'Ne iþimiz var?'sorusu genellikle muhalefet tarafýndan seslendirilmektedir.
Ve en önemlisi de bu 'ne iþimiz var' sorusu hep Müslüman coðrafya söz konusu olduðunda gündeme getirilmektedir.
Bu sorunun arkasýnda ülkeler arasý iliþkiler hatta ülkemizin çýkarý dahi yoktur.
Bu soruyu soranlarýn büyük çoðunluðu Ýslam ve Müslümanlara karþý ön yargýlýlardan oluþuyor.
Bir bakýma Ýslamafobik duygularýný güncelliyorlar!
Þimdilerde 'Afganistan'da ne iþimiz var?' sorusu gündemde.
Efendim orada Taliban denen bir örgüt varmýþ kendi milletinin kellesini alýyormuþ Mehmetçiði tehlikeye atacakmýþýz kabilinden bir yýðýn gerekçe.
Sanki Afganistan'la yeni iliþki kuruyormuþuz ve sanki hiç orada olmamýþýz ve sanki þu anda Mehmetçik orada deðilmiþ gibi kamuoyunu yanýltan sorular ve yorumlar.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin aldýðý ilk kararlardan biri Kabil'de temsilcilik açmak olmuþ, bu çerçevede Afgan asýllý bir Türk subayý olan Abdurrahman Samadan Kabil'e temsilci olarak atanmýþ ve iki ülke arasýnda diplomatik iliþkiler 1921 tarihli Türkiye-Afganistan Ýttifak Muahedenamesiyle tesis edilmiþtir. Büyükelçiliðimiz Kabil'de açýlan ilk diplomatik misyon niteliðini taþýmaktadýr. Afganistan da TBMM'yi tanýyan ikinci ülke olmuþtur. Kabil Büyükelçiliðimizin kurulu olduðu 45.065 m² geniþliðindeki arazi, dönemin Kralý Emanullah Han tarafýndan armaðan edilmiþtir."
Türkiye, Afganistan'ýn idari, askeri, kültür, eðitim ve saðlýk gibi temel devlet kurumlarýnýn geliþmesinde önemli rol oynamýþtýr.
Türk subaylarýnýn verdiði eðitimden sonra Afganistan'da 'Askeri Afgan, silahý Alman komutaný Türk olan ordu yenilmez.' sözü darbý mesel olmuþtur.
"Türkiye'nin Afganistan politikasýnda dört unsur ön plandadýr. Bunlar, Afganistan'ýn birlik ve bütünlüðünün korunmasý, güvenlik ve istikrarýnýn saðlanmasý, ülkede halk desteðini ve katýlýmý ön planda tutan geniþ tabanlý siyasi yapýnýn güçlenmesi ve Afganistan'ýn terörden ve aþýrý akýmlardan arýndýrýlarak, halkýn huzur ve refaha kavuþturulmasýdýr."
Bu baðlamda, '2007 yýlýnda Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirve Süreci ve 2011 yýlýnda da Asya'nýn Kalbi-Ýstanbul Süreci baþlatýlmýþtýr.'
Türkiye'nin en büyük dýþ yardým programý -1,1 milyar dolar- Afganistan'a yapýlmýþtýr.
Türk ordusu 2001den beri NATO üyesi olarak Afganistan'dadýr.
Türk ordusu, Afganistan'da muharip güç olarak görev almamýþ, saðlýk ve eðitim gibi alanlarda hizmetler sunarak halkýn gönlünü kazanan asker olmuþtur.
Öyle ki yabancý askerler þehre inecekleri zaman ya Tük askeri kýyafeti giyerek ya da araçlarýna Türk bayraðý asarak kendilerini güvende hissetmektedirler.
Halkýn askerimize olan güven ve muhabbetini bildiði için Taliban bile Türk askerine saldýrmaktan çekinmektedir. Bir iki küçük teþebbüs dýþýnda saldýrmamýþtýr.
Tabii ki bundan Taliban'ýn Türk askerini sevdiði anlamý çýkarýlmamalýdýr. Yabancý güçler Afganistan'dan çekilsin derken Türk askerinin de çekilmesini talep ediyorlar.
Ancak Taliban'ýn da yek vücut olmadýðýný burada hatýrlatmak gerekir. Kendi içinde farklý fraksiyonlarýn bulunduðunu da unutmamak gerekiyor.
Rusya'nýn ve Ýran'ýn desteklediði gruplarla birlikte 5 ayrý fraksiyon olduðu biliniyor.
Taliban içinde en güçlü fraksiyon da Pakistan istihbaratýnýn etkin olduðu fraksiyondur. Türkiye tam da bu sebeple Afganistan'daki görevi üstlenmek için Pakistan'ýn ortaklýðýný þart koþmaktadýr.
Pakistan'ýn ortaklýðý Taliban Türkiye çatýþmasýna engel olacak zemini hazýrlayabilecek etkenlerden biridir beki de en önemlisidir.
Türkiye'nin Afganistan merkezi hükümetiyle iliþkisinin iyi olmasý, Afgan halkýnýn Türk askerine duyduðu güven ve sevgisi, Maarif okullarý dahil Afganistan'daki binin üzerinde hizmet projesi yürütüyor olmasý, Türkiye'nin oradaki mevcudiyetinin iþgal yahut sömürme amaçlý olmamasý, Pakistan'ýn devreye girmesi bunlarýn hepsi Türkiye lehinedir.
Öte yandan Türkiye'nin jeopolitik durumu Afganistan'da bulunmayý gerekli kýlan sebeplerden biridir.
Türkiye yükselen bir güçtür ve artýk tartýþmasýz bölgesel bir güçtür.
Bu topraklar üzerinde kalabilmek için de bu gücünü muhafaza etmek zorundadýr.
Bölgesel güç olarak Libya'da, Somali'de, Katar'da, Azerbaycan'da, Suriye'de ve Irak'ta hangi saiklerle bulunuyorsa Afganistan'da da benzer saiklerle bulunmak zorundadýr.
Afganistan, Ýngiliz Rus ve Amerikan imparatorluklarýna mezar olmuþ bir coðrafyadýr.
Bununla birlikte hepsinin Afganistan üzerindeki emelleri devam etmektedir. Onlara ilaveten Ýran Çin gibi ideolojik hedefleri olan ülkeler de Afganistan üzerinde nüfuzlarýný artýrma peþindedirler.
Türkiye'nin kardeþ ülke Pakistan ile yukarda belirlenen hedefler doðrultusunda Afganistan'da bulunmasý hem Türkiye Pakistan lehine hem de Afganistan lehine bir zarurettir.
Afganistan'da bulunmasý Türkiye'nin Ortadoðu politikalarýnda söz sahibi olmasýna da katkýda bulunacak önemli bir politikadýr.
Elbette ki Türkiye gözü kapalý girmemektedir bölgeye. Zaten oradadýr, orada kalmak için de gerekli diplomatik alt yapýyý oluþturarak uluslararasý meþruiyeti ve desteði temin ederek kalmaya çalýþmaktadýr.
Amerika oradan çýkarken tamamýyla bölgeyi terk etmediðini de akýldan çýkarmamak gerekiyor.
Hani Suriye'den çekiliyordu? Çekildi mi?
Bakmayýn muhalefetin yaygarasýna!
Türkiye emin ellerde!
Afganistan politikasý da tecrübeli ve dirayetli üçlüye -Erdoðan Çavuþoðlu ve Akar'a- emanet!