Fenerbahçe, þampiyonluða beyaz mendil sallýyor gibi oynuyor. Eðer þampiyonluða adaylardan biri Fenerbahçe ise oynadýðý futbolla, maçý kazanabilmek için üstünlük saðlamasý lazým. Ama gördük ki dün akþam Torku Konyaspor karþýsýndaki Fenerbahçe, öylesine üstünlük saðlayacak bir görüntüye sahip deðildi.
Maçýn hemen baþýnda, Mahlangu ile Konyaspor öne geçerken, Fenerbahçe’nin kaptaný Selçuk ile de kaçýrýlan bir baþka maç baþý golü vardý. Ayrýca; ilk yarýnýn son dönemlerinde Gökhan Gönül ile de mutlak olmasý gereken bir gol kaçýnca, sanki Fenerbahçe maça havlu atmýþ gibi gözüktü.
Halbuki þöyle birazcýk geriyle bakacak olursak; Konyaspor kendi sahasýnda 5 maçýn 4’ünü kaybetmiþ. Hani tabiri caizse, kazanamayan deplasman takýmýný dövecekler! Ta ki Fenerbahçe maçýna kadar. Fener’in ne oynadýðýný anlamakta zorlanýyorum. Sanki sahaya Play Station oynamaya çýkmýþlar gibiydi.
Duran toptan Egemen’in kafa golüyle eþitliði saðlayan Fenerbahçe’de, golcü niteliklere sahip gördüðümüz Emenike, sahada olduðu süre içinde hiçbir varlýk gösteremezken, tek varlýk görüntüsü, rakibin rüzgarýndan yere düþerek, hakemle diyaloða girmesiydi.
Sow ile daha sonra oyuna giren Webo da golcülük vasýflarýný terk etmiþ görüntüleri sergilerken; Fenerbahçe’nin Konyaspor karþýsýnda kazanmasý tesadüflere kalýrdý.
Ýsmail Kartal kardeþime bir serzeniþte bulunmadan geçemeyeceðim. Yahu kardeþim, bu Diego’yu niye aldýnýz? Maçýn son dakikalarýnda oyuna alýnacak futbolcuysa, yazýk günah deðil mi verilen paraya? Eðer Selçuk kadar, Mehmet Topal kadar bir futbolcu görüntüsünde deðilse, o zaman yollayýn gitsin. Siz rahatlayýn; biz seyredenler de rahatlayalým!
Kýsacasý Fenerbahçe, anlamsýz futboluyla deðil þampiyonluk; liderliðe bile beyaz mendil salladý.