlarýnýn gündeme geldiði bir zirve olarak tarihe geçti.

Amerikan Baþkaný Obama’nýn zirve sonrasý yaptýðý basýn toplantýsýnda neredeyse konuþmasýnýn tamamýný Suriye krizi ve DAEÞ terörüne ayýrmasý da yakýtlara geçmeli.

‘Batý Kampý ile Türkiye yeniden...’

Anlaþýlan o ki yakýn gelecekte Suriye ve Irak’ýn geleceði konusunda zirvede somut kararlar alýndý. Bu kararlarýn sonuçlarýný yakýnda göreceðiz.

Daha önce bu köþede, Temmuz ayýnýn sonunda Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “DAEÞ terör örgütü ile mücadele” eksenli ABD Baþkaný Obama ile yaptýðý telefon konuþmasýndan bahsetmiþtim.

O görüþmenin ardýndan, Türkiye’nin Batý Kampý ile yeni bir faza geçtiðini öne sürmüþtüm.

Erdoðan’ýn Fransa ve Belçika gezileriyle daha da pekiþen bu faz, Antalya zirvesi ile bir zemine oturmuþtur.

Türkiye yeniden Batý Kampý’ndadýr. 

Ve kendi tezleri ile masadadýr.

Koç da Aydýn Doðan’dan þikayetçi

Ali Koç’u tanýmam... Hatta sevdiðim de çok söylenemez. Lakin Ali Koç da Hürriyet’ten þikayetçi olmuþsa burada durup düþünmek gerekir.

G20 zirvesinde Cumhurbaþkaný Erdoðan konuþurken dinleyiciler arasýnda olan Ali Koç “hoþ olmayan” bir fotoðrafýný basýp onun üzerinden algý yönetmeye kalkýþan Hürriyet’in internet sitesine patlamýþ.

Diyor ki “Bu tür haber yapýlmasýný ucuz ve yakýþýksýz buluyorum. Bu tarz haber yapýlmasý çok yakýþýksýz.”

Ali Koç çok haklý!

Lakin, “Hürriyet, Cumhurbaþkaný Erdoðan ile ilgili onca ‘yakýþýksýz’ habere imza atarken neredeydi?” diye sormaktan da kendimi alamýyorum.