Ankara-Gölbaþý’nda bir yuva var. Adý ZÝÇEV. Zihinsel Yetersiz Çocuklarý Yetiþtirme ve Koruma Vakfý. Vakýf 1982 yýlýndan bu yana engelli çocuklara hizmet veriyor. Ama hizmet sözü ZÝÇEV’i anlatmaya yetmez. ZÝÇEV, çok þeyin bir arada yaþandýðý ve paylaþýldýðý bir yuva, bir umut ve bir sevgi evi.
Çok farklý hikayeleri olan çocuklarýn bir kýsmý akþam saatlerine kadar burada zaman geçiriyor, eðitim alýyor sonra da evlerine dönüyorlar, ama bir kýsmý da ZÝÇEV’in yatýlý öðrencileri durumunda.
Kitabýmýz: Özürlüler Yokuþu
Zerdeþt’e yeni bir okul ararken ZÝÇEV’le tanýþtýk.
Makbule Ölçen’in kiþisel hikayesi ve bu hikayenin mutlu sonla bitmesi için Makbule hanýmýn eþiyle beraber verdiði mücadele, zamanla, Türkiye’nin dört bir yanýnda yaþayan insanlarýn ZÝÇEV çatýsý altýnda ortak bir hikayede buluþmasýna yol açmýþ.
Vakýf 1982 yýlýnda kurulmuþ, ama kuruluþ serüveni aslýnda çok daha eskilere dayanýyor.
Makbule Ölçen’in bir oðlu dünyaya down sendromlu olarak doðar. Makbule haným eþiyle beraber down sendromlu oðlu Demir’in mutluluðuna ve eðitimine adar kendini.
Ölçenler kendi kiþisel hikayelerini paylaþtýklarý bir kitap kaleme alýrlar. Engelli sözünün henüz hayatýmýza girmediði ve engelli insanlarýn özürlü kelimesiyle tanýmlandýðý yýllarda yazýlan kitaba, ‘Kendi Kitabýmýz: Özürlüler Yokuþu’ adýný verirler.
ZÝÇEV’in bugün bütün Türkiye’de faaliyet gösteren okullarý hatýrlandýðýnda Ölçen ailesinin yokuþu baþarýyla týrmandýðýný söylemek mümkün.
Biz henüz yokuþun baþýndayýz. Kiþisel hikayemizi ZÝÇEV’e taþýdýk. Orada birbirinden ilginç ama bir o kadar da hüzün veren yeni hikayelerle buluþtuk. O sessiz ve sakin mekanda, güzel insanlar tanýdýk, ki hiçbirini anlatmaya bu köþe yetmez. Zerdeþt artýk ZÝÇEV’in çocuðu ve öðrencisi.
Dünyanýn en güler yüzlü ekibi
Canan ilk günlerde Zerdeþt’i yalnýz býrakmýyordu. Sabah servisiyle beraber gidiyor, akþam dörde kadar zamanýný Zerdeþt ve arkadaþlarýyla geçiriyordu. Zerdeþt çok geçmeden annesindeki bu ‘koruma’ hissine itiraz etmeye baþladý. Yalnýz kalmak hatta geceyi ZÝÇEV’de arkadaþlarýyla beraber geçirmek istiyordu.
Dünyanýn en güzel, en güler yüzlü kadýnlarý, sevgili öðretmenlerimiz Kezban ve Zeynep’i Eser, Jale ve Meral hocayý ZÝÇEV’de tanýdýk.
Onlar öyle sevgi dolu insanlar ki, yanlarýnda birkaç dakika geçirdiðinizde bu sevgi sizi de sarýp sarmalar ve sevinç gözyaþlarýnýzý tutamazsýnýz.
Ya Zerdeþt’in arkadaþlarý?
Hangi birini anlatsam ki.
‘Þu meþhur yazardýn deðil mi’
Caner’den baþlayayým isterseniz. Caner, Baþbakan’ýn manevi oðlum dediði down sendromlu bir genç. Babasýyla beraber verdiði o muazzam emeðe kayda deðer baþka kimin katkýsý olmuþ bilmiyorum, ama Caner bu emek sayesinde Boðaz’ý yüzerek geçiyor ve her defasýnda da rekor üstüne rekor kýrýyor. Ciddi bir yüz ifadesi var, göz göze gelirsiniz, size, hayatý o kadar da kolaya almayýn diyen bir yüz ifadesiyle bakar. Caner’le bakýþtýðýnýz o anda, baþarýnýn verdiði mutlu ama bir o kadar da gururlu bakýþý yüreðinizde hisseder Caner’le dost ve arkadaþ olmak istersiniz.
Simge: Kara kaþlý, kar gözlü kýzým benim. Yaþlý dedesiyle beraber kalýyor. Okulu ziyarete gittiðimiz her defasýnda bana baba diye sarýlýr. O anda gözyaþlarýmý tutamam, ama aðladýðýmý Simge’den saklamaya çalýþýrým. Dakikalarca kucaðýmda tutar saçlarýný okþarým. Zerdeþt hiç kýskanmaz bizi..
Umut: Bütün gün okulun etrafýnda dolanýr durur. Beni gördüðünde, mutlaka gelir elimi sýkar merhabalaþýrýz, ‘Sen þu meþhur yazardýn deðil mi’ der, ve beni mahcup eder bu sözleriyle, ‘yok umut’ derim ben de, ‘o kadar da meþhur bir yazar deðilim, bir þeyler yazýyorum iþte.’ Siyasi konulara çok meraklýdýr Umut. Yazýlarýmdan filan az çok haberi vardýr.
Mardinli olduðumu bildiðinden bana her defasýnda, ‘Mardinliler Ahmet Türk’ü sever mi ‘diye sorar Umut. ‘Evet Umut’ derim, ‘Mardinliler Ahmet Türk’ü sever.’ Sonra lafý hükümete getirir. Umut, Türkiye’nin ve her þeyin battýðýna inanýyor. Ben de bu batak fikrine pek itiraz etmem, onu kýrmak istemem çünkü, son gördüðümde ‘bu hükümet SSK’yý da batýrdý deðil mi’ diye sordu, ‘Maalesef Umut o da battý’ dedim. Hayýflandý Umut, bir kurumumuzun daha göz göre göre batmasýna..
Eser ile Zerdeþt’in kahkahasý
Emre: Hayatýn anlamýný en iyi bilenlerdendir diyeyim. Zerdeþt’e o kadar yakýn ki anlatamam. Bir aðabey tavrý ve aðýrlýðýyla yaklaþýr Zerdeþt’e, bazen tavsiyelerde bulunur, bazen gelecek günlerin ne kadar mutlu günler olacaðýný anlatmaya çalýþýr Zerdeþt’e. Zerdeþt Emre’yi dinler, hürmette kusur etmez.
Ahmet: Grubun en neþelilerindendir Ahmet. Down sendromlu. Caner’in ciddiyetinin ve aðýrbaþlýlýðýnýn tersine bir karakter. Kýpýr kýpýr, hareketli cana yakýn bir çocuk. Bizim Hiwa’ya ilk görüþte aþýk oldu. Güzel kýz, Ahmet aþýk olmasýn da ne yapsýn..
Nurettin: Zerdeþt’in 17 Nisan’da doðum gününü kutladýðýmýzda Nurettin Zerdeþt için birbirinden güzel parçalar çaldý kemençesiyle. Alýp götürdü bizi uzak diyarlara, bizi bizden kopardý Nurettin’in kemençesi. Hüzün ve keder birbirine karýþtý o anda. Bu ara televizyonlarda gösterilen ve internette de bulabileceðiniz Vakýfbank’ýn ‘Halden Anlayanlar’ adýný taþýyan kýsa filmi seyrederseniz, Nurettin’i filmin ilk sahnesinde elinde kemençesi okulun koridorunda görebilirsiniz. Halden Anlayanlar’da Zerdeþt’in elini tutmuþ, öðretmeni Eser kardeþim ve ikisi de kahkahayý koyuvermiþler. Bu hafta bu köþede gördüðünüz fotoðraf iþte o anýn fotoðrafý..
Mutluluðun resmini yapabilir misin diye sormuþ ya Nazým, Abidin Dino’ya. Zerdeþt ve öðretmenin bu fotoðrafý, gördüðüm andan itibaren ban bu kadim soruyu hatýrlattý.
Fatih: Okulun yatýlý öðrencilerinden. Meral ve Jale hocanýn gözbebeði, caný ciðeri..
Bütün gün müzik dinler. Zerdeþt’in ameliyatýndan sonra hem hastaneye hem eve geldi.
Müzik aletinin þarjý bittiðinde çok üzülür. Müzik onu hayata baðlayan yegane ve en kuvvetli baðdýr.. Müzik onu bir anda coþturur, yerinde duramaz, oynamaya baþlar ve kimse Fatih kadar güzel oynayamaz.
ZÝÇEV’e devam eden çocuklarý bir tanýsanýz bir daha unutamazsýnýz. Bu yazýda onlarý size biraz anlatmaya çalýþtým. Ama sadece bir kaçýný. Anlatamadýklarým, sözünü edemediklerim umarým beni baðýþlar. Hayat bu, belli olmaz, belki bir gün ortak bir hikayeye hep beraber imza atarýz.
ZÝÇEV’in Genel Baþkanlýðýný bugün Ülay Karakoç-Diyarbakýr milletvekili merhum Bahattin Karakoç’un deðerli eþi- yapýyor. Ve Müge Kanar hanýmefendi diðer kýymetli yönetim kadrosuyla beraber, genel baþkan yardýmcýlýðýný inanýlmasý zor bir enerjiyle dopdolu olarak yürütmeye devam ediyor.
ZÝÇEV’e ve ZÝÇEV’i yaþatanlara uzun ömürler olsun..