2022: Demokrasi yokuşunda hesaplaşma…

2022'de, devredilen temel problemlerle yaşamaya devam edeceğiz.

Kutuplaşma; seçimden umudunu kesenler tarafından daha da şiddetlendirilecek. Siyaseten Cumhur İttifakı-Millet İttifakı ekseninde görülen bloklaşma, yeni yılda da pek çok meselenin kaynağı olacak.

Cumhur İttifakı:

Bu ittifak; 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine dur diyen diriliş ruhunun mayaladığı, siyaset üstü birlik ve gönül beraberliğidir.

Cumhur İttifakı'nda, büyük eserlerle insanımız ve ülkemize hizmet var.

FETÖ ve PKK terör örgütleri ile mücadelede devletin yanında olmak var.

PKK'nın siyasi kolu HDP'nin artık Meclis'e, demokrasiye ve milletimize daha fazla yük olmaması için kapatılmasını talep etmek var.

Suriye'nin kuzeyinde, Kuzey Irak'ta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde milli menfaatlerimizin ve güvenliğimizin sağlanmasına sahip çıkmak var.

Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Azerbaycan'da, Büyük Türkiye'nin menfaatlerinin ve haklarının savunulması var.

Türkiye'nin bölgesinde söz kesen bir devlet olması yolunda milli savunmamızın yerli imkânlarla güçlendirilmesine sahip çıkmak var. İHA'lar, SİHA'lar, Bayraktar TB2'ler ile dosta güven, düşmana korku salmak var.

Cumhur İttifakı'nda milli, manevi değerlerimize, mana köklerimize sahip çıkmak, kalkınma, istikrar ve huzur için gayret etmek var.

Millet/Zillet İttifakı:

En başta bu ittifak zillet ittifakıdır. İçinde, HDP gibi "Kürdistan"dan, "Türkiye Halkları"ndan bahseden, bölücü terör örgütü elebaşı için heykel dikmeyi vaat edenler var.

Bu ittifak, zillet ittifakıdır, çünkü FETÖ hainleri için af kampanyaları açan bunlardır.

Bu ittifak tamamen politik nifak birlikteliğidir. Asıl hedef, Erdoğan'sız Türkiye'dir.

Türkiye için hiçbir projeleri yoktur.

Sadece hayali bir "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" vaadi ile eski Türkiye özlemi dile getirilmektedir.

Bu ittifakın içinde gönül beraberliği değil kin, nefret, yalan, öfke vardır.

Bu ittifak, bünyesinde, AK Parti'den kopan vefasız ve nankör takımını barındırmaktadır.

Zillet İttifakının terörle mücadele diye bir derdi yoktur.

Bir gün olsun kahraman evlatlarımıza sahip çıkmamışlardır.

Tam tersine yurt dışı operasyonları için istenen tezkerelere Meclis'te karşı çıkılmıştır.

Bu ittifak içinde Saadet partisi, İYİ Parti, DEVA ve Gelecek yöneticileri, kendileri kaybetmiş, hatta inkâr etmişlerdir.

Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu'na "babayiğit" demekte, Akşener'in, "burası Kürdistan" diyen HDP'linin karşısında nutku tutulmakta, Selahattin Demirtaş'ı kahvaltıya beklemektedir...

Davutoğlu ve Babacan, "PKK terör örgütü değildir" diyen elinde Yasin Börü'nün kanı bulunan Demirtaş'ın hapisten çıkarılmasını istemektedir.

Özet şudur:

Milletten yana olanlarla, milletin düşmanları safında olanlar var.

Millete yaslananlar ile Batı başkentlerinden medet umanlar var.

İstikrar ve huzur için çırpınanlarla, kaos, kargaşa ve provokasyonlardan medet umanlar var.

Bir tarafta, Yunanistan'ın ABD eliyle silahlandırılmasını tehlikeli bulan vatanseverlerle, diğer tarafta köşesinde, "Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir" diyerek alçakça yazanlar var.

Bir tarafta şehitlerine sahip çıkanlar, diğer tarafta şehidin bacısına küfreden İP'li Lütfü Türkkan'a sesini çıkartamayan zillet ortakları var.

Bir tarafta Ayasofya'yı açanlar, diğer tarafta Kur'an kurslarına "ortaçağ zihniyeti" diyen CHP'li Özgür Özel'ler var...

2022, devam eden mücadelenin yeni bir hesaplaşma dönemi olacak.

Milletimiz kazanacak, millet düşmanları kaybedecek...