Zombi filmlerine yeni bir soluk getiren Zombi Ekspresi-Train To Busan kapitalizmi hedef alan yapýsýyla geleneksel bir çizgi tutturmuþken sinematografisiyle yeni heyecanlar sunuyor...
Zombi filmleri her ne kadar korku sinemasýnýn bir alt türü olarak kabul edilse de bence siyasi göndermeleriyle gerçek hayata sýmsýký tutunan filmlerdir. Eðer zombi filmlerinin baskýn siyasi söylemi ne diye sorarsanýz tabii ki kapitalizm karþýtlýðý cevabýný alýrsýnýz. Özellikle 1960’larýn sonunda bu karakteri kazanmýþlardýr.
Birkaç gün önce kaybettiðimiz yönetmen George A. Romero’yu burada anmamýz gerekir. Night of the Living Dead, Dawn of the Dead, Day of the Dead ve en son da Land of the Dead filmiyle söylediðimiz bu siyasi kimliðin saðlamlaþmasýna sebep olan yönetmendir Romero. Land of the Dead filmindeki Dennis Hopper’ýn canlandýrdýðý Baþkan karakterinin ABD baþkaný Bush’la olan benzerliði, kýrmýzý kravatlarýyla etraflarda dolaþmasý çok komikti. Ýþte böyle göndermeler klasik bir zombi filminin olmazsa olmazýdýr. Tabii yýllar içinde neler bozulmadý ki zombi filmleride bu bozulmadan nasibini almasýn. Dany Boyle’ýn 28 Days Later filmi, daha sonra devam filmi olarak çýkan 28 Weeks Later, son olarak da Brad Pitt’in baþrolünü oynadýðý World War Z kapitalizm karþýtlýðýndan çok çevreci endiþelerin baskýn olduðu, yavaþ hareket eden zombilerin hýzlandýrýlarakgeleneksel yapýlarýnýn bozulduðu zombi filmleri olarak adlandýrabiliriz. Ýlerleyen sinema teknolojisiyle beraber daha gerçekçi çekimler, bu gerçekçiliði desteklemek için daha hýzlý zombiler. Halbuki o yavaþ yürüyen zombilerinkoþan kurbanlarýný yakalamasý bir çýkýþsýzlýðýn içine hapsediyordu izleyiciyi. O yavaþlýðýn içinde bir karabasanýn izleri vardý. Nasýl kapitalizm ne yaparsanýz yapýn sizi bir yerden yakalýyorsa, o zombiler de öyle yavaþ yavaþ yürüyüp yakalardý kurbanlarýný. Þimdiyse maaþallah hepsi 100 metre koþucusu gibi. Yani benim gibi biraz kiloluysanýz zaten hiç uðraþmayýn verin kolunuzu gitsin. Sizi kovalayan zombi mi, kudurmuþ köpek mi anlamak mümkün deðil. Bu hafta vizyona giren Zombi Ekspresi de bu tür zombilerle mücadele eden Güney Korelileri anlatýyor. Filmin iki baskýn özelliði var. Birincisi filmin büyük bölümünün son sürat giden bir trende geçmesi, diðeri ise G.Korelilere özgü o kliþe, dramatik yapýnýnda etkili olmasý. Fakat bu kliþe ve absürt dramatik yapý benim gibi izleyiciye bir yabancýlaþma hissi veriyor. Zaten ayný hissi bütün Uzakdoðu yapýmlarýnda hissederim, karate filmlerinden, bilim kurgularýna kadar. Bütün bunlarý bir kenara býrakýrsam filmin asýl beðendiðim tarafý siyasi söyleminin geleneksel zombi filmlerinin devamý olmasý. Zaten yönetmen Sang Ho Yeon “Filmin G. Kore toplumuna bir katarsis deneyimi yaþatmasýný istedim” demiþ. Yani korkularýyla yüzleþip geçmiþlerinden ders çýkarmalarýný istemiþ. Öykünün kahramaný Sok Woo bir borsa simsarý. Bencilleþen ve yalnýzlaþan toplumun somut örneði. O kadar hayatý kendi etrafýnda döndürüyor ve kendi dýþýndakileri itibarsýzlaþtýrýyor ki kýzýnýn bile yaþamýný bu bencilliðe kurban edebiliyor. Eski eþini terk etmesinin sebebi de bu. Benmerkezci bir hayat. Küçük kýzý bu sebeplerden yaþadýðý bütün mutsuzluðu babasýna belli ediyor. Ve sonunda doðum gününde annesini görmek için Busan’a gitmek istiyor. Sok Woo istemeye istemeye kýzýný da alýp trene binip Busan’a doðru yola çýkýyor. Tren yola çýktýðý son anda zombileþen bir kýz trene biniyor. Ülkenin genelinde baþlayan zombi salgýný trende de yaþanýyor. Korkuyla yüzleþen insanlarýn omuz omuza verip bu belayla baþetmeye çalýþmasý gerekirken insanlar bölünüyor. Özellikle yolcularýn içinde büyük bir þirketin CEO’su olan bir yolcu kendi yaþamý için herkesi kurban etmeye meyilli oluyor. Zaten filmdeki asýl kötü ve korkutucu olan zombiler deðil. Tam da bu patron karakter. Hiç olmazsa zombiler bir virüsün etkisinde, böyle olduklarý halde karanlýða girdiklerinde sessizleþiyorlar. Halbuki bu patron karakter 7 gün 24 saat kendini kurtarmanýn, para kazanmanýn, insanlarý kazýklamanýn ve bu sayede bir adým önde olmanýn planlarý içinde. Bunun dýþýnda hikayenin bir noktasýnda yolcularýn çoðu kurtulan küçük bir grubu hasta olduklarý þüphesiyle kendilerinden uzaklaþtýrýyor.Yönetmenin G. Kore ile K. Kore arasýndaki bölünmeye gönderdiði bir mesaj olarak da kabul edilebilir bu durum. Kýsacasý içeriðini sevdiðim bir film oldu Zombi Ekspresi.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý:
Train to Busan
Yönetmen: Sang Ho Yeon
Senarist: Joo-Suk Park
Oynayanlar:Yoo Gong,
Soo An Kim, Yu Mi Jung, Dong Seok Ma
Yapým: 2016, G.Kore,
118 Dk.
VÝZYONDAKÝLER
Rock’n Roll
Guillaume Canet, bir erkeðin isteyeceði her þeye sahiptir. Bir gün, 20’li yaþlardaki bir aktris kendisine artýk kadýnlarýn gözünde eskisi kadar çekici olmadýðýný söyler. Aslýna bakýlýrsa, Guillaume hiçbir zaman öyle biri olmamýþtýr ama bunu duymak onu yaralar. O’nu asýl can evinden vuransa, en yakýþýklý aktörler listesinden düþmesi olur. Canet, yeni bir yaþam tarzý benimser.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Guillaume Canet
Senarist: Guillaume Canet
Oynayanlar:Guillaume Canet,
Marion Cotillard, Gilles Lellouche,
Philippe Lefebvre
Yapým: 2017, Fransa, 123 Dk.
Kiki ile Miki: Alatura
Bulgaristan’da yaþayan Kiki ile Miki’nin plak çýkarýp meþhur olmak gibi tek bir hayalleri vardýr. Belçika’ya vize çýkmasýný beklerler. Köyün kurnazý Biznesmen Bayram, Belçika’da tanýdýðý Plakçý Þehmuz’u ayarlar. Amacý Kiki ve Miki kardeþleri pazarlayarak, plak yapýmcýsý Þehmuz’dan yüklüce para koparmaktýr. Kiki ve Miki yatalak annesine veda ederek Belçika yollarýna düþer.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Falcon
Senarist: Osman Ovalý
Oynayanlar: Onursal Özokçu, Osman Ovalý, Durmuþ Ünal,
Fýrat Tanýþ
Yapým: 2017, Türkiye, 90 Dk.
Ruhlar Evi
Amerikalý çift Julie ve Jim, Tayland’a macera dolu bir seyahat planlarlar. Tatilleri Jim’in Julie’ye evlenme teklifi etmesiyle daha da güzelleþir. Aþýklar, Ýngiliz bir rehber eþliðinde ruhlar evi olarak bilinen, içinde birçok küçük tapýnaðýn bulunduðu kýrsal bir alana giderler. Burada farkýnda olmadan þeytani bir gücü rahatsýz eden Julie’yi kötü ruhlar rahatsýz etmeye baþlar.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: Ghost House
Yönetmen: Rich Ragsdale
Senarist: Kevin O’Sullivan
Oynayanlar: Scout Taylor
Compton, James Landry Hebert, Mark Boone Junior
Yapým: 2017, Tayland, ABD, 89 Dk.
Bezm-i Ezel
Yasemin ve Mustafa Ýzmir’de evi paylaþan, farklý dinlere mensup olduklarýna aldýrýþ etmeden birlikte olmayý baþarmýþ iki sevgilidir. Yasemin’in hayatý gördüðü rüya ile bir anda kâbusa dönmüþtür. Ardarda yaþadýðý paranormal olaylar onu bunalýma sokar. Mustafa, Yasemin için endiþelenmektedir, sonrasýnda tanýk olduðu olaylar onda da büyük bir korkuya neden olur.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Aykut Can Demirel
Senarist: Oðuz Tosun
Oynayanlar: Ebru Eker,
Berkan Tutu, Buðra Han
Kiriþoðlu, Hakan Tutu
Yapým: 2017, Türkiye
Dunkirk
Efsanevi tahliye operasyonu Dunkirk, Ýngilizler ve müttefiklerinden oluþan birliklerin düþman askerleri tarafýndan bir sahilde kýstýrýlmalarýyla baþlar. Askerlerin kurtulmalarý bir mucizeye baðlýdýr. Fransa sahillerinde yer alan Dunkirk’te Almanlarýn kýstýrdýðý müttefik birlikler hem Ýngiliz donanmasýna hem de sivillere ait gemilerle güvenli bir bölgeye götürüldüler.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Christopher Nolan
Senarist: Christopher Nolan
Oynayanlar:Kenneth Branagh, Cillian Murphy, Mark Rylance,
Tom Hardy
Yapým: 2017, ABD, 106 Dk.
Brimstone
Kocasý ve çocuklarýyla mutlu, sýradan bir yaþam süren Liz’in hayatý, kasabaya yeni bir din adamý gelmesiyle kabusa döner. Pederin görevini yapmaya baþlamasýyla Liz ve ailesi büyük bir tehlike altýna girer. Ýþlemediði bir suçun sanýðý olan Liz, bir yandan ailesini hýrslý ve intikam almak isteyen pederden korumaya çalýþýrken, bir yandan da içinde bulunduðu durumdan kaçýþ yolu bulmaya çalýþacaktýr.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Martin Koolhoven
Senarist: Martin Koolhoven
Oynayanlar: Guy Pearce, Dakota Fanning, Kit Harington
Yapým: 2017, Danimarka,
Fransa, 145 Dk.