İbrahim Güneş
İbrahim Güneş
Tüm Yazıları

Ağaca telefon çivilemek

Elinde bir çekiç, bir çivi telefonları tek tek ağaca çivileyen bir asker...

Fotoğraf karesi gerçekten çok dikkat çekici.

Rus komutan belli ki cephedeki askerlerin üstünü aramış.

15 gün hapis cezası ile yasaklanan cep telefonlarını bulmuş.

Çivi ile mevzideki ağaca çakıyor. Diğer askerler ibret alsın diye onları herkesin gözü önünde imha ediyor. O anlar da yine bir cep telefonu ile kaydediliyor.

Burada dikkat çekici olan askerlerin telefon sinyalleri üzerinden bir füzenin hedefi olacaklarını bildikleri halde bundan vazgeçmiyor olmaları...

Konuyu nereye bağlayacağımı merak etmişsinizdir?

Şunu söylemeye çalışıyorum. İnternet, iletişim bağımlılığı bakımından çok çarpıcı bir durum. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ilk döneminde Rus generallerin bir kısmı yanındaki askerlerin cep telefonları ile yeri belirlenip füze ile öldürüldü. Gazze'deki katliamları, soykırımı canlı canlı izledik. Ekmek, su, elektrik yok ama internet iletişimi var?

Size de biraz tuhaf gelmiyor mu bu durum?

Aslında mesele çok net, Gazze'de yerel iş birlikçi bulmakta zorlanan Mossad umudunu Gazzelilerin iletişim verilerine bağlamış vaziyette.

Gazzelilerin çok masumca paylaştığı bir mesajdaki bilgi kırıntısı, Mossad için çok kıymetli bir istihbarata dönüşebiliyor.

Özetle söylemem gerekirse ağaca telefon çivilemek zorunda kalanların yaşadığı psikolojiyi iyi okumak gerekiyor.

Çünkü bu meseleyi hafife alanlar, sadece reklamları hedefi olmuyor. Aynı zamanda kurşunların, bombaların, füzelerin de hedefi oluyor...

Instagram yoksunluğu içinde kıvrananların yaşadığı travmayı hafife almamak gerekiyor. Zira hepimizi iletişim bağımlısı haline getirdiler. Üstelik de bunun için canını tehlikeye atmayı bile umursamayan bir kitle oluşturuyorlar...

ÇELİK KUBBE

Türkiye Çelik Kubbe'sini inşa ediyor...

Mesaj çok net aslında. Çelik Kubbe isminden de anlaşılacağı üzere,

İsrail'in Demir Kubbesi'nden daha güçlü bir sistem kurma isteğimiz var.

Savunma Sanayii İcra Komitesi açıklamasında, bu durum,

'Katmanlı hava savunma sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine ulaştırılması ve yapay zeka destekli olarak karar vericilere sunulmasını temin eden yerli ve millî olarak geliştirmekte olduğumuz ÇELİK KUBBE Projesi" ifadesiyle duyuruldu.

Zira aslında bugünlerde Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'u fethettiği dönemdeki gibi silah sistemlerinde büyük bir dönüşüm dönemindeyiz.

Ve Türkiye tam da bu dönüşümün ortasında kürek çekiyor...

BAYRAKTAR TB3, AKINCI ve AKSUNGUR silahlı insansız hava araçlarının ve ilgili alt sistemlerin tedarikine yönelik projeler ile sürü yetenekli, kamikaze ve mini insansız hava ve deniz araçları projeleri ne kadar zorlu bir alanda mücadele ettiğimizi gösteriyor.

Zira bu yüksek teknolojiyi yakalayamayanlar, düşük maliyetli ve etkin saldırı sistemlerine karşı çok zorlanıyor; savunmasız kalıyor.

ABD'nin Irak'taki üsleri kamikaze dronlarla vuruldu. 5 ABD askeri yaralandı. ABD Suriye'de İranlı Şii milislerin saldırılarına karşı kendi üssünün çevresine 700 PKK/YPG'li terörist yerleştirdi. Yani ABD kendi üslerini elindeki tüm teknolojiye rağmen korumakta güçlük çekiyor. İsrail'in "Teröristan" projesi için yola çıkan PKK/YPG'liler şimdi ABD askerlerini korumak için ölecek. Hatırlayın eski ABD Başkanı Trump, YPG'li teröristler için "bizim için çok ucuza mal oluyorlar" demişti.

İşin ilginç yanı PKK'lılar daha önce de İran'a çalışıyordu. Kandil bölgesinde köşeye sıkıştırılan teröristlerin İran'a kaçtığı, İran'ınsa kamera görüntülerine rağmen "biz terörist görmedik" dediği günler çok uzakta değil. Sözün özü biz Çelik Kubbemizi örmek için mücadeleyi sürdürüyoruz. Yeni sınamalara yönelik çok yönle savunma sistemleri, doktrinleri geliştiriyoruz. Bu yüzden, Türkiye üzerine hesap yapanlar planlarını sık sık revize etmek zorunda kalıyor.

"AYAKLANMA ÇAĞRISI"

Türkiye Instagram için kısıtlama kararı aldı.

Türkiye'deki "ev zencileri" hükümeti topa tuttu.

Eski söylemler biraz yumuşatılarak dolaşıma sokuldu.

Şimdi doğrudan "Diktatör" diyemiyorlar.

Zira batı medyasının "seçimde 2. Tura kalan diktatör mü olur?" manşetleri arşivde duruyor.

Onun yerine "tek adam rejimi, özgürlükler kısıtlanıyor" vs diye yükleniyorlar. Peki Gezi Kışkırtması dönemine benzer bir durum İngiltere'de şu anda yaşanıyor. Ülkede 30 ayrı noktada eş zamanlı isyan başlatılması çağrıları sosyal medya platformlarında elden ele dolaşıyor.

Yani ayaklanma çağrısı yapılıyor. Ülke iç savaşa sürüklenmiş gibi görüntülerle karşı karşıya kalıyor.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, sosyal medya platformu yöneticilerini resmen tehdit eden ifadeler kullandı.

İngiltere Başbakanlık Sözcüsü, ülkedeki aşırı sağcı şiddet olaylarının ardından Amerikalı milyarder Elon Musk'ın sosyal medya hesabında yaptığı "İç savaş kaçınılmaz" yorumuna sert tepki gösterdi.

Peki bizim "ev zencileri"nden biri de çıkıp "İngiltere'de demokrasi, özgürlük yok" dedi mi? Elbette hayır, onlardan biri şimdi çıkmış ahkam kesiyor. "Beğen ya da beğenme İsrail Demokratik bir devlet" diyor. Milleti de buna ikna etmeye çalışıyor. Yani İsrailliler bile içimizdeki ev zencileri kadar İsrailli değil neredeyse, zira onlar bile "demokratik değil, şeriat devletiyiz" diyor. Neyse sözü uzatmayalım. Umarım Instagram ile yürütülen görüşmeler olumlu sonuçlanır, sosyal medyada çıldırmış gibi davranan gençler de rahatlar, ülke de...