Çocuk baş etmekte zorlandığı stresli yaşam olayları ile karşı karşıya kalırsa, zihni baş etme mekanizmaları geliştirir. Bu baş etme mekanizmaları genellikle zihinseldir. Çünkü gerçek dünyada bir güce sahip olmayan ve değişim yapamayan çocuk, gerçek dünya yerine kendi zihninde ve algılamasında değişiklik yapar. Kural basittir: Değiştiremediğin dış dünyayı algılamanı değiştir. Bu iç dünya mekanizmaları çocukluk döneminde işe yarar ama erişkin dönemde kendisi sorunlara yol açar.
Çocukların en sık kullandıkları zihinsel baş etme mekanizmaları; hayal kurma, aşırı uyuma, dalıp gitme, ağrı ve acıyı hissetmez hale gelme, zihinde hayali kahraman yaratma ve oyuncu kimlikler yaratma şeklindedir. Şimdi klinik çalışmalarımda sıkça örneklerini gördüğüm bu baş etme mekanizmalarını sizler için açıklamaya çalışayım.
Acı çeken çocuk gerçeklikten kaçmak için en fazla hayal kurar. Hayalinde bir dünya yaratan çocuk, kontrol edemediği ve rahat olmadığı bir dünya yerine, kendisinin iyi ve güçlü olduğu zihinsel dünyada yaşamaya başlar. Çocuk gün içinde bir kenara çekilerek saatlerce hayal kurar hale gelir. Yaratılan fantastik dünya genellikle bilim kurgu filmleri gibidir. Bu çocuklar dış dünyaya ve diğer çocukların dünyasına ilgi göstermez hale gelirler. Büyülü iç dünya zamanla gerçek fizik dünyadan daha cazip hake gelir.
Çocukların yaşadıkları stresten kaçmalarının sık yollarından biri de aşırı uyumaktır. Uyku stresten kaçış yollarından biridir. Stres karşısında bazı insanlar uyuyamaz hale gelirken bazı insanlar aşırı uyurlar. Çocukların bir kısmı korkudan uyuyamaz hale gelirken, bazı çocuklar yaşadıkları acıdan kaçmaya yarayan zombi tarzında uyurlar. Bu uyuma stratejisi ergenlik döneminden sonra zaman zaman 16 saat uyumaya sebep olabilir.
Çocukların gerçek dünyadaki stresten kaçma yollarından biri de dalıp gitme şeklindedir. Kopma şeklinde tanımlayacağımız bu halde çocuk ne tam olarak uyur ne de bilinçli haya kuruyordur. Sadece bulunduğu zaman ve mekândan kopuyordur. Bazen bu boşluklar donmuş olma gibidir. Hiçlik halidir. Çocuğa ne oldu diye sorulduğunda “hiçbir şeyi hissetmediği bir hal yaşadığını” söyler. Çocuk için hiçlik acı çekmekten iyidir.
Gerçek hayatta acı çeken çocukların baş etme mekanizmalarından biri de hissizlik geliştirmeleridir. Örneğin dövülen bir çocuk dayağın acı vermediği bir zihinsel hale gelmeyi başarabilir. Acıyı hissetmemeyi beceren çocuklar bir dönem sonra kendilerini kesmeye, bedenlerini çizmeye, bedenlerine sivri cisimleri batırmaya başlayabilirler. Tüm bunlar çocuğun acıyı hissetmez hatta beden acısından rahatlamaya geçtiğini gösterir. Eğer gerçek acıdan kaçamıyorsan acıyı hissetmez şekilde bir dayanıklılığa ulaşmak akıllıca değil mi?
Gerçek hayatta acı ve zorluklarla baş demeyen çocuklar zihinde baş etmek için zihinde süper kahramanlar veya özel yetenekleri olan kişiler yaratırlar. Örneğin insanların düşüncelerini okuyan birini çıkararak dünyayı daha kestirilebilir bir yer haline getirilebilirler. Bazen çocuklar doğa üstü güçler yaratarak onları yanında koruyucu olarak görebilirler.
Çocukların baş etme stratejilerinden biri de rol yapan kimlikler üretmeleridir. Örneğin neşeli bir kimlik üreterek her şey yolundaymış gibi davranabilirler. Bazen tacize uğrayan bir çocuk kaçamayacağını anladığı zaman olup bitene uyum sağlamış gibi görünen bir kimlik çıkarabilir.