Bugün hep birlikte sandýk baþýna gidip liderini, programýný, önerdiði vekilini beðendiðimiz, en azýndan bazý faziletlerine ikna olduðumuz bir partiye oyumuzu vereceðiz. Verdiðimiz oylar da akþam itibarýyla nasýl bir hükümetin kurulacaðýný büyük ölçüde belirleyecek.
Umarým Türkiye seçimlerden ciddiye alýnacak hiç bir meþruiyet tartýþmasý yaþamadan çýkar, böylece siyasi gerilim bir an önce düþer, kutuplaþma gevþer, seçimler karþý karþýya olduðumuz sorunlarýn aþýlmasýnda bir eþik olur. Hepsinden önemlisi de sandýða yansýyan toplumsal iradeyi siyasete yansýtacak bir hükümet en kýsa sürede kurulur.
***
Çünkü Türkiye istihap haddini aþtý, üstüne çok yük bindi. Yüklerini hafifletmesi, sorunlarýndan kurtulmasý gerekiyor. Ekonominin rayýna oturmasý için de, hukuka olan güvenin tesis edilmesi için de istikrarlý ve güçlü bir hükümete ihtiyaç var.
Ýfade özgürlüðünün, hukukun üstünlüðünün tam olarak saðlanmasý þart. PKK’nýn tehdit olmaktan çýkartýlmasý için askeri, siyasi, diplomatik her türlü yöntemin kullanýlmasý, parametreleri belli olan barýþ sürecinin canlanmasý amacýyla çalýþýlmasý gerekiyor. IÞÝD her geçen gün Türkiye’yi daha fazla tehdit ederken, siyasi istikrara ihtiyacýmýz had safhada.
Her ne kadar son bir kaç hafta içinde Rusya’nýn Ortadoðu’ya fiilen girmesi, mültecilerin AB kapýlarýný zorlamasýyla Suriye sorununun çözülmesi, mültecilerin Türkiye’de aðýrlanmasýnýn saðlanmasý için bizi sevindirecek bazý adýmlar atýlmýþ olsa da, Suriye hala ciddi bir kriz olarak karþýmýzda duruyor ve büyük devletleri içine çekme potansiyeli taþýyor.
ABD’nin Kuzey Suriye’ye asker sokmasý da Türkiye için bu ülkeyle olan iliþkilerini yönetebildiði takdirde iyi, yönetemediði takdirde kötü bir geliþme. Ýliþkilerimizi yönetebilirsek, Washington’un anlam dünyasýna hitap edebilirsek, oradaki varlýðýyla PYD’nin Ankara’nýn kýrmýzý çizgilerine dikkat etmesini saðlar, PKK’yý silahlý güçlerini Türkiye’den çekmeye zorlar.
Aksi takdirde ABD’nin PYD ile olan iliþkileri PKK’nýn güçlenmesine, siyasi direncinin arttýrmasýna yardýmcý olur. Yeni kurulacak hükümetin Amerika’nýn anlam dünyasýna hitap edecek þeyler yapmasý, ifade özgürlüðü baþta olmak üzere içerideki sorunlarý çözecek iradeye sahip olduðunu göstermesi gerekiyor. Belli ki yeni Ortadoðu’da jeopolitik koz çýkarlarýmýzý korumaya yetmeyecek.
Hiçbir þey için deðilse bile ABD ile olan iliþkiler için Ýsrail’le normalleþme þart. Ayný gerekçe Ermenistan ile olmayan iliþkiler açýsýndan da geçerli. Mýsýr gibi bir ülkeyle de siyasi küslüðü sürdürmemiz hiçbir açýdan doðru deðil. Her fýrsatta dile getirdiðim Heybeliada Ruhban Okulu gibi Türkiye’deki azýnlýklara yapýlmýþ haksýzlýklarýn sembolü sorunlar da hiçbir “mütekabiliyet” beklenmeden çözülmeli.
***
Yeni hükümet Merkel’in mülteci odaklý Türkiye ziyaretiyle hatýrlanan AB üyelik sürecinin hayatiyet kazanmasý amacýyla diplomasi ve coðrafi koz kadar içimizde sorunlara eðilmek, seçimler yüzünden açýklanmasý ertelenen 2015 Ýlerleme Raporu’nun eleþtirilerini merkeze alan bir siyaset izlemek zorunda.
Unutmayalým ki AB perspektifi Türkiye için üye olsak da olmasak da önemli. AB’ye yakýn duran, demokrasisindeki tartýþmalý alanlardan kurtulmuþ olan bir Türkiye yatýrým da çeker, eskisi gibi model de olur. Yeter ki isteyelim, erken seçimi fýrsata dönüþtürelim. Gerilimi azaltmak, toplumsal çatlaklarý onarmak için ele ele verelim. Siyaseti ve tabii ki basýnýyla. Zor ama imkansýz deðil...