Selahattin Demirtaþ’a “yaptýrýlan” çaðrýda hedeflenen, memleketin geniþ çaplý bir hesaplaþmaya rotalanmasýydý, iki yerde çuvalladýlar.
1. Nüfusun çoðunluðunu oluþturan kesim, her zamanki saðduyusuyla geliþmeyi yakýndan izlemekle yetindi, meselenin çözümünü devletin resmi güvenlik güçlerine býraktý, bir kez daha, yan dairede oturan Kürt komþusuna kötü gözle bakmadý.
2. Ayaklanma çaðrýsýnýn adresindeki Kürt nüfus, ezici çoðunluðuyla evinde oturdu. Nevruz kutlamalarýnda meydanlarý dolduran on binler, kendilerine onurlu bir demokrasi vaad eden “çözüm süreci”ni zora sokacak kýþkýrtmaya gelmedi, 13-20 yaþ grubunun sokak serüvenine destek vermedi.
Her geçen gün “militerleþen” PKK açýsýndan sonun baþlangýcý, geçen hafta oldu. Kürtler, demokrasiyi, eþit vatandaþlýðý, baþý dik onurlu yaþamayý, “militer bir örgütün” savaþ çýðlýklarýnda deðil, barýþýn yolunda buldular.
Hepimiz büyük bir testten geçtik...
Türkler... Devlet... Hükümet...Kürtler...Ordu... Baþardýk...
Devlet kararlý durdu... Türkler sabýr, olgunluk ve saðduyu gösterdi... Kürtler, içlerinde marjinalleþmiþ gruplarýn dýþýnda büyük bir çoðunlukla, tercihlerini barýþtan yana kullandýlar... Ordu, 90’larýn tavrýndan çok uzaktý... “Zor spas” demenin zamanýdýr, bir ayaklanma çaðrýsý, bir meydan okuma, Türkiye’yi yeniden yapýlandýrdý... Bunu birlikte çözdük... Baþarýdaki büyük payý ben, komþum, Kürt kardeþime veriyorum...
Bu çocuklarý kazanmalýyýz...
Dostum, Muhsin Kýzýlkaya, Al Jazeera’ya yaptýðý açýklamada, bir çaðrý üzerine memleketin 35 ilini ateþ yerine çeviren 13-20 yaþ grubu Kürt gençlerini çok iyi tarif etmiþ. Analiz doðrudur. Savaþýn içinde doðup büyümüþ, toplumun içinde eðitim ve yeteneklerinden çok, “bedel ödemiþ ailelerin” çocuklarý olarak kimlik kazanmýþ genç bir Kürt kuþaðýyla karþý karþýyayýz... Onlar, günü geldiðinde “Serok Apo”nun da Kandil’in de sözünü dinlemeyeceklerinin önemli iþaretlerini veriyorlar. Kimlikleri savaþ ortamýnda þekillendi, onu korumaya, barýþa yönelmiþ bütün adýmlarý da bu kimliklerine darbe olarak görmeye devam ediyorlar. Hatip Dicle’nin Nagehan Alçý’ya (Milliyet) söylediði þu sözler önemli:Biz öfkelerimizi, acýlarýmýzý kontrol altýnda tutuyoruz ama rahmetli abimiz Þerafettin Elçi buradaki gençliðe ‘fýrtýna gençlik’ derdi (...) Hepsi þiddet ortamýnda büyümüþ. Akýlla her þeyi kontrol altýnda tutamýyorlar. Biz bile bazen onlarýn saldýrýsýna muhatap oluyoruz. Kendi “gettolarýna” terk edemeyiz!..
Hayýr, devletin bu alanda yapabileceði fazla bi’þey yok... STK’lar bize iþte þimdi lazým. Yüzünü barýþa dönmüþ Kürt nüfusun tüm aydýnlarý, doktoru, mühendisi, öðretmeni, tüccarý, iþadamý, esnafý... Memleketin geleceðini barýþta görenlerin tümü kollarý sývamak, Kýzýlkaya’nýn deyimiyle, bu “üçüncü kuþaðý” el birliðiyle o karanlýktan çekip çýkarmak durumundayýz... Onlarýn önüne önce iþ ve aþ, birey olarak kendilerini gösterebilecekleri eðitim olanaklarý koymak durumundayýz. O çocuklar, sokakta yalnýz kaldýklarýný gördükleri anda, öfkelerini, Kürt esnafýn iþyerlerini yaðmalayarak, yakarak gösterdiler.
Zil takýp oynayanlar...
Bugün yazdýklarýmýz, yarýn tarihin vesikasýdýr. Tarih, bu ülkede, yüzünü barýþa dönenlerle, “savaþ çýðýrtkanlýðý” yapanlarý tarafsýz yargýlayacak. Cemil Bayýk, Alman TV’sine, “silahlý birliklerimizi Türkiye’ye geri gönderdik” demiþ. Kim için gönderiyorsun? Devletle hesaplaþmak içinse, bunu 30 yýl denedin, iþlemiyor. Yüzünü barýþa dönmüþ Kürt halkýna baský içinse, geçiniz, o insanlar býraktýðýn yerde deðiller.
Bir de “bu tarafta” zil takýp, “çözüm süreci bir yalandý, iþlemeyecek dememiþ miydik” diye oynayanlar var.Kan politikasýndan sahte otoriteler üreterek siyaseti tanzim etmenin telaþýndalar. Açýkça savaþ istiyorlar. Gözleri ufukta, þehit cenazesi bekliyorlar. Cevabý 21 yýlýný sürgünde geçirmiþ Kürt siyasetçi Yaþar Kaya versin: (AK Parti) Kürt meselesini kabullendi, ‘benim meselemdir’ dedi. Ondan sonra Diyarbakýr’a gidip ‘tarihimizle yüzleþmemiz lazým, biz inkar ve asimilasyonda hata yaptýk’ denildi. Barýþ süreci baþlatýldý. Nitekim iki yýla yakýn bir zamandýr artýk cenazeler gelmiyor daðdan. Anneler aðlamýyor. Bu önemli bir olaydý. Bunu muhakkak surette herkesin hesaba katarak hareket etmesi lazým (...)Bu barýþ sürecini ‘insanlarýmýz ölmesin’ diye can siperane savunmak lazým.
Budur.
DÝPNOT: Yaþanýlanlarýn geldiðini 1 yýl önce yazmýþýz, 5 Aðustos.2013 tarihli yazýma bu linkten bir göz atýn lütfen:http://www.yirmidorthaber.com/yazar/bu-oyunu-birlikte-bozmaliyiz/haber-778974