Evliya Çelebi'nin ışığında tarih gün yüzüne çıkıyor

Genel Haberleri

Evliya Çelebi'nin ışığında tarih gün yüzüne çıkıyor

- Bitlis Kalesi'nde bu yıl gerçekleştirilen kazılarda Osmanlı ve Bizans dönemine ait çok sayıda sikke, seramik ve kaplar ile mimari dokular ortaya çıkarıldı - Ahlat Müze Müdürü ve Bitlis Kalesi Kazı Başkanı Mikail Ercek: - "Evliya Çelebi'nin 'Seyahatname' adlı eserinde geçen mimari yapılara ulaşmak için ekibimiz ciddi çalışma sergiliyor. Bu veriler çalışmalarımıza ışık tutuyor. Bu yıl ki kazıda ekibimiz çok güzel mimari dokular ortaya çıkardı. Bu mimari dokuların yanı sıra günlük kullanım kapları, seramik parçaları ve farklı dönemlere ait sikkeler elde edildi"

BİTLİS (AA) - ŞENER TOKTAŞ - Bitlis Kalesi'nde bu yıl Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı eserinde geçen bilgiler ışığında gerçekleştirilen kazılarda, Osmanlı ve Bizans dönemine ait çok sayıda sikke, seramik ve kaplar ile mimari dokular ortaya çıkarıldı.

Ahlat Müze Müdürü Mikail Ercek başkanlığında, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Korkmaz Şen'in bilimsel danışmanlığında yürütülen kazıların bu yıl ki bölümü tamamlandı.

Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Bitlis'te kaya blokların üzerine kurulan ve tüm ihtişamıyla günümüze ulaşan Bitlis Kalesi'nde birçok medeniyetin izlerine rastlandı.

Kazı başkanı Ercek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yılki kazıların büyük bir titizlikle gerçekleştirildiğini söyledi.

16. yüzyıla ait Matrakçı Nasuh'un minyatüründe kalenin içinde han, hamam ve konut mimarileri, 17. yüzyılda bölgeye gelen Evliya Çelebi'nin "Seyahatname"sinde de çevresi 4 bin metre olan kalede büyük bir han sarayı, bedesten, cami ve 300 civarında evin bulunduğu yönünde ayrıntılı bilgilerin yer aldığını anlatan Ercek, şöyle devam etti:

"Kaynaklarda belirtilen yapılara ilişkin kazı ekibimizin araştırmaları devam ediyor. Evliya Çelebi'nin 'Seyahatname' adlı eserinde geçen mimari yapılara ulaşmak için ekibimiz ciddi çalışma sergiliyor. Bu veriler çalışmalarımıza ışık tutuyor. Bu yıl ki kazıda ekibimiz çok güzel mimari dokular ortaya çıkardı. Bu mimari dokuların yanı sıra günlük kullanım kapları, seramik parçaları ve farklı dönemlere ait sikkeler elde edildi. Çok hassas çalışan kazı ekibimiz, bu verileri değerlendirerek ortaya çıkarılan bazı yapıları kolaylıkla yorumlayabiliyor."

- "Helenistik dönemi de ortaya çıkartabiliriz"

Ercek, kalede tabakalaşmayı belirlemek için başlattıkları sondaj çalışmasıyla kaynaklarda geçen uygarlıklara ait yerleşim dokularına ulaşabileceklerini, amaçlarının bilinen tarihi arkeolojik verilerle desteklemek ve teyit etmek olduğunu ifade etti.

Kaledeki bazı mimari dokuların tekniğine ve özelliklerine bakıldığında Geç Osmanlı dönemine ait olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Ercek, şunları kaydetti:

"Bu yapıların altında da farklı dönemlere ait mimari dokular var. Bu yapıların öncesi de söz konusu. Üstyapı mimarisini belgeleyip kaldırmadan altyapı katlarına inmek mümkün değil. Ekibimiz üstyapı mimarisini belgeledikten sonra belli noktalarda sondaj kazıları yaparak alttaki mimari dokuya ulaşmaya çalışacaktır. Bizans dönemi veya öncesi hatta kaynaklarda kalenin ilk defa Helenistik dönemde yapıldığı belirtiliyor. Çalışmalarla belki Helenistik dönemi de ortaya çıkartabiliriz."

Ercek, bu yıl kalenin güneyindeki kazılarda Osmanlı ve Bizans dönemlerine ait ortaya çıkarılan mimari dokunun yanı sıra 90 civarında taşınır buluntu elde ettiklerini anlattı.

Kazıları bir an önce bitirerek hazırlanacak projelerle kaleyi turizme açmak istediklerinin altını çizen Ercek, "Kale, turist çeken en önemli alan. Bunu turizme kazandırmak lazım. Ortaya çıkarılan mimari dokuya yönelik projeler üretip restorasyon çalışmaları gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz." dedi.

- "10. Dukas dönemine ait sikkeler bulundu"

Dr. Öğretim Üyesi Şen, sondaj çalışmasında ulaştıkları önemli buluntularından birinin Bizans dönemine ait bir sikkenin olduğunu vurguladı.

Sikkenin 10. Dukas'a ait 1059-1067 yıllarına tekabül ettiğini anlatan Şen, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kaynaklarda bölge, İslam orduları tarafından fethedildikten sonra Bizans ile Müslümanlar arasında sık sık el değiştirmiştir. Bizdeki tarihler ile sikkenin tarihi birbiriyle epey örtüşüyor. 1047 yılında Selçukluların buraya hakimiyeti söz konusu. Bir yıl sonra yönetim Mervaniler'e bırakılıyor. Bitlis, Mervaniler ile Bizans arasında bir sınırı teşkil etmektedir. Önceki kazılarda da 10. Dukas dönemine ait sikkeler ele geçirilmişti. Sikkelerin ticaret yoluyla buraya gelmiş olabileceği gibi Bizans'ın, Bitlis'e hakimiyetinin 10. Dukas ile son bulması da büyük ihtimaldir. Çünkü şu ana kadar ele geçen en geç tarihli Bizans sikkeleri 10. Dukas'a aittir. 1085 yılında bölge Melikşah zamanında Selçukluların hakimiyeti alanında kalmaktadır."

Şen, kazı alanının genişletilmesiyle kalede geç dönemlere ait olduğu anlaşılan ikinci bir mezar tespit ettiklerini ve bu buluntunun da önemli olduğuna işaret etti.

2004-2015 yılları arasında yürütülen kazı çalışmasına 3 yıl verilen aranın ardından bu yıl yeniden başlandığını anımsatan Şen, kalede bu yıl ki kazı çalışmalarının tamamlandığını sözlerine ekledi.