15 Temmuz ihanetinin üzerinden 6 sene geçti. Bu sürecin muhasebesini yapmak zorundayýz. Fethullahçý hareketin nereden nereye evrildiðini kamuoyunun yeterince anladýðýndan emin deðilim.
1960'lý yýllarda Sovyet tehdidine karþý CIA Ankara'da aktifti. Bölgede gergin bir rekabet vardý. Kimi Arap ülkelerinde SSCB'ye yakýn hareketler iktidardayken Türkiye'nin Batý sisteminde kalmasý gerekiyordu.
Ankara'da iktidara oturanlarýn bu konsepte itiraz edecek mecali olmadý. Ordu-siyaset iliþkisinde güç daima ordudan yanaydý ve istihbarat kuruluþlarýnda asker etkisi yüksekti.
O günlerin atmosferinde Sovyet karþýtý kamuoyunun milli manevi bir zemine oturmasý gayet normaldi. Kars, Trabzon, Bitlis, Muþ, Van gibi þehirlerimize kadar yayýlan Rus iþgalleri henüz unutulmamýþtý. Ülkedeki Kafkasya, Kýrým nüfusunun acý hatýralarýnýn da üzerinden bir asýr geçmemiþti. Üstelik Stalin dönemi SSCB'deki Türkler için en travmatik hatýralarla doluydu.
Türkiye'de kolektif hafýza Ruslara karþý tepkiliydi. Bunu Ankara'dan daha çok Batýlýlar biliyordu.
2. Dünya Savaþýnda Hitler, Sovyet esirler içinden bir grup Tatar, Özbek, Baþkurt, Azerbaycan genci esir aldýðýnda onlarýn Sovyetlere karþý nasýl bir silaha dönüþebileceðini fark etti.
Nitekim bu esirler Sovyetlere karþý ciddi mücadele verdiler Almanya lehine. Ancak savaþýn kaderi deðiþmiþti. 162. Tümendeki Türk askerlerin büyük bir kýsmý Sovyetler tarafýndan öldürüldü. Ýçlerinden bazýlarý ise müttefiklere katýlarak Batý'nýn Türk dünyasýyla ilgili çalýþmalarýnda aktif oldular.
Özbek Türkü Ruzi Nazar 162. Tümenden sað çýkan askerlerden biriydi. Savaþtan sonra CIA'da göreve baþladý. 1959-1971 arasý ABD Ankara Büyükelçiliðinde çalýþtý. Görev süresi boyunca MÝT Müsteþarý Fuat Doðu ile bir çok faaliyete dahil oldu. Komünizmle mücadele derneklerinin kurulmasýna katký verdi.
Fethullah Gülen'in konsepte dahil olmasý ise Yaþar Tunagör'ün vasýtasýyla ayný yýllara rastlýyor. Gülen, öðrenci evleri çalýþmasý yaparak sýnýrlarýný belirlediði kitaplar okutuyor ve böylece dünya meselelerinden uzak nur talebeleri yetiþtiriyordu. Sonraki yýllarda TBMM'de Yaþar Tunagür'ün faaliyetleri hakkýnda araþtýrma komisyonu kurulsa da üzerine gidilememiþti. (17.2.1975 tarihli Cumhuriyet Senatosu Raporu)
12 Eylül 1980 darbesi Türkiye'de hemen her çevrenin üzerinden balyoz gibi geçerken Gülen faaliyetlerine devam etti ve öðrencilere dönük faaliyetlerini artýrdý.
1989'da Berlin Duvarý yýkýldý. 1991'de SSCB daðýldý. Marksizmin en iddialý uygulayýcýsý SSCB daðýlmýþ ve kapitalizme yenilmiþti. Komünizmle mücadele sürecinde kullanýþlý aparat olan Fethullah Gülen hareketi bu tehdit ortadan kalktýktan sonra ne iþe yarayacaktý? Ýþte bu soruya Ankara'dan ziyade diðer baþkentlerin kafa yorduðu kabul etmemiz gereken bir hakikat.
Ruzi Nazar, Türkiye üzerinden Orta Asya'ya açýlmanýn mümkün olduðunu biliyordu. Onun en büyük destekçisi ise Graham Fuller oldu. Ayný dil ve ayný inanç dairesinin Türkistan için anahtar rolü oynadýðýna çalýþtýðý kurumu ikna etmiþti. Bu süreçte en kullanýþlý aparat Fethullahçý hareketin inançlý ordusuydu. Türk okullarý açma ideali aslýnda CIA'nýn bölgenin elitlerine nüfuz etmesi için bir araçtý.
Bu süreci saðlýklý okursak eðer uzun vadeli stratejiden uzak Ankara siyasileri ve bürokratlarý için makul bir ortaklýktý. Türkiye kendi iç çekiþmeleri ve siyasi çalkantýlarý ile meþguldü. Koalisyon iktidarlarý bakanlýklarý paylaþma derdindeydi. Batýdan aldýðý rüzgarla ülkenin neredeyse bütün aydýnlarýný baðlamýþ bir cemaat size dünyaya açýlmayý vaad ediyordu.
Abant toplantýlarýnda 1980 sonrasý sað, sol, liberal aydýnlarý anlý þanlý hocalarýný görebiliyordunuz. Bu dalgaya karþý ne yazýk ki siyaset dünyasýnda entelektüel sefaletle karþý karþýyaydýnýz.
28 Þubat 1997 ise siyasete vurulan darbe ile Fethullah Gülen'in ABD'ye yani asýl sahibine götürüldüðü tarihtir. O günden sonra Gülen hareketi küresel bir güçle Türk devletinin insan kaynaðýný sömüren, uluslararasý istihbarat örgütüne dönüþtürülmeye baþlamýþtýr.
Küresel örgütün vazifesini yapmasý, Türkiye'de güçlenip söz sahibi olmasý için TSK, Emniyet ve MÝT'teki maskeli üyelerinin sayýsýnýn artmasý, stratejik görevlere gelmesi gerekiyordu. Þüphesiz bu gizli organizasyon Türkiye'nin dýþ politikasýný ve güvenlik politikalarýný zaafa uðratacak bir vazife için yetiþtirilmiþti.
Türkiye'de birçok siyasetçinin gözünü boyayan ve halen de birçok siyasetçiye etki eden örgüt özellikle Türk Dünyasý, Balkanlar, Afrika gibi alanlarda Türkiye'nin zaman kaybetmesine sebep olmuþtur.
Soðuk Savaþ konseptinde icat edilen, kurgulanan hareketlerin bugün varoluþ nedenlerini hatýrlamalarý ve sistem içindeki yerlerini sorgulamalarý gerekiyor. Bugün nasýl bir dünyadayýz ve neye ihtiyacýmýz var sorusunu hem sistem unsurlarý hem de sistemin denetçileri düþünmek zorunda.
FETÖ maðdurlarý var diyen politikacýlarýn bu ülkenin kaç senesinin ve ne kadar zamanýnýn çalýndýðýný hesap etmesi þart. Türkiye'nin rolünü çalanlardan hesap sormasý ve bir daha ayný hataya düþmemesi için 15 Temmuz kalkýþmasý ibretlik bir vesikadýr.