Geçtiðimiz akþam, CNN'de Ahmet Hakan'ýn programýnda alt yazý böyle geçti: "AK Parti devrimci bir partidir' bunu programa konuk olarak gelmiþ Prof. Numan Kurtulmuþ'a onaylatarak tekrarladý Ahmet Bey...
Paradoks gibi duruyor çoðumuz için: 20 yýldýr iktidardaki, merkez sað bir partinin, sol ajandaya ait bir kavramla kendisini takdim etmesi... Devrimcilik.
Devrimcilik, neredeyse bütün dünyada solculuðun, ilerlemenin, deðiþimin, dönüþümün, geçmiþle baðlantýyý kopartmanýn, yeniliðin betimlenmesi için kullanýlan bir terim... Bunun karþýsýnda muhafazakarlýk var; geçmiþle kurulmuþ kuvvetli baðlam, geleneði bugünde sürdürebilmek, tevarüs edilen birikim, dünü geleceðe taþýmak, karakterize olmuþlukla ilgili bir kavram muhafazakarlýk... Dolayýsýyla hem zaman, hem de zarf açýsýndan birbirleriyle taban tabana zýt iki kelime; muhafazakarlýk ile devrimcilik...
AK Parti Genel Baþkanvekili Prof. Numan Kurtulmuþ; "muhafazakarlýk" kelimesini, politik anlamda deðil, kültürel anlamda kullandýklarýndan söz etti programda. Muhafazakarlýk bizim dilimizde, geleneðine, kültürüne, dini inancýna inanmýþlýkla ilgili olarak kullanýlýr, kültürel anlamýyla evet muhafazakarýz, ama politik anlamýyla statükocu deðiliz mealinde konuþtu. Prof. Ýdris Küçükömer'in "Batýlýlaþma-Düzenin Yabancýlaþmasý' adlý kitabýnda da geçen bir anlatýya atýf yaparak: "...Türkiye'de sað sol, sol da saðdýr. Türkiye'nin "solcularý" gericidir' cümlesiyle açtý konuyu...
AK Parti'nin; Devlet Güvenlik Mahkemelerini kapatmasý, Kamu Mahkemeleri-Askeri Mahkemeler ayrýmýný kaldýrarak, Askeri Mahkemeleri de diðer genel mahkemeler içine almasý mesela, devrim deðil de neydi? Tabii Yargýç ve Hukuk Güvenliði ilkeleri, son 20 yýllýk iktidar boyunca tahkim edilmemiþ miydi? Son olarak Anayasa Mahkemesine kiþisel baþvuru hakký dahil, hak arama imkanlarýný devrimcil þekilde kuvvetlendirmemiþ miydi?
Hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldýrýlmamýþ mýydý? Baþörtüsü ve Ýmam-Hatipler meselelerinde yaþanan haksýzlýklar, adeta bir hürriyet devrimi yaþanarak son bulmamýþ mýydý?
Saðlýkta, ulaþýmda, teknolojide, savunma sanayiinde atýlan devasa adýmlar Türkiye'de bir hizmet ve eser devrimi anlamýný taþýmýyor muydu?
Evet, yaptýklarýna bakacak olursak, AK Parti, statükocu, jakobenist, aydýnlatmacý bakýþ açýsýna son vermiþti. Halka raðmen halkçýlýðý rafa kaldýrmýþtý. Tüm bu hayalleri, halka hizmet edeceði yerde köstek olan zihniyetleri geride býrakmamýþ mýydý?
AK Parti; Demokrat Parti, Milli Görüþ, Turgut Özal geleneklerini birleþtirerek siyasi bir kültür geliþtirmiþti son 20 yýllýk iktidar sürecinde. Darbelere ve darbecilere karþý koyma bilincini geliþtirdi. Milletin oyunun ne kadar deðerli ve nelere kadir olduðunu gösterdi. Söz gelimi; milletin oylarýyla, hükümet sisteminin deðiþmesi gibi büyük bir siyasi deðiþimi baþarýyla yönetti. 15 Temmuz'da millet ile el ele bir kalkýþma ve iþgal giriþimini püskürttü...
Bizim aslý oksimoronumuz ise; solcu, aydýn, devrimci sýfatlarýný taþýyanlarýn açmazlarýyla ilgilidir.
Milleti sürekli küçümseyen, halký cahil olmakla suçlayan, insanýna yabancýlaþmýþ, toplumu aydýnlatmak adýna onu gelenek ve inançlarýndan hunharca kopartan, yerli, yerel, kültürel ve manevi olan her þeyi basit, köylü veya tehlikeli yaftasýyla suçlayan, tarihinden ve geleneðinden duyduðu utancý bir türlü dindiremeyen, sýrça köþkünden aþaðý bir türlü inmeyen solcular, aydýnlar, devrimciler ise bizdeki gerçek oksimorondur... Þu koca ozan Aþýk Veysel'i, yamalý giysileri ve yamalý çarýðýna bakarak, Ankara'nýn Ulus semtine sokmayan zihniyettir gerçek paradoks...