Lafı hiç terletmeden varacağı yere bırakacağım. Kılıçdaroğlu devlete ev kırlentine iliştirilmiş çiğ börek içinden karma tehditler püskürtmüş. Akıl 40 yama olunca aynı anda sızdırma yapmış. Öncesinde bu ifrazat torbalarına yazdığım bir kıtacığı ithaf ediyorum.
Bir ses ki ince yolunmuş ifrazat uluyuşu,
Bir endam ki havlayan enikler ürüyüşü.
Kim durdurabilirdi Nil'deki yürüyüşü.
Kuduracaklar elbet, cüceler Ululara
Soludukları duman, yedikleri çamurla
Salyalarında urgan, boyunlarında vebal
Dolanıp düşecekler kazdıkları çukura.
15 Temmuz sıcağında pofuduk terlikler içine saklanan konuşan anahtarlık, bugün kükrüyor. Yanlış duymadım.
Bu ülkeye namussuz siyaset getireceğini söyleyen bu anahtarlık, bugün siyasetin hijyenini sorguluyor. Yanlış duymadım .
Bir de baktım ki bir anda özgüven gelmiş bahçe hortumu gibi salınarak parmak sallıyor.
Sen hiçbir şey olduğunu anladığın için bir şey olmaya çalışıyorsun . Nakaratı kaçırmış ucuz şarkıcılar gibi meyana yükleniyorsun da seçmeninin sana acıyarak güldüğünü göremiyorsun. Siyasette ne olmaması gerektiğini senin zihniyetinin iktidar olduğu yıllardan biliyoruz.
Bölünüyoruz diye höykürürken kör bıçakla bölmeye talip faşist tezgahtar Kılıçdaroğlu,
15 Temmuz'da sanırım terlikler mayıştırdı.
Siz o gece gücünüzü kırlent koyduğunuz sırtınızdan almış olabilirsiniz lakin sizin gibi kuru sıkı laflar edenler köprü üstünde yüz üstü nasıl reklam panosuna döndü hatırlayınız.
Demokrasiyi sanırım en son açtığınız börekle fırına verdiniz.
Bu yanık kokusu, ahkamını kestiğiniz şeylerin ocakta cayır cayır unutuluş kokusu.
Yok sürekli maket mutfaktan poz verip duruyorsunuz , siyasetinizin mutfağında yıkanacak tonlarca birikmiş bulaşık varken..
Oradan mülhem yazdım.
Sosyal medyanın teşhir kursağında ün hevesi, nasıl fiyakalı bir komiğe dönüştürdü sizi.
Bilmemekle cehaletin aynı şey olmadığını ispatlayan, irfan sahibi olanların yanında güdük kalan bu çıfıt mecralar insanlara ne hayaller kurduruyor bunu sizinle anladık .
Muhalif olmanın konforu, bol keseden zeka geriliğidir bunu gördük.
Hiçbir şey yapmadan geri geri giderek , en beyinsiz köşelere kafanızı park ettiğinizde bile muhalif olabiliyorsunuz.
Bir de damla damla da olsa zeka gerektiren bir muhalefet tarzı vardır. Zeka gerektiren muhalefet tarzı içinde feraseti ve irfanı barındırır. Bunlar dışarıdan beyin hücresi yardımı almaya çalıştıklarından fikri züğürtlüklerini, bu ülkeyi yok sayan muhalefet tarzını benimseyerek perdelemeye çalışıyorlar.
Kayış kopunca hava yastığı olarak devreye giren, ve o yastıkta uyuyakalan Kılıçdaroğlu İyi değilsin, tutuşuyorsunuz ama cürmünüz kadar. Gürlüyorsunuz lakin kirliliğiniz bir kulak çöpüne bakar.
Bu ülkeye namussuz siyaset getireceğiz dedin,
Ve getirdin!
Ne mutlu sana!
Övüneceğin tek şey bu..