Ýstanbul’un mutena mahallerinden birinde akþamýn bir vakti ellerinde içki þiþeleriyle sokaklara yayýlmaya, yüksek perdeden konuþup etrafa rahatsýzlýk vermeye baþlamýþ birileri... Mahallede bebekler var, hastalar var, ertesi gün erkenden iþbaþý yapacaklar var... Lâftan anlamayýnca, mahalleli, belediyeyi de yanýna alarak, tavýr koydu sokak akþamcýlarýna...
Meðer sokaklar akþamcýlarýnmýþ; yerel ve genel yönetimlerin yapabileceði bir þey yokmuþ... Sadece o mahallede deðil, Ýstanbul’un ve öteki büyük kentlerin pek çok bölgesinde de...
Türkiye’de alkollü içkiler ‘modernlik’ kýlýfý altýnda dokunulmazlýða sahip; herhangi bir düzenleme yapýlmaya kalkýþýldýðýnda ortalýk karýþýyor... Sanki bu ülkede, dört yýl boyunca (1920-1924), ‘men-i müskirat yasasý’yla alkollü içecek yasaðýný Atatürk uygulatmamýþ...
Sokaðýn içkili müdavimleri CHP’li belediyeye ‘mürteci’ diyemiyor, ama yine de sokakta içki içme haklarýný savunuyor.
Medyada onlarla ayný frekansta olanlar da tetikteler. Sebebi basit: Meclis uzun yýllardýr ilk kez bu alanda bir düzenleme yapma hazýrlýðýnda. Ölçüyü medeni ülkelerin uygulamalarýndan almýþ Meclis, ama ABD gibi, Kanada gibi kýsýtlamada hayli ileri ülkeleri deðil, Avrupa’daki daha müsamahakârlarýn ölçüsünü... ABD’de 21 olan içki satýn alma yaþý 18 olarak belirlenmiþ sözgelimi; Kanada’da olduðu gibi bir ‘içki fiyatlarýný belirleme komisyonu’ oluþturulmasý öngörülmemiþ...
Veryansýn ediyor medyadaki zihni bulanýklar...
‘Zihni bulanýk’ dememin sebebi böylelerine sýfat bulmakta zorlanmam... ‘Câhil’ diyeceðim, diplomasý var; ‘dünyayý bilmez’ diyeceðim, yýlýn yarýsýný ABD’de geçiriyor... Bu yüzden ben de kafa karýþýklýðýnýn sebebini zihnin bulanýklýðýna veriyorum...
Ben sýfat bulmakta ne kadar titizsem, zihni bulanýklarýn öndegideni o kadar gevþek... Yaþý küçüklere alkollü içecek satýlmasýný, akþamcýlarýn sokaklarý teslim almasýný engellemek amaçlý yeni yasal düzenleme giriþimini sürdürenler için ‘Ýslâmcý faþistler’ sýfatýný kullanmakta hiçbir beis görmemiþ o...
Ýtirazý þu: “Bütün medeni ülkelerde insanlar nasýl yaþýyorsa öyle yaþamak hakkýna sahibiz...” Aþýrý alkol tüketiminin önüne yasayla deðil ikna yoluyla geçilmeliymiþ...
Tamam da, ‘medeni ülkeler’in hepsi bunu yasayla yapýyor. Alkolikleri ikna zaten mümkün deðil, alkolik olmasýn istenenlerin aþýrýya kaçmasýysa ancak yasayla engelleyebiliyor. Son üç yýl içerisinde bu konuya el atmayan ve varolan yasal kýsýtlamalarýný biraz daha daraltmayan ‘medeni ülke’ neredeyse yok...
Acaba ‘Ýslâmcý faþistler’ sýfatýyla kimleri kast etmekte zihni bulanýk yazar? Her partiden milletvekilleri desteklemiyor mu yeni düzenleme giriþimini?
Dün burada çeþitli ‘medeni’ ülkelerden örneklerle alkol alýþkanlýðýna karþý global bir mücadele verildiðini hatýrlatmýþtým. Genellikle parlamentolar tek cephe halinde çýkarýyorlar kýsýtlama yasalarýný; sonuçta her eðilimden vatandaþý ilgilendiren bir durum bu. Ýçki içeni de, içmeyeni de... Ýçki içeni aþýrýlýktan ve alkol yüzünden musallat olabilecek hastalýklardan korurken, içki içmeyenleri alkol baðýmlýlarýnýn vereceði zararlardan uzak tutmayý hedefliyor yasa koyucular...
Alkol yüzünden düçar olunan hastalýklarýn baþkalarýna çýkan bir faturasý olduðu gibi alkollüyken iþlenen suçlarýn da topluma bir maliyeti var... Devletlerin birinci görevidir alkolizmle mücadele...
Kime anlatýyorum ki?