Her insan ön yargý sahibidir. Ýnsan çoðunlukla içine doðduðu atmosferin etkisiyle belirlenmiþ topluluklara, inançlara, kimliklere karþý cephe alýr. Bu kýsmý anlaþýlabilir. Ancak bu ön yargýnýn insanýn hayatý boyunca kalýcý bir ruh haline dönüþmesi bir saðlýk sorunudur.
Bizde, ön yargýlarla tanýmladýðýmýz ötekiler vardýr ve onlarýn yaptýðý her iþ yanlýþtýr inancý hakimdir. Sosyal medya icat olduktan sonra da dar çevrede dile getirilen bu söylemler artýk kamusal alana taþýnýr oldu.
Yapýlýþ hikayesi hazin ve karmaþýk olan Atatürk Kültür Merkezi 1990'larda bile yýpranmýþ, yorgun bir binaydý. O yýllarda Ýstanbul'un iki önemli sahnesi vardý. Cemal Reþit Rey ve AKM salonlarý þehrin ihtiyaçlarýna cevap vermiyordu. CRR Konser Salonu Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi tarafýndan yönetiliyor ve konser salonu hüviyeti korunuyordu. AKM ise hikayesi çok uzun bir yapýydý. 1946'da temel atýlan bina 1969 yýlýnda açýlabilmiþti. Üstelik proje deðiþiklikleri, kullaným amacýna dönük radikal müdahaleler de içerdiði için tam 23 yýl sürmüþtü inþaatý.
Ýstanbul Kültür Sarayý adý verilen binayý kimin yöneteceði bir tartýþma konusuydu. Opera ve Tiyatro genel müdürlükleri arasýndaki çekiþme bir yangýn hadisesiyle gün yüzüne çýktý. 1970'de çýkan yangýn sonrasý Mimar Hayati Tabanlýoðlu projede deðiþiklikler de yaparak ikinci kez inþaatý tamamladý. 1978 yýlýna kadar süren bu inþaatýn ardýndan kültür sarayýnýn ismi Atatürk Kültür Merkezi olmuþtu.
1990'lý yýllarda dünyada sanatýn geldiði durum ortadaydý. Sahne ve ýþýk sistemlerinde yenilikler vardý. Ancak AKM bu ihtiyaçlarýn gerisinde kalmýþtý. Ortada tarihi ve mimari özellikleri ile tarihi bir yapý da yoktu. Çünkü 1946-1969 arasýnda birçok siyasi, bürokrat projeye müdahale etmiþ ve mekan karmaþýk bir hâl almýþtý.
1994 yýlýnda Ýstanbul Büyük Þehir Belediye Baþkaný seçilen R.Tayyip Erdoðan belediyeye baðlý kültürel alanlarda festivaller, konserler, sergiler düzenliyordu. Bu dönemde düþünce dünyamýzýn farklý sesleri konuþuyor ve tartýþýyorlardý. ÝBB Þehir Tiyatrolarý, sanat kurulunca belirlenen oyunlarýný sahneliyor ve bir müdahale ile karþýlaþmýyordu. Konser alanlarýnda farklý siyasi görüþteki sanatçýlar sahne alýyordu, yine de Erdoðan'a karþý ýsrarlý bir ön yargý hakimdi ve sanat düþmaný, sanata müdahaleci olduðu iddiasý diri tutuluyordu.
Oysa Erdoðan baþkanlýðýnda 1994'ten Pýnarhisar'a kadar geçen sürede neler olmuþtu:
CRR uluslararasý bir konser salonuna bürünmüþtü. Boðaziçi Festivali baþlatýlmýþtý. Türk Dünyasý Opera ve Sinema Günleri ile Türk dünyasýnýn sanatçýlarý Ýstanbul'u keþfediyordu. Ahmet Kaya, Esat Kabaklý, Kardeþ Türküler gibi farklý dünyalardan sanatçýlar ve topluluklar konserler veriyordu. Yani her kesimin temsil edildiði ve herkesin beðenisine açýk kültürel etkinlikler gerçekleþiyordu.
2009 yýlýna geldiðimizde Erdoðan Baþbakan'dý. AKM'nin deprem raporu ortaya çýkýnca güçlendirme fikri ortaya atýldý. Kýyamet orada koptu iþte. Sanat çevreleri adeta tek ses olup AKM'ye müdahale ettirmemek için eylemler yaptýlar kampanyalar baþlattýlar. Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikasý'nýn açtýðý dava sonucu güçlendirme ve onarým iptal edildi.
Ardýndan Erdoðan'ýn yeni bir AKM inþa etmekteki ýsrarý sayesinde, yeni proje bir vefa gösterilerek Mimar Hayati Tabanlýoðlu'nun yetkin bir mimar olan oðlu Murat Tabanlýoðlu'na yaptýrýldý.
AKM inþaatý sürecinde bütün zorluklar ve engellemeler gayretle aþýldý. 29 Ekim 2021'de açýlacak görkemli bina yalnýzca bir konser salonu deðil. Ortaya Taksim meydanýyla bütünleþecek bir eser çýktý. Ýþlevsel bir yaþam alanýna dönüþen mekan, Cumhuriyet'in 100. yýlýna giderken ön yargýnýn ne denli zararlý bir hastalýða dönüþebildiðini bize gösteriyor.
AKM'nin hikayesi 1946'da çok partili hayata geçiþ hikayemize çok benziyor. Aksaklýklar, müdahaleler, yönetilemeyen süreçler, kurumlarýn çekiþmeleri vs...
Ve ýsrarla ön yargýlarýna esir olup hizmet edeni, üreteni yuhalayan bir koro var güzel yurdumuzda.