Tarih okumak, ibret ve ders alýnmasa ve tekerrür etse bile, yine de iyidir.. Tarihte öyle hadiseler cereyan etmiþtir ki, zaman, mekân ve kiþiler deðiþse bile, bir takým benzer þartlar bir araya geldiðinde, genel olarak benzer tablolar ortaya çýkar. Mutlak bir determinizmden söz etmiyoruz, ama, yine de düþünülmelidir.. Bu yüzdendir ki, bugün karþýlaþýlan hadiseleri anlamaya çalýþýrken, bazý geliþmelerin, tarihten bir izdüþümü gibi neredeyse aynen tekrarlandýðý görülür. Üstelik de çok uzak tarih devirlerinden deðil, son yüzyýldan bir kesit..
*
Birinci Dünya Savaþý'nda aldýðý aðýr yenilgiyle, her þeyiyle iflâs eden bir ülke haline gelen, nice topraklarý galip devletlerce baþkalarýna peþkeþ çekilen Almanya'da, o yenilginin sebeplerini izah etmekte, çoðu düþünce ve siyaset adamlarý, kumandanlar ve halk kitleleri baþarýlý olamamýþken; o savaþa bir onbaþý olarak katýlan Adolf Hitler, halk kitlelerinin ve askerlerin büyük fedâkârlýklarýna raðmen uðranýlan aðýr yenilginin suçlusunu bulmuþtu..
Bu, cephe gerisinde ekonomiyi karaborsayla boðan; cephelerde ise, barýþ türküleri okuyan þarkýcý gruplarýyla savaþ kýrýcýlýðý yapan ve frengili kadýnlarý cephelere göndererek askerleri mahveden ve diðer entrikalarý tezgâhlayan Yahudiler idi asýl suçlular, Hitler'e göre..
Yenilgiyi izah edemeyen hemen herkes, esasen bütün olumsuzluklarý Yahudilerden bilen Hristiyan geleneðine de sahip olduklarýndan, 'asýl suçlu'yu 'keþfetmiþler'di.
Hattâ, Almanya'da Birinci Dünya Savaþý'nýn 'ulusal kahraman'ý olarak bilinen ünlü Mareþal Lüdendorf bile, -dünkü onbaþý- Hitler'in izahlarýna itibar etmiþ ve Nasyonal Sosyalist (Nazi) partisince tertiplenen büyük mitinglerde Hitler'e destek verenler arasýnda yer almýþtý. Hele de, Almanya'nýn kaybettiði topraklarý geri almak ümit ve duygusunu da iyi kullanmayý bilen Adolf Hitler, on milyonlarý arkasýndan coþkulu þekilde sürüklemiþ ve 1933'te seçimleri kazanmýþ, iktidara gelmiþti.. (O sýralarda, ayný savaþýn öteki maðlûbu olan Osmanlý'nýn enkazý üzerinde emperyalistlerin yerli kuklalarýnýn, Ýslâm ve Müslüman halklara ne zulümler yaptýklarýný da hatýrlayabiliriz..)
*
Hitler ve Nazi Partisi, sadece Almanya'yý deðil, civar ülkelerdeki alman halk kitlelerini de sihirlemiþti âdetâ.. Nitekim, halkýnýn tamamý alman olan Avusturya'da da kitleler sel gibi Hitler'e yöneliyorlardý. Üstelik, Avusturya-Linz doðumlu olan Hitler'e olan bu karþý konulamaz yöneliþ- savaþtan yenik çýkan Avusturya- Macaristan Ýmparatorluðu'nun kalýntýlarý üzerinde bir çýkýþ yolu arayan Avusturya'daki iktidarý da etkiliyor ve 'anschluss' / iltihak yöntemiyle Almanya'yla bütünleþiyor ve Hitler, savaþ yapmaksýzýn, Viyana'ya muzaffer bir 'kurtarýcý' olarak giriyordu. Arkasýndan, Versailles Andlaþmasý'yla oluþturulan bir sun'î devlet olan ve bu yüzden Hitler tarafýndan, 'o savaþýn gayrimeþrû veledleri'nden birisi' diye nitelenen ve halký 'Südet /güney Almanlarý' diye anýlan Çekoslovakya'nýn da Almanya'ya katýlmasý saðlandý.. Bütün bunlar baþta Ýngiltere ve Fransa olmak üzere bir çok devleti rahatsýz ediyordu.. Ama, Birinci Dünya Savaþý'nýn galiplerince Polonya'ya býrakýlan büyük topraklar da alýnmalýydý..
Sonra da sýra, Fransa'ya kaptýrýlan bölgelerin kurtarýlmasýna gelecekti..
Hitler ve Nazizm, Avrupa'yý sarsarken, Ýngiltere, Fransa ve diðerleri, sert protesto mesajlarý yayýnlamakla, Hitler'i daha fazla kýzdýrmamaya ve savunma hatlarý oluþturmaya çalýþýyorlardý. Hitler'le ayný dönemde, 1933'de iktidara gelen Franklin Roosevelt ise, baþlangýçta, Avrupa'nýn meseleleriyle ilgilenmemek siyasetini benimsemiþti, Amerika'da..
*
Ve, Hitler Almanyasý ve Stalin Sovyet Rusyasý, 25 Aðustos 1939'da Avrupa'yý aralarýnda nasýl bölüþecekleri üzerinde bir gizli antlaþma yapmýþlardý; Dýþiþleri Bakanlarý Von Ribbentrop ve Molotof'un imzalarýyla..
O sýrada, Hitler, Polonya sýnýrýndaki bir Alman Karakolu'nu kendi topçu birliðine vurduruyor, sonra da bu saldýrýnýn Polonya tarafýndan yapýldýðýný açýklýyor ve Polonya reddetse de, Hitler'in güçlü propaganda mekanizmasý Polonya'yý susturuyor; karakolda ölen alman askerlerinin intikamýnýn alýnacaðýna dair ateþli nutuklar çekiliyor, halk kitleleri, Polonya'nýn derhal cezalandýrýlmasýný istiyordu.
Ve nihayet, 1 Eylûl 1939 günü, Alman ordularý Polonya'yý cezalandýrmak için, bir 'yýldýrým savaþý' baþlatýyor ve 6 yýl sürecek, en az 60 milyon insanýn hayatýna mal olacak Ýkinci Dünya Savaþý böylece baþlýyor, Alman ordularý, bir hafta içinde Varþova'ya dayanýyordu.
*
Hayýr- hayýr.. Hitler'den bahsetmiyorum..
Putin'den bahsetmek istiyorum..
'20. yüzyýl'ýn en büyük faciasý Sovyetler Birliði'nin çökertilmesidir, çok haksýz yere parçalandý.. düþman güçlerce..' diyen Putin'den..
Osmanlý Devleti'nin çökertildiðinden, Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþý'nda hayatlarýný kaybeden 100 milyona yakýn asker ve sivil insanlardan ve Atom Bombasý'ndan söz edecek deðildi ya..
Sovyet Rusya Komünist Ýmparatorluðu'nun 75. Yýlýný doldurmadan çöküþü idi, Putin'in en büyük faciasý..
*
Ve 1952'lerde, Sovyet Cumhuriyetleri'nin idarî sýnýrlarý belirlenirken, Ukrayna'ya býrakýlan Kýrým yarýmadasý, çöküþ sýrasýnda Rusya'nýn elinde kalmayýnca, 'O zaman güçsüzdük, yutkunmakla yetinmek zorunda kalmýþtýk..' diyen de Putin'di..
Putin de Kýrým'ýn iltihakýný saðlamýþ, yutkunmasý geçmiþti. Ama, daha nice yerler vardý, onu yutkunduran..
Nitekim, Donbass'ta, Donetsk ve Lugansk isimli iki bölgeye baðýmsýzlýk ilân ettirip, hemen tanýdý.. Yarýnlarda da baþkalarýný; hazmede-hazmede.. Hattâ, 'Amerika'nýn kuklasý' dediði bütün Ukrayna yutkundurmaz mý onu?
Ama, Putin, geçmiþteki Rusya yöneticilerine göre daha dikkatli ve iyi bir satranç oyuncusu pozisyonunda.. Bütün materyalistler gibi, 'Might makes right! /Güç caiz kýlar..' diyor.
*