CHP, terörle mücadele gerekçeli tezkereye ret oyu vererek geçer not alıp HDP imtihanını geçti!
Şimdi ise, teröristle fotoğrafı ortaya çıkan milletvekili konusunda yeni bir imtihan veriyor CHP!
Gerçi imtihan demek de yanlış olur çünkü daha işin başından fotoğrafı meşrulaştıracak söylemler birbirini takip etti.
Ve Kılıçdaroğlu, fotoğrafın çözüm sürecinde çekildiği için asıl suçlunun dönemin başbakanı olduğunu söyleyerek HDP'yi aklayacağını şimdiden ilan ediverdi.
Hem HDP'yi akladı hem de AK Parti iktidarını suçladı kendince.
Oysa o milletvekilinin terörist sözlüsüyle çözüm sürecinden sonra da çok defa görüşüp buluştuğu kayıtlardan ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu kendisine fısıldanan suflelerle konuştuğu için bu gerçek onu mahcup etmedi. Tıpkı daha önce söylediği yalanlardan mahcup olmadığı gibi.
Böylece terör örgütünün siyasi kanadı olan HDP ile ittifakını korumuş oldu.
Ama yüzsüzlüğe bakın ki kendisi bugün HDP ile ittifak kurarken terörü bitirmek akan kanı durdurmak ve silahları susturmak için bir süreç başlatan AK Parti iktidarını suçlamaya çalışıyor.
İktidar hiçbir dönemde terör örgütünün siyasi uzantısıyla işbirliğine kalkışmadı. Tam tersine siyasi kanadı ile yapılan görüşmelerin tamamı terörü bitirmeye yönelikti.
Bu itibarla çözüm süreci Cumhuriyet tarihinin terörü önleme istikametinde atılmış en önemli adımlarının başında geliyordu.
Evet, devlet terörü bitirmek için onların siyasi uzantılarını masaya oturttu, üstelik masaya bir de Avrupa ülkesini oturtarak açıkça ilan etti ki akan kanın durmasını isteyen taraf şiddetin durmasını isteyen taraf Türkiye devletidir.
AK Parti iktidarı içerdeki barışçı yollar edebiyatı yapanlara da dışardaki Türkiye devletini suçlayanlara da verilmiyor denen fırsatı verdi.
Böylece hem içerdeki hem dışardaki Türkiye düşmanlarının argümanlarını ellerinden aldı.
Bu arada Habur görüntüsü gibi kamuoyunun vicdanını sızlatan hatalar olmadı değil. Ama o dönem bürokrasideki ordu ve emniyetteki FETÖ faktörünün iktidarın iyi niyetini istismar ettiğini de unutmamak gerekir.
2015 Haziran seçimlerinde 80 milletvekili ile meclise girerek Türkiye partisi olma fırsatını yakalamışken en şiddetli ve en kanlı terör eylemleri başlatması yani kurulan masayı HDPKK'nın yıkması kendi ayaklarına da kurşun sıkması anlamına geliyordu.
Bu arada terörist liderlerinin 'biz silah bırakmak istedikçe Avrupalıların silahlı eylem talimatları' verdiğini itiraf etmeleri de fotoğrafın ayrı bir boyutudur.
İktidar çözüm süreci ile herkesin anlayacağı şekilde ispat etmiştir ki, terörün arkasında emperyalist güçler vardır ve Türkiye üç beş teröristle değil arkasındaki güçlerle de mücadele etmektedir.
Ve edecektir.
Etmiştir de, etmektedir de.
Bugün yurt içinde terörist kalmadı denecek kadar azdır tükenmiştir, eylem koyma gücünü kaybetmiştir.
Devlet içerde bitirdiği gibi dışarda da inlerine girip nefes aldırmamaktadır.
Devletin terörü dışarda da bitirmek için meclise gönderdiği tezkereye CHP ret oyu vererek teröre dolaylı destek sağlamıştır.
Bugün de HDP'ye destek vererek de aynı desteği sürdürmektedir.
Böylece teröre destek veren emperyalist güçlerle aynı konuma düşmektedir.
Sonra da kalkıp terörü sıfırlayan iktidarı 'fotoğraf çözüm sürecinde çekildi' diyerek suçlamaya kalkmaktadır.
Hem suçlu hem güçlü. Böylelerine Anadolu'da 'zeytinyağı gibi üste çıkıyor' derler.
Emperyalistler Türkiye'yi her alanda bağımsız bir devlet yapmak için çalışan ve her türlü baskıya karşı dik duran Başkan Erdoğan'dan kurtulmak istediğini açıkça ilan etmiştir.
HDP emperyalizmin bölgedeki silahlı örgütü olan PKK'nın siyasi uzantısıdır.
Emperyalizmin güdümündeki terör örgütü destekli siyasilerin Başkan Erdoğan'a karşı, 'seni başkan yaptırmayacağız!' sloganının yerli bir slogan olmadığını biliyoruz. Ağababalarını talimatıydı o.
Şimdi muhalefetin tek ortak sloganı da Erdoğan karşıtlığı değil mi?
Bu güne kadar milletin hangi sorununa çare olacak bir çözüm ürettiler hatırlayan var mı?
Tek dertleri Erdoğan'ı düşürmek.
Oysa ülkeyi iflastan kurtarıp bölge gücü haline getiren,19 yıl boyunca bolluk içinde yaşamasına zemin hazırlayan Başkan Erdoğan'ı bu milletin zor günlerde terk etmeyeceğini ABD bile gördü. Gördü de jest olarak İsrail gazını Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak EastMed projesine verdiği desteği geri çektiğini ilan etti!
Daha durun PYD ye verdiği desteği de çekmek zorunda kalacak.
ABD'ye güvenenler tekerlerine sarılacakları uçak bile bulamayacaklar!