Zorlu bir tünele girdik, çýkacaðýz

Bir “dejavu” ile karþýlaþtýk. Farklý olan, bilincimizdeki kýsa süreli bozukluk sonucu, bir olayý sanki daha önce rüyada görmüþ olduðumuzu düþünmemiz deðil, yaþanmýþ bir olayýn farklý bir zeminde tekrarýndan ibaret. Konu küresel dengelerin zorlamasýyla tarihin tekerrürü mü, evet. Zemin jeo-stratejiyse, tarih kendini tekrarlayabiliyor ama bu, hiçbir zaman bir öncekinin aynýsý olmuyor.

Irak-Suriye coðrafyasýnýn 21’inci yüzyýlýn bu dönüm noktasýnda yeniden bir “paylaþým savaþýna” sahne olmasý, 100 yýl önce yaþanýlanlarýn tekrarýdýr ama oyuncularýn deðiþmesi yaþanýlaný farklý kýlýyor...

Osmanlý’nýn yýkýlýþý sürecinde Ýngiltere ile Fransa’nýn (aralarýna Çarlýk Rusyasý’ný da alarak) hazýrladýklarý Sykes-Picot Anlaþmasý’nýn þekillendirdiði bölge, bugün “yeni egemenler” tarafýndan yeniden belirlenmeye çalýþýlýyor...

Ýngiltere-Fransa sömürgeci güçlerinin yerini ABD-Rusya’nýn aldýðý, ama, hesaplarýn ayný bakýþ açýlarýndan yapýldýðý bir dönem...

Belli ki, Amerika, Sünni Arap coðrafyasýnýn iki önemli merkezinden birini, Halep’i, Rusya’ya býrakmýþ durumda. Kendisi, ikinci ve enerji kaynaklarý açýsýndan çok önemli Musul’a sahip olmanýn rotasýnda yürüyor.

Bu, yalnýz Levant’ýn deðil, Sünni Arap coðrafyasýnýn da “iki kutuplu eksende” bölünmesi, parçalanmasý demek...

1919’un Büyük Britanya Ýmparatorluðu, “savaþ yorgunu” ordusunun Irak-Suriye’nin tamamýný kontrol edemeyeceðini hesaplayarak, Suriye’ye Fransa’yý adeta davet etmiþti. Bugün yaþanýlanlar, ABD’nin, kendisini, 2003 yýlýnda iþgal ettiði Irak’tan sorumlu gördüðünü, Suriye’de zaman içinde istikrarý saðlama görevini, (belki de bataklýða saplanma þaþkýnlýðýný) Rusya’ya býraktýðýný gösteriyor.

Fransa’nýn birden yükselen huzursuzluðu bundan... Rusya’yý Halep’te iþlenen savaþ suçlarýyla itham etmesi, son olarak Putin’i, Paris ziyaretini iptal etmeye zorlamasý, yaþanýlan bu gerçeðin dýþa vuran artçý þoklarý...

Suriye’nin “geleneksel hamisi” Fransa artýk devre dýþý, Irak petrol bölgelerinin bir numaralý aktörü Ýngiltere ise Amerika’nýn arkasýndaki bir gölgeden ibaret...

Ama oyun ayný oyun ve bu oyun Türkiye’yi giderek, zorlu bir tünele doðru sürüklüyor...

Yüksek risk dönemi

Irak-Suriye hattýnda akýp giden yýllar, Ankara’ya bir gerçeði dayattý: Küresel diplomasinin denge arayýþlarý içinde bu bölgede zorlanan yeniden yapýlanmanýn Anadolu coðrafyasýna kazandýracaðý güçlü ve yýkýcý dalgalarý göðüslemek mümkün deðil, çünkü, küresel aktörler ile, onlarýn sergilediði tutulma, kendi saldýrgan stratejilerini oturtmaya çalýþan bölgesel devletlerin ana stratejisi zaten, diplomasinin bittiði yerden baþlýyor: Askeri...

Son 13 yýlda tüm dengeleri bilerek bozulmuþ, “yeniden paylaþým savaþýnýn arenasý” haline getirilmiþ bir alanda, “diplomatik denge arayýþlarý” ile bir yere varamayacaðýmýzý anlamýþ durumdayýz.

Suriye’den büyük bir sýðýnmacý akýmý ile karþýlaþtýðýmýz dönemde ortaya attýðýmýz ve ABD-AB hattýnda engelleme ile karþýlaþan “güvenlikli bölge” talebimizin diplomasinin koridorlarýnda neden zamana býrakýlarak sümenaltý edildiðinin ortaya çýktýðý gerçeklerle karþýlaþýyoruz.

Güvenlik içinde olmamýzý istemiyorlar. Aksine, yeniden parçalanan yakýn coðrafyanýn kaos anaforunun Anadolu’nun içine kadar büyümesini talep ediyorlar.

Bunu, ancak, ordunuzla önleyebilirsiniz.

Bu nedenle, Fýrat Kalkaný Harekatý’nýn gecikmiþ ama ülkemizin güvenliði/bütünlüðü için hayati önemde bir harekat olduðunu kabul etmeliyiz...

Bu nedenle, Musul etrafýnda koparýlan fýrtýnalara kulak týkayýp, gerekirse, daha büyük bir askeri gücü o topraklara sokmak zorundayýz...

Yaþadýðýmýz coðrafyadaki eli kanlý tüm küresel ve bölgesel oyuncular bir konuyu net olarak bilmek zorunda: Millet olarak güvenlik, egemenlik ve toprak bütünlüðümüzü ne pahasýna olursa olsun korumak hakkýmýzdýr!..

Geri adým atamayýz. Diplomasinin günlük kaypak zeminine güvenemeyiz. Bugün dost ve müttefik görünenin yarýn karþýmýza ne tür bir silahla çýkacaðýný bilemeyiz.

Sýnýrýmýzýn hemen öte yakasýnda askerleriyle varlýklarýný artýranlarýn, 15 Temmuz’da kolumuzu-kanadýmýzý kýrmaya çalýþtýklarýný, bizleri kendi planlarýnýn sýradan köleleri yapmaya çalýþtýklarýný asla unutamayýz!..

Bizler, “100 yýllýk hesaplaþma”dan söz edip “üst akýl saldýrýlarýný” ifade ederken, kýymeti kendinden menkul köþelerinden bütün bu söylenenlere üstte bakýþ kibriyle “neymiþ bu fanteziler” diyenlerin de torunlarýnýn yaþamýný alt-üst edecek bir tünelden söz ediyorum.

Tünelin ucundaki ýþýðý önce göreceðiz, sonra da çýkacaðýz.

Baþka yolu yok.