1 ay sonra dünya yok olacak deseler neler düþünürdük? Nelerin peþine koþardýk? Kaçýrdýklarýmýz, piþmanlýklarýmýz, özürlerimiz, dikkat ve rikkat etmediklerimiz, çok uzun ve çok geniþ olduðunu zannettiðimiz zamanýn aslýnda ne kadar kýsa ve ne kadar dar olduðunu fark ediþimiz, hayallerimizin yangýný, geleceðe ve yaþlýlýðýmýza ertelediðimiz maddi-manevi yolculuklarýmýz...
Neler, neler, neler...
Hayatýmýza anlam veren þey-þeyler nelerdir? Dünyanýn sadece 1 ay'ý kaldýðýný öðrensek bir gün, hangi anlamýn peþine düþeriz? Kalbini bilip bilmeden kýrdýklarýmýz, bilerek bilmeyerek öldürdüðümüz karýncalar, örümcekler, ezdiðimiz, çiçekler, otlar, kulaklarýmýzý saðýr kýldýðýmýz nice cinayetler, soykýrýmlar, gözlerimizi kör edip baðladýðýmýz nice zulümler, sýrtýmýzý döndüðümüz haksýzlýklar, yetimlerin, yoksullarýn, gariplerin, hastalarýn, biçarelerin, bebelerin, dedelerin, gökleri saran ahlarý, bulut bulut göklerde gezip dolanan kul haklarý...
Oysa âdemoðluyuz, kardeþtik hani... Unuttuðumuz, göz ardý ettiðimiz, hatta öteleyip reddettiðimiz kardeþlerimiz... Hani komþusu açken tok yataný, bizden deðildir diye defterden silen bir Peygamberin ümmetiydik biz... Hani o, güzel ahlaký tamamlamak üzere gönderilmiþti, peki bu kadar nefret ve öfkeyi nereden biriktirdik?
Fazla derine dalmayalým, sadece 1 ay'ýmýz var... Neler yapardýk?
Çocukluðumun hayali Peru'yu son kez görmeye mi giderdim? Bir gemi seyahatine mi çýkardým? Hep "büyük' iþler için ertelediðim ailemle mi geçirirdim bu son 1 ay'ýmý? Diyelim ki tüm ihmallerim için özür dileyerek çocuklarýma dönsem, ama onlar artýk koskoca adam oldular, yani çoktan kaçýp gitmiþ onlara anlatacaðým masallar, onlarla sallanacaðým salýncaklar... Aðaçlar kim bilir kaç kez çiçek açýp, kaç kez meyveye durdu...
Ne yapardýnýz, 1 ay sonra mesela, dünyaya engel olunamayacak þekilde yaklaþmakta olan bir gök cismi, gezegenimizi sonunu getirecek olsa... Nereye koþardýnýz?
Hacca mý giderdiniz? Umre mi yapardýnýz? Kim bilir orada hangi ünlülerle karþýlaþacaksýnýz?
Taksitlerini ödemek için hayatýnýzýn son 20 yýlýný verdiðiniz evinizi tam da yeni almýþken, otomobilinizin borcu henüz bitmemiþken, geçen yýlýn tatilini güya bu yýl ödemeye çalýþýrken, yediðiniz kazýklarý da diðer yandan hesap ederken... Terfi eden arkadaþýnýzý kýskanýrken, birden bire onunla ayný gezegende yaþadýðýnýz fark ettiðinizde... Adam, torunlarýnýn torunlarýna yetecek kadar mal ve para toplamýþ, büyük hýrsýz olduðu halde hep saygý görmüþ etrafýndan, oysa hem yaþlanmýþ hem de saðlýðýný yitirmiþ bu süreçte, neye yarar? Bir mana mý bu þimdi mal ve para yýðmak, hayatýn gizemli anlamý mý? Topraðýn karný, böyleleri ile dolu...
Hayatýnýzýn anlamý nedir? Niçin yaþýyorsunuz þu hayatý?
Para mý, zaman mý? Þan-þöhret mi, affedilmek mi? Güç-kuvvet mi, helallik alabilmek mi? Kibirli üstünlük mü, kalpleri razý ediþ mi? Hangisi daha pahalýdýr, hangisi daha zordur o kýsa zamanda?
Daha geçtiðimiz günlerde Mehmetçiklerimizi þehit verdik... Her birisi de ne kadar rýza dolu, ne kadar mütevekkil, ne kadar teslimiyet dolu, 20'lerinde çoðu... Gökekin gibi, diyerek içiniz sýzlýyor bir yandan, diðer yanýyla onlar þehadeti akýllarýna koymuþlar bir kere... Þehadetle bu kadar içli dýþlý olanlar, þehadeti hayatýnýn anlamý olarak bilenler için, hayat zaten þahit olma balkonu gibi, kýsa ve uzaktandýr... Bakar geçerler. Hakiki diyarlarýna...
Gazze'de þehit olan gençlere, henüz vefat etmemiþ çocuklarla yapýlan mülakatlara bakýyorum. Þehadet onlarýn da hayatlarýnýn anlamý. Ahireti sanki dünyada yaþarcasýna, dünyayý hiç sayan bir asaletleri, soyluluklarý var...
Peki bizler... Bizler ne yapacaðýz? Dünya o kadar yapýþtý ki bizlere... Ahireti o kadar uzaklaþtýrdýk ki kendimizden... Ne bir dere þýrýltýsý, ne de rüzgârda esen yapraklarýn hýþýrtýsý, hiç birisini duyamaz, fark edemez olduk...
Sabah namazý vaktine benzettiðim bir torunum oldu geçen hafta, Allah'ýn müsaadesiyle... Pýrýltýsýna öyle kapýldým ki, yoksa sadece bu bebek için mi yaþadým bunca çalkantýyla bu hayatý, baþkaca bir anlamým yok muydu bu hayatta yoksa derken, o kadar küçüldüm o kadar küçüldüm ki, birden kimse bulamayacak beni sandým...
Bir gün kimse bulamayacak beni... Bir gün, sizi de kimsecikler bulamayacak...
Öyleyse dünyaya geliþ anlamýmýz nedir?
Biz Müslümanlarýn ciddi bir handikapýmýz var; Müslüman oluþumuzla ilgilidir diye düþünüyorum. Nasýlsa Müslümanýz diyerek, sanki diðer milletlerden zaten üstünmüþüz gibi; 'a priori' fikri sabit içindeyiz... Bu anadan babadan verasetle geçen Müslümanlýk, bir tür kültür, bir tür örf-adet gibi bizim için... Çok düþünmüyoruz üstünde, ölümden bahsedilen ortamlar içimizi karartýyor...
Öleceðiz bir gün oysa ister 1 ay sonra dünyaya çarpacak bir göktaþý ile isterse bir saniye sonra týk diye geçeceðiz öbür yana...
Öyleyse bu büyük tantanalar niye, niçin?
Savaþlar, zulümler, zengin olma hýrsý, toprak edinme derdi, hýrsýzlýk, yolsuzluk, üstünlük iddialarý, yok ediþler, hayal kýrýklýklarý, kandýrmacalar, aþklar, ihanetler, sanat, medya, siyaset niçin var...
Neden tutunuruz, kapýlýrýz onlara?