Afganistan'da yeni durum

Afganistan İslam Cumhuriyeti 16 Ağustos'tan itibaren Afganistan İslam Emirliği'ne dönüştü.

Cumhuriyetten emirliğe!

Sistemin ne olacağı henüz belli değil.

Dünyadaki ve ülkemizdeki müzmin İslam düşmanlarının kamuoyunu aldattığı gibi İslam hukuku Taliban ile devreye girecek değil!

Hâkim olduğu dönemde Taliban'ın ceza infazlarını ilkel ve nefret ettirici bir şekilde uygulamalarının dünyayı dehşete düşürdüğü doğrudur.

Ancak Afganistan İslam Cumhuriyetinin hukuku da İslam hukukuydu.

Yani Afganistan'dan kaçanların birilerinin İslam'ı kastederek iddia ettiği gibi şeriattan değil kaostan kaçtıklarını görmemiz gerekir.

Bir diğer husus Afganistan'ın yıllardır ABD işgali altında olduğudur. Taliban ise -arkasındaki güçlerin kimliği ayrı bir konu- her şeye rağmen yabancı güçlere karşı mücadele eden yerli bir hareket görüntüsü vermektedir.

Başlangıçta terör örgütü ilan etmiş olsa da bizzat ABD uzun süreden beri Taliban ile masaya oturmuştur. Ve Taliban ile anlaşmıştır. Anlaşma içeriği tam olarak kamuoyuna yansımasa da Taliban'ın 300 bin kişilik Afgan ordusuna karşı bu denli kolay ve seri biçimde başkenti ele geçirmesi düşündürücüdür.

Detaylar bir yana artık Afganistan'da yeni bir durum söz konusudur. İlgili ülkeler -Türkiye dâhil- yeri duruma göre tavır belirlemek durumundadırlar.

Taliban ya geçmişteki ürkütücü politikasından ders çıkarmış ya da uluslararası camiadan dışlanmamak için olmalı ki şaşırtıcı şekilde makul ve mantıklı açıklamalar yapmaktadır.

Yönetimi barışçı yollarla teslim almaktan, başkente silah zoruyla girmemekten, her kesimin temsil edeceği katılımcı bir hükümet oluşturmaktan bahsetmektedir. Halka güvence vermek ve genel af ilan etmek gibi ve diplomatik misyonlara ilişmemek gibi açıklamalar yapmaktadır.

Bir taraftan da Katar'da (Doha) resmi görüşmelere devam etmektedir.

Tabii ki hangi rahatlatıcı açıklamayı yaparsa yapsın Taliban hakkında ciddi endişeler vardır.

Öte yandan batılı ülkeler çekilirken Çin ve Rusya'nın yeni yönetimle ilişki kuracağı ve tanıyacağı haberleri gelmektedir.

Ülkemizde bölgeyi iyi bilen uzmanlardan biri olan Ömer Korkmaz'ın şu ifadeleri yabana atılmamalıdır. Diyor ki Korkmaz: "Şimdi Türkiye devlet olarak Talibanistan devleti ile görüşerek tarihi sorumluluklarını yerine getirmelidir.(...) Çin er veya geç Afganistan'ı işgal etmek isteyecek, bu kesin. Bütün bölgesel denklemler buraya çıkıyor. İran, Afganistan'da çok etkin bir ülke. Taliban bu etkinliği dengelemek için iyi bir fırsat.(...)Doğu Türkistan toprakları Afganistan'dan daha büyüktü. Çin o dönemde daha zayıf olmasına rağmen Doğu Türkistan'ı yuttu. Taliban bütün ekonomik anlaşmalarını Çin'le yaparsa bu, işgalin önünü açmış olur. Bölgede en iyi siyasi akıl ve ekonomik güç Türkiye'dir. Taliban 'Türkiye'ye ihtiyacımız var' diyerek aslında bir dengeye ihtiyaç duyduğuna işaret etmiştir."

Daha önce CHP eski genel başkanı Hikmet Çetin de Türkiye'nin Afganistan'ı yalnız bırakmaması ve Taliban ile de mutlaka görüşülmesini tavsiye etmişti.

Afgan halkının Türk askerine olan sevgisini gören Taliban geçen süre içinde de Türk askerine saldırmamıştır.

Hatta son olarak Herat ve Mezarı Şerif'i ele geçirdiğinde Türk konsolosluklarına dokunmadığını öğrenmiştim.

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Türk büyük elçiliğinin de Kabil'de çalışmalarını normal bir şekilde devam ettirdiği açıklandı.

Taliban'ın ideolojisi bir tarafa artık Afganistan'ın yeni hâkimidir ve yeni bir durum ortaya çıkmıştır.

Türkiye bu yeni durumu Pakistan ile masaya yatırarak isabetli bir adım atmıştır.

Taliban hakkında aceleci davranmamak, teenni ile hareket etmek, temkinli ve tedbirli olmayı elden bırakmamak gerekir.