Zihinsel pörsüme

Savcý Mehmet Selim Kiraz’ýn katledilmesi ile ilgili bir haberin “Karanlýk ellerin kaos planý” gibi bir manþetle sunulduðunu gördüðünüzde ne düþünürsünüz? 

Ýþin içinde DHKP-C gibi bir örgüt varsa hele... Ve bu örgüt “taþeron yani baþkasýndan ihale alýp vekaleten cinayetler iþleyebilen bir örgüt” olarak, biliniyorsa... Ve 7 Haziran seçimleri öncesinde bazý odaklarýn kaos ortamý oluþturmak gibi bir hesap içinde bulunduklarý yorumlarý yapýlýyorsa...

Bu manþet Zaman gazetesinde yer aldý.

Ve o haberin son cümlesi þöyle kuruldu:

“Taþeron bir örgüt olduðu belirtilen DHKP-C üzerinden, iç güvenlik paketine meþruiyet mi kazandýrýlmak isteniyor?”

Pes yani deðil mi? Her zaman, Samanyolu’ndaki o “Karanlýk Kurul” senaryolarýnýn nasýl “karanlýk” bir zihin dünyasýnda kotarýldýðýný merak etmiþimdir.

Haberin tamamýný okuduðunuzda ortada tam bir zihinsel dümur bulunduðunu görüyorsunuz.

Özet þu: Bu cinayeti iktidar planladý, DHKP-C’yi iktidar yönlendirdi. Amaç da Ýç Güvenlik Paketine meþruiyyet saðlamak için kaos ortamý oluþturmak.

Böyle bir ihtimali, en azýlý iktidar karþýtlarý bile akla getirmedi, ama Paralel camia, “En azýlýdan öte” bir ruh hali içinde olmalý ki, bu tarz bir zihin pörsümesini manþet olarak okuyucusuna taþýyabildi.

Zaman, böyle bir zihinsel tefessühü sadece manþetine yansýtmadý. Ýçerde, hem de “Prof.” imzalý bir kalemle, tefessühü çok daha uç noktalara götürdü.

Mümtazer Türköne’nin yazýsýndan söz ediyorum.

“Çaðlayan saldýrýsý AK Parti’ye kaç oy getirir?” baþlýklý yazýnýn bir bölümü þöyle bir soru açýyor:

“Eylem belli ki vekâleten yapýlmýþ. Peki kimin için?”

Bakýn zihinsel tefessüh süreci nasýl iþlemiþ Türköne’nin sütununda:

“PKK, seçim stratejisi için eylemlere ara verdi, kazdýðý hendekleri kapattý. Demirtaþ “üzerinize bir adým gelirlerse on adým geri çekilin” talimatý veriyor. Cemil Bayýk, daha yeni barýþ güvercini havasýnda mesajlar sýralýyor. HDP’nin barajý geçmesi, PKK deyimi ile “þiddetsizlik ortamý”na baðlý. MHP lideri, çatýþmanýn tarafý olmamak için ýsrarla Ülkücüleri sokaktan uzak tutuyor. CHP’nin bu taraklarda bezi olmadýðý herkesin malumu.

Önümüzde, özellikle iktidar cephesi için ölüm-kalým meselesine dönüþmüþ bir seçim var ve Çaðlayan Adliyesi’ndeki bu eylemin seçimi ýskalayarak planlanmýþ olmasý mümkün deðil.

Ülkede þiddet ortamýnýn oluþmasý ve genel bir tedirginliðin yayýlmasý sadece ve sadece AK Parti oylarýný konsolide edecek bir faktör olabilir. Nitekim Güneydoðu’da sertleþen ve halký kýþkýrtan polisiye müdahalelere dair çok fazla iþaret geliyor.”

Yani, yani, yani...

Ne diyeceðimi bilemiyorum.

Çok net yazýyorum, bu, yazarlýða yönelik teammüden bir cinayet, baþka bir þey deðil.

Ben inanmam Mümtazer Türköne’nin, bu satýrlardaki cinayeti görmüyor olmasýna. Hayýr inanmam.

Kandil dahil herkes kaos ortamýndan kaçýnacak da, iktidar, “þiddet ortamýnýn oluþmasý ve genel bir tedirginliðin yayýlmasýnýn seçimlerde sadece ve sadece AK Parti oylarýný konsolide edecek bir faktör” olduðuna inanarak,  üstelik bir savcýnýn DHKP-C militanlarýna katlettirilmesini de göze alacak ölçüde kaos oluþturmaya yönelecek.

Doðan grubu oturdu, bir özeleþtiri yaptý. Oradan bir tür özür çýktý.

Þu “Yapý”daki savruluþlara bakýyorum, orada yazý yazdýrýlanlara bakýyorum, nasýl bir kimya bozulmasýdýr bu. Zihinler bu kadar mý dümura uðrar Yarabbi.

Bir savaþ veriyorlar, anlýyorum, ama bu savaþta da bir ahlaka ihtiyaç yok mu?  

Belli ki, Savcý’nýn katledilmesi karþýsýnda nerede duracaklarýný þaþýrmýþlar.

Belli ki “kaos” ortaya çýkarsa mutlu olacaklar, çünkü bu, Hükümetin baþarýsýzlýðý gibi okunacak, Hükümet zaafa düþerse, bunlar kendilerini kurtaracaklar.  

Þu anda bir kaos ortamý meydana gelse, Zaman’ýn “Ýþte kaos çýktý” gibi bir manþet atacaðýndan en küçük kuþku duymam.

DHKP-C’nin eylemlerini Hükümet aleyhinde en çok kullanan yapý bu, yani DHKP-C eylemleri en çok bunlarýn propganda malzemesi oluyor, sonra da kalkýp, kaos ortamýnýn Hükümetin iþine yarayacaðýndan bahsediliyor.

Bu, baþka deðil, aklýn, insafýn, iz’anýn çamura battýðýnýn resmidir.