Kartal...
Kuş türleri arasında en uzun yaşayanı...
En yüksekten uçanı...
Açtığında en geniş kanatlara sahip olanı…
En güçlü gagaya, en kaslı bacaklara, kilitlenebilen pençelere sahip olanı.
* * *
En uzun yaşayanı dedik ama bir de tuhaf kaderi vardır kartalın.
Bazıları 40 yıl yaşar kartalların, bazıları 70 yıl.
Kaç yıl yaşayacağının kararını biraz da kartal verir.
40’lı yaşlara geldiğinde kartal, bazı gerçeklerin farkına varır.
Gagası uzamış, keskinliğini kaybetmiştir.
Kanatları yaşlanmış, ağırlaşmıştır.
Tüyleri kabarmış, kalınlaşmıştır.
Pençeleri sivriliğini, çevikliğini kaybetmiştir.
* * *
İki seçenek çıkar artık kartalın önünde.
Ya değişim, ya ölüm.
Zor olanı seçmezse artık avlanması güçtür, değişimi tercih etmezse hayatta kalması zordur.
* * *
Kartal bir dağın tepesinde bir oyuk bulur kendine.
Önce gagasını taşa vura vura düşürür. Acı içindedir.
Sonra kendini duvara çarpa çarpa tüylerinin hepsini döker. Acı dayanılmaz hale gelmiştir.
Sonra pençelerini vurur taşa, onları döker.
Tam 150 gün sürer bu acılı, sancılı, kanlı dönüşüm.
Ama sonunda yepyeni, pırıl pırıl tüyleriyle, kılıç gibi sivri gagasıyla, çelik gibi pençeleriyle adeta yeniden doğmuş bir kartal çıkar ortaya.
Ve bir ömür daha başlar.
Eğer acı çekmeyi göze alırsan,
Eğer zorlu bir değişime açıksan,
Hatalarından ders çıkarabilirsen,
Yanlışlarını hayatından atabilirsen,
Herkesin “bitti” dediğin gün yeniden doğumun olur.
* * *
Sadece şunu unutmamalı,
Hiçbir ameliyat neştersiz, acısız, ağrısız olmaz.
Canın yanacak,
Kanayacaksın.
Ama böyle böyle iyileşeceksin.
Ülkeyi yöneten kurumların ciddi bir yenilenmeye ihtiyacı var.
Her kriz, fırsatlar barındırır.
Ve inanıyorum ki, bitti, kapandı denilen devir, eğer ki o koca kartal yenilenirse, gagasını, pençelerini, tüylerini döküp, yeniden çıkarırsa, yeniden açılacak. Ülke yeniden ve eskisinden daha güçlü doğrulacak.
Haydi kartal ;
Yenilen, tazelen ve kanat çırpmaya başla.